Agah Efendi Biyografisi
Türkiye’de gazeteciliğin öncüsü sayılır.
Agah Efendi,rıyer’de doğmuştur. Babası Yozgatlı Çapanzâde Ömer Hulusi Efendidir.
İlk ve orta öğreniminden sonra tıbbiyeye kaydoldu, yedi yıl tıp öğrenimi gören Agâh Efendi okulu bitirmeden ayrıldı. Tıp öğrenimi sırasında katiplik yaptı. Bu sırada Fransızca, İngilizce ve İtalyanca öğrendi. Fransızca çevirmeni olarak Babıâli Tercü-me Odası’nda çalışmaya başladı. 1852-1854 yılları arasında Paris elçilik sekreterliğine, 1855 yılında Rumeli Ordusu baş mütercimliği yaptı, Divanımuhasebat (Sayıştay) üyeliği, daha sonra 1861’de Posta Nazırlığı’na (Posta Bakanlığı) getirildi. Bu görevi 1865 yılına kadar sürdürdü. 1862 yılı sonunda ise ilk Türk posta pullarını çıkarmıştır. İstanbul’da güçlü bir posta örgütü kurdu ve 1863’te Türkiye’de ilk kez posta pulu kullanımını başlattı. Bu uygulamayla posta işlemleri büyük ölçüde basitleşti ve çeşitli yanlışlıklar, yolsuzluklar önlendi.
Daha önceleri yapıldığı gibi mesafeye göre posta ücretlerinin hesaplanmasına son vererek 13 Ocak 1863 tarihinde Sirkeci, Bh postahanelerinde satışı başlayan bu pullar ile posta gönderi ücretlerinin ödenmesi uygulamasını da başlatmıştır. Agâh Efendi bununla da kalmayarak halkın postahanelere gelmeden mektup yollayabilmesi için ilk defa posta kutuları uygulamasını da başlatmıştır. 14 Şubat 1865 tarihinde ise ülke sınırları içinde her türlü posta taşınması haklarının devlete ait olduğunu açıklamış ve Mısır Postalarının başlatılmasını emretmiştir.
Agah Efendi, 21 Ekim 1860 tarihinde Şinasi ile birlikte Tercüman-ı Ahval (Durumların Sözcüsü) gazetesini çıkarmaya başlamıştır. Altı ay sonra Şinasi’nin ayrılması üzerine gazeteyi tek başına çıkarmayı sürdürdü. Özel sermayeyle çıkarılmış ilk Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval bir haber gazetesi olmakla kalmayıp, ülkenin o dönemdeki birçok ekonomik ve toplumsal sorununu tartışmaya açtı. Halkın kolay anlayacağı bir dil kullanılmasına özen gösteren gazete eğitime de önem verdi. Eğitimdeki bozuklukları eleştirdi, çağdaş eğitim anlayışını savundu. Bu anlayışa uygun yayınları nedeniyle bir süre kapatıldı. Agâh Efendi’nin başyazarlığını yaptığı Tercüman-ı Ahval Türk basın tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Agâh Efendi yenilikçi aydınların kurduğu Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin 1865’teki ilk üyelerindendir. Bu örgüt Osmanlı aydınları arasından seçilecek üyelerle bir meclis toplanmasını ve ülkenin bu meclisten çıkan yasalarla yönetilmesini savunuyordu. Namık Kemal, Ziya Paşa gibi aydınlar bu örgütün önderlerindendi.
Padişahın baskıları sonucu Agâh Efendi ve öteki örgüt üyeleri 31 Mayıs 1867’de Paris’e kaçtılar. 1867-1871 yılları arasında Fransa. İngiltere ve Belçika’da yaşayan Agâh Efendi Paris’te arkadaşları ile birlikte Muhbir (Haberci) ve Hürriyet gazetelerini yayımladı. Siyasal etkinliklerden çok gazetecilikle uğraştı.
1871’de padişahın çıkardığı afla yurda dönünce İzmit mutasarrıflığına getirildi ve Şûrayıdevlet (Danıştay) üyeliği görevlerinde bulundu. Ama II. Abdülhamid padişah olunca görevinden alındı: 1877’de önce Bursa’da, daha sonra Ankara’da altı yıl sürgün yaşadı. Bağışlandıktan sonra Rodos ve Midilli mutasarrıflıklarına getirildi. 1884’te Atina elçiliği görevine atandı.
Agah Efendi, atandığı Atina elçiliği görevinin ilk aylarında 1885’te Atina’da 53 yaşında öldü. II. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir.
Memlekete hiçbir Türk’ün bir gazete çıkarmadığını gören Agâh Efendi hükümete şöyle başvurdu: “Çeşitli Eğitim konularını, iç ve dış olayları yaymak için birkaç günde bir kere çıkan Türkçe bir gazete çıkarmak emelindeyim. Yabancıların Arapça ve Türkçe gazeteler yayınladıkları gibi bütün masrafı ve kârı kendime ait olmak üzere, devlet ve milletimin politika ve menfaatlerini koruyan bir gazetenin basılması için müsaade buyrulmasını isterim.”
O zamana kadar Türkiye’de hükümetin resmi gazetesi olan “Takvimi Vekayi” ile ilgili bir İngiliz’in Türkçe yaydığı “Caridei Havadis” gazeteleri çıkıyordu. Agâh Efendi “Tercümanı Ahval” adını verdiği gazetesini haftada bir çıkardı. Bu gazete karakterini taşıyan ve Türk aydınlarının çıkardığı ilk gazetedir. Bu gazetenin çıkışı Türk kültür tarihinin yeni bir sıçramasıdır. “Caridei Havadis” bunu rakip saydı. Onu batırmak için haftada beş gün “Tercümanı Ahmal Caridei Havadis” i çıkardı. “Tercümanı Ahval” 1866’ya kadar yaşadı.
Yakın arkadaşlarının ifadesine göre, Agah efendi muhakeme gücü sağlam, zeki gayretli, yumuşak başlı, açık sözlü bir tanzimat aydınıdır. İlk yirmi dört sayısını Şinasi ile birlikte çıkardığı Tercüman-ı Ahval, Türkiye’de gazetecilik anlayışının yerleşmesi yolunda büyük bir hizmet görmüştür. Gazetecilik ve idarecilik yanında bazı piyes denemeleri yapmışsa da bunların önemli çalışmalar olduğu söylenemez. Gazetecilik dışında onun yaptığı asıl hizmet, Türkiye’de posta idaresinin gelişmesi hususundaki çalışmalarıdır.