X

Ahmet Vefik Alp

Ahmet Vefik Alp

mimar

1948 yılında Istanbul Kadıköy’de dünyaya gelen Ahmet Vefik Alp, Saint Joseph Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra, Robert College Inşaat Mühendisliği Bölümünde yüksek öğretime başladı, aynı yıl Istanbul Teknik Üniversitesi’ne geçerek, buradan 1971 yılında ‘Pekiyi’ derece ile ‘Mimar, 1973 yılında da yine ‘Pekiyi’ derece ile Yüksek Mühendis Mimar diplomalarını aldı.

Alp’in diploma çalışması olarak hazırladığı İstanbul Belediyesi Tepebaşı Kültür Merkezi projesi ile görerek yayınlanmış, yine o sırada katıldığı TC Merkez Bankası Idare Merkezi Proje Yarışmasına gönderdiği teklif banka tarafından satın alınmıştır.

Mezuniyetinden hemen sonra ITÜ Mimarlık Fakültesinde ‘asistan’lığa atanan Alp, diğer taraftanda proje ve tatbikat deneyimlerine başlamış, bu arada Yüksek Denizcilik Akademisi Tuzla Kampüsü Projesini hazırlamıştır.Alp, 1977 yılında Istanbul Teknik Üniversitesi’nce Devlet hesabına Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilmiştir.

Houston, Texas, ‘Rice University’de, 1978 yılında iki yabancı meslekdaşı ile beraber Houston için hazırladığı ‘Şehir Merkezi’nde Sağlıksız Yapılaşma’ konulu projesiyle ‘Master’; 1979 da ise Mimari ve Çevre Psikolojisi alanında, insanlar, binalar ve şehirler arasındaki karşılıklı etkileşimleri, duygusal ve estetik ilişkileri inceleyen ‘Aesthetic Response to Geometry in Architecture’ başlıklı tez ile de ‘Doktor’ projelerini almış, tez çalışması birçok uluslararası organda yayınlanmıştır.Alp; ITÜ’deki görevine dönmeden önce de ABD’de 3D/ International mimarlık firmasında kısa süre çalışmıştır.

1982 yılında Çevre Tasarımı Fakültesi’nin kuruluş çalışmalarına katılmak üzere Suudi Arabistan Kral Fahd Üniversitesi’ne davet edilen Alp, burada yedi yıl boyunca ders verdi ve araştırmalar yapmıştır. Üniversitenin kampüs planlama ve inşaat faaliyetlerine katılmış, bu dönemde hazırladığı projelerden bir kısmı işletmeye açılmıştır. ‘Riyadh Diplomatik Beldesi’ndeki ‘TC Büyükelçiliği Kompleksi ve Lojmanlar Grubu’, Dhahran’da ‘Rektör Dr. Dakhill Malikhanesi’, Jubail Endüstri Şehrinde Villa bunlardan birkaçıdır. Medine’de Hacılar Oteli, Cidde’de Alışveriş Merkezi, Dhahran’da ‘Marina ve Tatil Köyü, Taif’te Konut Yerleşmesi projeleri tamamlanmıştır.

1984 yılında doçentliğe yükseltilen Dr. Alp, 1989 da ise bütün dünyadan mimarlık, şehircilik ve çevrecilik uzmanlarını bünyesinde toplayan ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın himayesine alınan (IAA) ‘International Academy of Architecture’ (Uluslararası Mimarlık Akademisi) profesörlüğüne getirilmiştir

Dr.Alp, Akademi Konseyi’nin kendisini görevlendirmesi üzerine 1993 yılında Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu IAA Istanbul Merkezi’ni tesis etti.

ABD Texas Eyaleti 1986 yılında Dr.Alp’e ‘Profesyonel Mimar lisansı’ verdi. Aynı yıl Texas Mimarlar Cemiyeti üyeliğine ve bunu takiben Amerikan Mimarlar Enstitüsü üyeliğine getirildi.

Eserleriyle bir çok ödül kazanan Prof. Dr. Alp, Osmanlı Imparatorluğu’nun Arap Yarımadası ve Basra bölgesindeki mimari mevcudiyetini araştırdı. Osmanlı’nın tarihi mirasını belgeleyen “Doğu Arabistan’da Mimari Miras” adlı kitabını 1990 yılında tamamladı. Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, Türkiye ve Suudi Arabistan’a ilaveten Isviçre’de çalıştı, Japonya’da mimari proje çalışmaları yaptı. Turgut Özal’ın isteği üzerine, Tokyo’daki kültür merkezi ve camii projesini hazırladı. Prof. Dr. Alp, Ukrayna’daki Türk-Islam Merkezini projelendirmek üzere bu ülkeye davet edildi.

