Kırım Derneği Üyesi
HAKKINDA YAZILANLAR
ABDURRAHMAN BATURSAH: KIRIM DAVAMIZDA BiR YILDIZ
Zafer KARATAY
Bir gün yolunuz, İstanbul’daki Millet ve Vatan caddelerini birbirine baglayan, Çapa Tip Fakültesinin batisindaki Tatlipinar Caddesi’ne düserse, ona rastlayabilirsiniz. Olaganüstü bir durum olmadigi takdirde, her sabah saat 9.30 – 10.00 arasinda Tatlipinar caddesinin yokusunu ölçülü ve düzenli adimlarla agir, agir tirmanan, basinda Kirim kalpagi, kalpaginin kenarindan görünen saçlari agarmis, yillardir arkadaslik ettigi sigarasinin izlerini ak biyiklarinda tasiyan bu adam, Abdurrahman Batursah’tir. Kirim’i ve Kirim Tatar kalpagini tanimayanlar onu Türk ystiklâl Savasi’na katilmis bir muharip gazi, bir Kuvvâ-yi Milliyeci sanabilir.
Abdurrahman Batursah, Tatlipinar Caddesi’nin Millet Caddesi ile birlestigi yere gelmeden önce saga sapar. Pazartekke Sokagi’nin basindaki ikinci apartmandan içeri girer. Bir süre sonra onu pencerede görürsünüz. Kirim Türkleri Kültür ve Yardimlasma Dernegi İystanbul Subesi yazili tabelanin hemen üstündeki pencerelerin pervazlarindaki çiçekler, onun can yoldaslaridir, yalniz saatlerinin sevgilileridir.
Günün hangi saatinde giderseniz gidin, Kirim Dernegi’ni tertemiz bulursunuz.
O kimdir? diye sorarsaniz, saatlerce anlatabilirim onun kim oldugunu. Ama kisaca onun Kirim ystiklâl Davamizda gerçek bir yildiz oldugunu söyleyebilirim. Niçin mi? Vatan Kirim’a borcunu sonuna kadar ödedigi için. 1991 senesinden bugüne kadar bir gün olsun bile Vatan Kirim’a yaptigi hizmetlerden dolayi sikayetçi olmadigi için. Niçin mi? Vatan Kirim’a, halkina oradaki kardeslerine elinden geleni esirgemeden kismadan verdigi, gücünü sonuna kadar bu davanin istifadesine sundugu için.
Abdurrahman amcanin, Kirim davasinda aktif olarak mücadeleye atildigim ve neredeyse yirmi yili bulan süre içerisinde tanidigim binlerce insan arasinda müstesna bir yeri vardir. Çünkü o, kapasitesini yüzde yüz oraninda ve hiç bir karsilik beklemeden davamizin, halkimizin hizmetine sunan, sayili insanlardan birisidir.
Etrafimiza baktigimizda kaç kisi görebiliriz, her seyini millî Emel ugruna ortaya koyan? O ayda-yilda bir Kirim’i hatirlamaz. Seneden seneye, Kirim gecelerinden tepreçlere, arada sirada bazi bir toplantilara katilanlardan degildir. O, hattâ hiç derneklere ugramadan,
elini cebine atmadan, emegini, alin terinin bir damlasini bile bu dava ugruna dökmeden, hizmet edenleri tenkit edenlerden degildir. O, her bir sorumlulugu dernek yöneticilerine havale edenlerden de degildir. Abdurrahman amca Kirim davasini Kirim Dernegi baskan ve yöneticilerinin isi ve vazifesi olarak görmez. ysmail Bey Gaspirali gibi, milletin davasi olarak görür. Gerçek bir dava adami olarak, ferdî sorumlulugunu yerine getirenlerdendir.
Elbette, Kirim Davasi için yapilan en küçük bir hizmet bile kutsaldir. Ama onun hizmetlerini, onu diger hizmet verenlerden ve Vatan Kirim için bir seyler yapanlardan ayiran en önemli özelligi, dedigim gibi, elindeki imkanlari, yetenegini, akil ve beden gücünü yüzde yüz davanin hizmetine sunmasindadir.
Böyle bir insanin öz geçmisini merak edenler de olabilir:
Abdurrahman amca Bahçesaray’in Kous köyünden. Kartbabasi Ali Odaman 1885’de rahmetli olmus. Babasi Mehmet, Dereköylü Konsullar sülalesinden Topal Muhterem’nin kizi Alime ile evlenmis. Aile 1922 senesinde Kirim’dan Türkiye’ye göç ediyor.
Kirimli Mehmet ve Alime’nin ikisi kiz, alti çocugundan ikincisi Abdurrahman amca ve o 1926 senesinde Samsun’da doguyor. Aile Samsun sehrinde ve köylerinde yasiyor. Baba Mehmet 1944 senesinde Hakk’in rahmetine kavusmus.
Abdurrahman amcanin esinin hayat hikâyesi de çok ilginç. 1917-1918 senelerinde Türk-Rus savasinda Erzurumlu bir Türk Ruslara esir düser ve esirlikteyken bir Kirim Tatar kiziyla evlenir. 1933 yilinda bu aile de Türkiye’ye göç ediyor. Bu ailenin kizi Zöhre ile Abdurrahman amca 1951 senesinde evleniyor. Onlar, 1955 senesinde ystanbul’a göç ediyorlar. Dört çocugu, bes torunu olan Abdurrahman amca, emekli olana kadar pazarcilik yaparak hayatini namusuyla kazaniyor.
Onunla tanismamiz iste bu emekliye ayrildigi yillarda oldu. Tabiî ki ystanbul’daki dernegimizde. Onu ilk gördügümdü, biraz saskinlikla yüzünü inceledim. Tertemiz, masum bakislarinda insan sevgisi ve saygisi açikça belliydi. Beni asil sasirtan yani büyük fikir adami, atamiz ysmail Bey Gaspirali’ya olan sasirtici benzerligiydi. ylk aklima gelen de, bir gün Kirim ile ilgili bir televizyon programi yaparsam, onu ysmail Bey Gaspirali rolünde oynatmaliyim düsüncesi oldu. Bu arzum da gerçeklesti. Abdurrahman amca 1993 yilinda TRT için hazirladigim Kirim Belgeseli’nde ysmail Bey Gaspirali olarak yer aldi.
Görüldügü gibi, o zengin bir insan degil. Bag-Kur’dan emekli. yyi bir egitim yapma imkânini bulamamis. Ama, sanki Vatan Kirim’a hizmet terazisi gibi, İstanbul’daki dernegimizde daima vazifesinin basindadir. Yolunuz ystanbul’a düstügünde dernegimize bir
ugrayin, bir çayini, bir kahvesini için. Onun kalbinin, onun ruhunu aynasinda kendinizi bir görün.
Keske bütün cemiyet üyeleri Abdurrahman amca gibi olsalardi. Keske millî davamiz etrafinda onun gibi bir kaç yüz insan daha toplanabilseydi…