Albert Pike Biyografisi
150 yıl önce ilk iki dünya savaşının (I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı‘nın) ne şekilde çıkması gerektiğini bilen, yazan ve içinde bulunduğu grupları bu yönde motive eden, 3. Dünya Savaşı için de planlama yapan kişidir.
Albert Pike, 29 Aralık 1809 tarihinde Boston, Massachusetts, ABD’de Benjamin Pike ve Sarah Andrews Pike çiftinin 7 çocuğunun en büyüğü olarak doğmuştur. Albert Pike, 1825 yılında Harvard Üniversitesi‘nde üniversite eğitimine başladı. Buradaki eğitiminin ardından Gloucester, North Bedford, Fairhaven ve Newburyport’da bir süre öğretmenlik yaptı.
Albert Pike o yıllarda gazeteleɾde makeleler yazdı. Gazetedeki işinden kazandığı ilk parayla 1834 yılında Maɾy Ann Hamilton ile evlendi. 1837 yılında hukuk okumaya başlayan Albert Pike bir yandan da o dönemde çocukluğundan gelme şiir alışkanlığını devam ettiriyoɾdu. İnanç olarak Anglikan‘dır.
25 Nisan 1846 – 2 Şubat 1848 tarihleri arasında olan Meksika–Amerika Savaşının başlaması ile orduya süvari birliklerine katıldı yüzbaşı oldu.
Albert Pike 1850’li yıllarda Masonluk müessesesine katıldı. Müessese içerisinde büyük fayda ve yararlılıklar göstermiş olacak ki, bundan tam 9 sene sonra 1859 yılında Albert Pike Mason Üstadı oldu.
Hayatının sakin geçen dönemlerinde kendini şiire veren Pike, ilk şiiri olarak Hymns to the God’ı yayınladı. Ayrıca Prose Sketches and Poems Western Country’de yazdı. Eserleri bazı yerel dergilerde yayınlan Albert Pike’ın en bilinen eseri içeriği Masonlukla ilgili olan Morals and Dogma adlı kitabıdır.
12 Nisan 1861 – 9 Nisan 1865 tarihleri arasında yapılan Amerikan İç Savaşı sırasında Albert Pike de güneyli orduya katıldı ve 22 Kasım 1861 tarihinde generalliğe yükseldi. Savaş sonunda güneyli ordu yenilince tutuklandı ve hapse girdi. Hapisten kurtulması Amerika Birleşik Devletleri Başkanlarından 17. başkanı Andrew Johnson’un affıyla mümkün oldu.
Albert Pike, 1834 yılında Mary Ann Hamilton ile evlendi. Eşi 14 Nisan 1876 tarihinde vefat etti. Luther Hamilton Pike, Isadore Pike, Albert Holden Pike, Lilian Pike, Eustace Pike, Benjamin Desha Pike, Yvon Pike, Walter Lacy Pike, Clarence Pike, Albert Pike Jr., adlarında 10 çocukları oldu.
Albert Pike‘nin Ku Klux Klan üyesi olduğu da iddia edildi, fakat somut olarak kanıtlanamadı.
Albert Pike, 2 Nisan 1891 tarihinde Washington DC, ABD’de 82 yaşında özofagos darlığı nedeni ile ölmüştür.
Albert Pike 1871 yılında kendisi gibi Mason üstadı olan Giuseppe Mazzini‘ye bir mektup yazdı. Bu ‘kehanet’ mektubu 1950’li yıllarda William Guy Car adlı eski bir İngiliz istihbarat subayı tarafından British Museum’da bulundu. William Guy Car bu mektubu Quoted in Satan: Prince of This World adlı eserinde yayınlarken mektubun içeriği herkesi şaşkınlığa uğrattı.
Albert Pike’nin kehanet mektubu : Albert Pike’nin yazdığı mektup dünya savaşlarıyla ilgiliydi. Henüz gerçekleşmeden bu savaşları haber veriyor, dahası sebebini bile yazıyordu. Albert Pike’nin kehanet mektubunda yazanlar aynen şöyle;
“15 Ağustos 1871, Washington DC
Aydınlanmacı düşüncenin amacına ulaşması için öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız. Bu sebeple; Rusya‘da Çar’ı (Çarlığı) zayıflatıp, ateizmi ve Komünizmi hakim kılmalıyız. Casuslar vasıtasıyla Britanya İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız ve çıkaracağımız Birinci Dünya Savaşı sonrası, Komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim.
Ardından İkinci Dünya Savaşı‘nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; Faşistler ve Siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız. İsimleri Nazi olacak olan Faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası Filistin‘de Yahudilerin ana unsur olacağı İsrail Devleti’ni kurmalıyız.
İkinci Dünya Savaşı sürecinde Uluslararası Komünizm mutlaka Hıristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı. Toplumlara ölçülü bir şekilde Son Çöküşü yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir.
Üçüncü Dünya Savaşı‘nı çıkarmamız için; İslam Dünyasının liderleri ve Siyonistler arasında ajanlarımız vasıtasıyla, ayrı düştükleri konular üzerinden gerginlik çıkarmalıyız ve bu savaş, Müslüman Arap Dünyası ve İsrail Devleti’nin birbirlerini yok edecekleri şekilde dizayn edilmeli. Bu hengame içinde diğer milletleri bu konuda, fiziksel, ahlaki, ruhsal ve ekonomik olarak çökmeleri için mücadeleye zorlamalıyız. Her şeyi yok etmek ve yıkmak isteyen Nihilist kitlelerin ve Ateistlerin önlerini açmalıyız ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki böylece bu kanlı kargaşa ve vahşetin doğurduğu korku içinde mutlak ateizm etkisi ortaya çıksın. Böylece insanlar her yerde vahşi devrimci azınlığa karşı kendilerini savunmak zorunda kalacaktır. Daha sonra İnsanlık Medeniyeti, bu vahşi yok edicileri imha edecek. Birçok kişi Hıristiyanlık’ta hayal kırıklığı yaşayacak. İnsanların kimileri bu sürecimiz tamamlandığında artık herhangi bir kutsal kitabı veya herhangi bir kişiyi yol gösterici olarak seçmek yerine Deizm‘i tercih edecek. Ama bir düşünceden ötürü endişe duyacaklar. Bu endişelerinin sebebi; nereye itaat edecekleri, neye yönelecekleri, hangi felsefenin ve hangi hukuk kurallarının uygulanacağı konusu. Bizler bu aşamada evrensel bildiriler yoluyla Lucifer‘ın Saf Doktrininin ışığını insanlara vereceğiz. Bu doktrin, sonunda tüm insanlık içinde Genel Dünya Görüşü haline gelecek ve ona teslimiyet içinde olacaklar. Hıristiyanlık ve ateizmin fethedilmesi ve aynı zamanda yok edilmesinden sonra insanlık evrensel dünya görüşünü kabul edince buna karşı birtakım Muhafazakar hareketler ortaya çıkacaktır.
Albert Pike
Albert Pike‘nin 1871 yılında yazdığı söylenen mektup gerçekten I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı‘nı tasvir ve tavsif etmektedir. Fakat William Guy Car tarafından kütüphanede bulunarak kopya edildiği söylenen bu mektubun, orijinal nüshalarının bulunması şarttır. Orijinal belgeyi görmeden, William Guy Car’ın söylemiş olduğu iddiaları ciddiye alabilmemiz mümkün değildir.
Netice itibarıyla bu iddialar ilk bakışta muhteşem bir kehanet gibi gözümüze çarpsa da, esasında bu mektubun William Guy Car tarafından uydurulmuş olabilme ihtimalini de göz ardı etmemeliyiz.