10 Ocak 2021 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

HAKKINDA YAZILANLAR

Sürpriz Aday

Sürpriz bir şekilde Istanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için MHP’den teklif alan Alp, o ana kadar MHP’yle tek ilişkisi Tokyo’daki Türk Kültür Merkezi projesine destek istemek için kısa bir süre önce Türkeş’i ziyaret etmiş olmasıymış. Alp;“Milliyetçilik benim mimarimde vardı” diyor.

* Prof. Dr. Alp, MHP’nin Ankara’da yapılan Genel Merkez binasını da projelendirdi.

* Politikaya MHP Istanbul Belediye Başkanı adayı olarak atılan Prof. Dr. Alp, MHP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

* Ayrıca MHP’li belediye başkanlarının oluşturduğu Yerel Yönetim Birimleri Derneği’nin başkanlığını yaptı. Dernek başkanı olarak MHP’nin bazı belediyelerinde çalışmalar yürüten Alp ve teknik ekibi, Erzincan şehir planını da yaptı.

* Evli iki çocuk babası olan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, iyi derecede Ingilizce ve Fransızca, kısmen de Arapça biliyor.

* Demokratik Sol Parti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıkladı.

SÖYLEŞİ

“İstanbul Depremi Türkiye’nin sonu olabilir!”
Gazete HABERTÜRK
Kutlu ESENDEMİR
14 Kasım 2011

‘İstanbul’da ciddi deprem Türkiye’nin sonunu getirir’

HABERTÜRK’e konuşan kent bilimci ve mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, “Deprem Konseyi lağvedildi, başkanının bile haberi olmadı. Sokaklara konuşlanan deprem kutuları sırra kadem bastı. Kesin park yasağı getirilen acil deprem yollarının çoğu paralı otoparka dönüştürüldü. Toplanma ve çadırkent sahaları da imara açıldı ve yapılaştı” dedi.

VAN’da geçen hafta yaşanan 5.6’lık ikinci depremin acı bilançosunun ardından, dünyanın en büyük metropollerinden İstanbul’un risk altında olduğunu söylemeyen yok. Türkiye’nin önde gelen kent bilimci ve mimarlarından Prof. Dr. Ahmet Vefik
Alp ile hemVan depremini hemde İstanbul’daki olası depremve ortaya çıkacak tabloyu konuştum.

Van’daki 5.6’lık depremi ve sonuçlarını nasıl özetlersiniz?

Bu bir cinayet. Türk insanı bunu hak etmiyor. Göçebelikten yerleşik düzene geçiş sürecimizi tamamlayamadık.

Geçen yıl tadilatı yapılan Bayram Oteli’nin açılışını Vali Münir Karaloğlu yaptı. Tadilatlar denetlenmez mi?

Bina tadilatları genelde iki tiptir: Basit tamirat ve esaslı tadilat. Tamiratlar çatı aktarma, oluk tamiri, sıva, boya, kaplama gibi girişimlerdir ve ruhsata tabi değildirler. Esaslı tadilatlar yapının taşıyıcı sistemini de etkileyebilen ciddi girişimlerdir ve ruhsata bağlanmak zorundadır. Yeni bina inşa ediliyormuş gibi tadilat, proje ve hesapları onaya sunulur ve inşaat gerek belediye kontrol kadroları gerekse “Teknik Uygulama Sorumlusu” tarafından denetlenir. BayramOteli’nde nasıl bir tadilat yapıldığını bilmiyorum.

Ya Yapı Denetim Yasası?

Ölü doğmuştu. Ben o zaman rahmetli Başbakan Bülent Ecevit’in 57. Koalisyon Hükümeti’nde “Başbakan Başdanışmanı” olarak görev yapıyordum. Kontenjanından atandığımpartinin başkanı (Devlet Bahçeli) yetki vermediğinden görev yapamıyor, seyrediyordum. Yasanın 19 ilimizle sınırlandırılmasına ve kamu yapılarının denetimdışında bırakılmasına karşı çıktıysamda dinletemedim. Bu sene başında, 11 yıl sonra, yasa tümülkeye şamil kılındıysa da Van’a yetişemedi. Bu yasa başından doğru dürüst uygulansaydı Van’da iki depremde toplaminsan kaybı iki haneli rakamı geçmezdi.

