Alexandre Dumas (oğul) Biyografisi
Alexandre Dumas (oğul), 27 Temmuz 1824 tarihinde yazar Alexandre Dumas (Baba)’ın, bir kadın terzisi olan annesi Marie-Catherine Labay’dan evlilik dışı oğlu olarak doğdu. Kendisi ile aynı adı taşıyan babası da tanınmış bir yazar olduğundan, isminin başına oğul sözcüğü getirilerek anılır. Alexandre Dumas’ı, babası 1831 yılında resmi oğlu olarak tanıdı ve iyi bir eğitim görmesini sağladı.
Institution Goubaux ve College Bourbon’da eğitimn düşkünlüğü yüzünden, okulu terk etti ve yazmaya başladı. Sadece yazdığı ve çalışmadığı için, maddi sıkıntılar yaşamaya başladı. İlk romanı; Kamelyalı Kadın ile ünlendi.
1844 yılında eşinden ayrılan babasıyla yaşamak için Saint-Germain-en-Laye’ye taşındı. Burada zengin erkeklerle beraberlikler yaşayan Marie Duplessis ile tanıştı. Bu kadın, Alexandre Dumas (oğul)’ın başyapıtı olacak “Kamelyalı Kadın” (“La dame aux camélias”) isimli romana ilham kaynağı oldu. 1852’de bu romanı sahneye konduğunda asıl ilgi sahasının tiyatro olduğunu anladı. 1847’de bir şiir kitabı çıkardı.
Alexandre Dumas (oğul), kazandığı para ile borçlarının bir kısmını kapattı ve annesine maddi yardımda bulundu.
Alexandre Dumas (oğul), yazım hayatına şiir ve romanla başlasa da daha çok piyes yazmaya ilgi duymuştur. Târihî oyunlar ve romanlar yazan babasından ayrı bir yol tutarak oyunlarında yaşadığı dönemi ele aldı. Sahneye büyük başarıyla aktardığı oyunlarıyla daha ünlü oldu. Fa yazarlığından da vazgeçmedi.
Dumas günümüze önemini koruyarak kalan tek eseri Kamelyalı Kadın’da Paris’in kibar fahişelerinden birinin umutsuz aşk macerası çerçevesinde, güçlü kişilikler yaratıyor, kişilerine romantik tiyatro geleneğinin hoşgörüsü içinde yaklaşıyordu. Ancak daha sonraki oyunlarında tiyatroyu ahlaki ilkeleri korumak ve topluma yerleştirmek amacıyla kullanan bir tutum izledi. Evlilik, evlilik dışı ilişkiler yine ana temaları arasında olmakla birlikte, bu kez aile yapısını bozan etkenleri şiddetle eleştiriyor, ailedeki çözülmeyi engelleyerek toplumsal birliği korumaya çabalıyordu. Bu oyunlar, güçlü kurguları ve canlı diyaloglarıyla döneminde tutulmuş olmakla birlikte, eğitim bilimciler ve eğitimciler onun ahlâkçı oyunlarından övgüyle bahsederken bazıları tarafından da “ders verir” tavırlarından ötürü eleştirilmiştir.
Evlilik dışı bir çocuk olması onun kişiliği, düşünceleri ve eserleri üzerinde derin bir iz bıraktı. Yasak aşkların ve gayri meşru evliliklerin babasının yıkımına yol açtığını görerek oyunlarında ailenin ve evliliğin kutsallığını işledi.
Evli bir kadın olan Nadeja Naryschkine ile gizli bir ilişki yaşaması ve bu beraberlikten 1860 yılında, bir kız çocuğu olması sonucu 1864 yılında, çocuğunun annesi ile evlendi. Karısının ölümünden sonra, sekiz yıllık metresi Henriette Régnier ile evlendi.
1874 yılında, Academie française’e kabul edilen Alexandre Dumas (oğul), 1894 yılında da ” Legion d’Honneur” ile ödüllendirildi. Birçok eseri Halid Ziya Uşaklıgil, Mahmud Şevket Paşa ve Ahmet Mithat Efendi gibi yazarlar tarafından Türkçeye çevrildi.
Alexandre Dumas (oğul), 27 Kasım 1895 tarihinde Fransa’nın Marly-leRoi şehirinde 71 yaşında öldü. Paris’teki Cimetiere de Montmartre’e mezarlığına gömüldü.
Ünlü Sözleri :
Aile bağları o kadar ağırdır ki taşımak için iki kişi gerekir; hatta üç.
Aşkta yazı yazmak tehlikeli olduğu kadar gereksizdir de.
Kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar.
Kararlar yılan balığına benzer kolayca yakalanırlar; ama tutulması zordur.
Para iyi bir hizmetçi, kötü bir öğretmendir.
Yaşlanınca kolay heyecanlanılmaz.
Eserlerinden Bazıları :
Kamelyalı Kadın (1848)
Gayrimeşrû Çocuk (1858)
Para Meselesi (1857)
Yabancı Kadın (1876)
Kibar Yosmalar
Maznunun Hatıraları
Karımı Niçin Ödürdüm (Clemencau Davası)
Yarım Dünya
Savurgan Bir Baba
Füruzan