Aynı Vali, 7.2’nin ardından, “Bundan sonraki artçı sarsıntılarda, ağır ve orta hasar olmayan evlerini vatandaşların kullanmasında bir sorun yok” demişti.

Telaş içinde verilmiş, bilimselliği bulunmayan bir ifade olarak değerlendirebiliriz

‘SORUMLULUK HEPİMİZE AİT’

Sizce sorumluluk kime ait? Bu ülke deprem karşısında neden acizleşir?

Başbakanlar,milletvekilleri, bakanlar, başkanlardan tutun da, şantiyedeki taşeron, demirci ustasına kadar herkesin bu acıklı tabloda belli bir ölçüde sorumluluk payı vardır. Bu projeleri yapanlar, onaylayanlar ve denetleyenler içinde öğrencilerim olabileceğini düşünüyorum. Demek ki adamgibi bina yapmasını öğretememişiz.

Van özeline dönersek.

Yapı DenetimYasası’nı gereği gibi yapamayanlar, uygulamadaki sıkıntıları gideremeyenler, Deprem Yönetmeliği’ni 1998’de gerçekçi hale getirenlerden tutun da, çöken binaların projemüellifleri, onaymercii, fenni mesullleri, belediye kontrolü, müteahhitler, ilk depremsonrası kullanılabilir raporu veren görevliler ve bina sahibi… Hepsinin belli oranda kusuru olabilir. Neticede kimse 57. Hükümet’e gidip, “KardeşimSayın Başbakanım, Sayın Bakanım, Milletvekillerim. Niçin 1999 depremlerinden sonra, adamgibi bir yasa, bir düzenleme yapmadınız?” diye soramaz. Bir iki Veli Göçer daha bulunur ve içeri atılır. Gölcük depreminde en az 100 Veli Göçer
vardı. Neredeler onlar?

Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Bugün yapılar yapmak, şehirler kurmak çok boyutlu karmaşık bir iş.Mühendislik, mimarlık, sanat, estetik, tarih ve nice disiplinlere hâkimolmak gerekir. Biz yerleşme ve yapı yapma işini hafife almışız. Yerleşmeyi henüz tam beceremiyoruz galiba. Göçebelikten yerleşik düzene geçiş sürecimizi henüz bitirememişiz. Önüne gelen de inşaatçı olmuş.

Yetkililer ön hasar tespiti yaptıklarını söylüyor. Bu ipucu veremez miydi?

Vermesi gerekirdi. Yıkılan otelde ‘cephe kaplaması olduğu için ilk depremin verdiği hasar görülemedi’ deniyor. Kardeşim, buna tavuklar bile güler. Bu riski nasıl alırsınız? En azından kritik kesimlerde kaplamayı söker, sıvayı kazır ve taşıyıcı iskeletin beton kesitlerinin durumunu görüp incelersiniz. Kronik adamsendecilik, laubalilik, ciddiyetsizlik, bilgisizlik.

‘Arama kurtarmada belirgin yol almışız’

Türkiye, sizce Van’da nasıl bir sınav verdi?

Van depremleri bana, ‘Biz adam olmayız’ dedirtti. Zemin etüdü yapılmış ve yeni deprem yönetmeliğine göre inşa edilmiş binaların dahi kaybedilmesi Ama arama kurtarmada kaydettiğimiz ilerleme belirgindi. Sağlık ekipleri neredeyse kusursuz çalıştı. Kutlamak lazım.

Müteahhit Ali Ağaoğlu ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik, eski imar yönetmeliğine göre yaptıkları evler olduğunu ve bu yönetmelikle teknik olarak nitelikli ev yapılmadığını söylediler. Bu bir itiraf mı?

İmar Yönetmeliği ve Deprem Yönetmeliği ayrı şeylerdir. Burada önem arz eden Deprem Yönetmeliği’dir. Eski yönetmeliğe göre yapılan yapılar tabii risk grubundadır. İstanbul’da bunlardan milyonlarca vardır. Yürürlükteki deprem yönetmeliği risk belirleyici tek faktör değildir. Riski oluşturan birçok bileşen vardır.

Nedir?

İstanbul yakın bir geçmişe kadar 2. derece deprem kuşağında kabul ediliyordu. Bu durumda bir bilimsel kusur ve sorumluluktur. Yakın bir geçmişe kadar beton
şantiyede ilkel biçimde üretiliyordu. Test edilmiyordu. Deniz kumu kullanılıyordu. Zemin etüdü yapılmıyordu.

Bunlar bir gerekçe mi?

Van’da bugün bütün bu teknik olanaklarla yapılan yapıların dahi göçmüş olması beni bitiriyor. O zaman ya bilgisizlik var ya da hırsızlık. Meslek hayatımda 40 yılı doldurdum. Akademik unvanımdan bahsetmiyorum. Ama 4 yıllık eğitimi bitiren genç bir mimar veya mühendis kardeşim de benimle aynı yetkilere sahip oluyor.

İSTANBUL İÇİN RİSK; ‘100 bin ölü, 100 milyar $’lık kayıp’

İstanbul depreme nasıl hazırlanıyor?

İstanbul’da ciddi bir deprem yaşanırsa bu Türkiye’nin sonunu getirebilir. Birleşmiş Milletler destekli Geohazards International’ın çalışmasında Dünya Deprem Ligi’nde Katmandu’dan sonra İstanbul 2’nci, İzmir 7’nci sırada gösteriliyor. Dikkatinizi çekmek istiyorum, bu skala deprem olma olasılığını veya olası deprem şiddetini göstermiyor.

Bu skala, kentleri deprem de yaşanacak kayıplara göre sıralanmış. Depremde kayıpların hacmi ülkenin gelişmişliğiyle doğrudan bağlantılı. Türkiye yapılaşma açılardan geri durumda.

İstanbul için dehşet senaryo nedir bu tabloda?

100 bin ölü, 135 bin ağır yaralı, 450 bin hafif yaralı, 60 bin ağır hasarlı bina, 115 bin orta hasarlı bina, 600 bin evsiz aile, 30 bin kutudan doğalgaz sızıntısı, 3 bin yangın, 100 milyar dolar maddi kayıp… Ayrıca Haiti depremini hatırlayalım: Büyük güçler, “Yardım edeceğiz” diye girip çıkmayabilirler. Türkiye’mizin coğrafi konumu çok hassastır ve stratejiktir. Olası İstanbul depreminde zafiyet durumumuzu değerlendirmek isteyen düşmanlarımız olabilir.

99 depreminden sonra İstanbul’da nasıl bir yol alındı?

Kâğıt üzerinde çok şeyler yapıldı. Ancak, milyonlarca gecekondu ve çürük apartman daireleri için hiçbir fiziki girişim yapılamadı. Bunlar betonarme tabutlar olarak bekliyor.

Deprem Konseyi her nedense lağvedildi.

Başkanının bile haberi olmadı. Sokaklara konuşlanan deprem kutuları sırra kadem bastı. Kesin park yasağı getirilen acil deprem yollarının çoğu paralı otoparka dönüştürüldü. Toplanma ve çadırkent sahaları olarak belirlenen alanların bir bölümü imara açıldı.

Başbakan, Van Depremi’nin ardından kentsel dönüşümle ilgili hızla hareket edeceklerini açıkladı. Başlangıç olabilir mi?

Yeni kurulan Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çok yetki verildi ve çok umut bağlandı. Köklü bir mimarlık ve şehircilik reformunun gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Kadir Topbaş, İstanbul’da olası bir depremin, Van’dan çok daha farklı olacağını, “Türkiye çok diplere vurabilir” diye belirtti.

Kobe büyük bir deprem geçirdi. Belediye Başkanı şunları söyledi: “Yollar kapanıyor, iletişim susuyor. İyi bir ulaşım sisteminiz yoksa, binaların altında kaybettiğiniz insan sayısına yakın insanı zamanında yardıma gidilemediğinden kan kaybından kaybediyorsunuz.” İstanbul ulaşımının normal zamandaki durumunu düşünürsek, muhtemel bir deprem sonrası “total kaos” yaşanacağını görememek
saflık olur. Üzerinde hastaneler barındıran, yüzer adaları tartışmalıyız.

VEFA-HABAR

Mimar Ahmet Vefik Alp vefat etti
10 Ocak 2021

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp dün gece İstanbul Maltepe’deki evinde rahatsızlandı.

Kalp krizi sonucu evinde vefat eden 72 yaşındaki Alp’in cenazesi yarın Kuşadası’ndaki aile kabristanına defnedilecek.

Alp, 1994 yerel seçiminde, MHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmuştu.

Kategoriler: A
Benzer Biyografiler