Ali Canip Yöntem Biyografisi
Selanik’te, 1910 ile 1912 yılları arasında yayımlanan Genç Kalemler dergisinin Ömer Seyfettin ile birlikte önemli yazarları arasında yer almıştır.
Ali Canip Yöntem, 1887 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası Evkaf Nezareti Cihat Kalemi mensuplarından Halil Saip Bey, annesi Anapa müftüsü İslâm Efendi’nin kızı Hafize Nuriye Hanım’dır. İstanbul’da önce Üsküdar Gülfem Mektebi’nde, sonra Toptaşı Askeri Rüştiyesi’nde ve iki yıl da Üsküdar, Selamsız’daki Fransız okulunda öğrenim gördü. Babasının Selanik‘e sürgün edilmesi üzerine öğrenimine Selanik Mülkiye İdadisi’nde devam etti. Lise döneminde en çok okuduğu şair Muallim Naci idi. 1906’da idadinin son sınıfında iken imtihanla İstanbul Hukuk Mektebi’ne kaydoldu ancak daha sonra kaydını Selanik Hukuk Mektebi’ne aldırdı. Selanik Hukuk Mektebinde okudu.
Bir taraftan da Selanik Hukuk Mektebi’nin son sınıfında okurken Selanik’te İttihat ve Terakki Mektebi ve Ziraat Mekteb-i Âlisi’nde Öğretmenliği başladı. 1910 yılında Maarif Nezareti’nin açtığı, sultanîler (liseler) için edebiyat öğretmenliği imtihanını kazanır. Ancak, kendisine teklif edilen Trabzon veya İzmir sultanilerinde edebiyat öğretmenliğini, Selânik‘den ayrılamayacağı gerekçesi ile kabul etmez.
Balkan Savaşı‘nın başlaması üzerine eğitimini yarıda bırakarak İstanbul’a döndü. İstanbul’da Türk Yurdu dergisinde yazı hayatını devam ettirdi. 1912 yılında geçimini sağlamak için öğretmenliğe başladı.
1912-1913 arasında Çanakkale Sultânîsi Edebiyat ve Felsefe Öğretmenliği, 1913‘te İstanbul Gelenbevi Sultânîsi Öğretmenliği, 1914’de Dâru’l-Muallimîni Âliye Öğretmenliği yaptı. 1917-1918’de Darülfünunda teşekkül eden lise kitaplarını hazırlamakla görevli komisyona üye seçildi.
I. Dünya Savaşından sonra İstanbul‘un işgali üzerine Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’ye katıldı. Millî Mücadele yıllarında Trabzon Sultânîsi Müdürlüğü, Giresun Maârif Müdürlüğü yaptı. Giresun’da hastalanınca İstanbul’un kurtuluşundan sonra Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “şahsi” emri ile İstanbul Maârif Umum Müfettişliği görevlerini 1924 yılına kadar yaptı.
1924 yılından itibaren Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe başladı. 1926 yılında, İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Yahya Kemal Beyatlı’den boşalan kürsüde bir yıl kadar vekâleten edebiyat dersleri verdi. Lise edebiyat programlarının düzenlenmesi için çeşitli çalışmalara katıldı. Yazdığı “Edebiyat” adlı ders kitabı, uzun yıllar liselerde okutuldu.
İstanbul Kütüphaneleri Tasnif Heyeti Başkanlığı, görevlerinde bulundu. Ayrıca Tarih Encümeni Üyeliği, 1927 yılında tekrar Maârif Vekâleti Umûmî Müfettişliği görevi de yaptı.
29 Ağustos 1928’de toplanan ve yeni Türk alfabesinin kabul edildiği “Dolmabahçe Kurultayı”’na katıldı. 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. 1934’te cemiyetin merkez heyet üyesi oldu, büyük bir Türk lügatı hazırlama çalışmalarına katıldı.
1908 yılında edebiyat ile ilgilenmeye başlayan Ali Canip Yöntem, Bağçe, Kadın, Yeni Kalemler, Hayat Mecmuası, Yeni mecmualarına şiirler ve makaleler yazmaya başladı. İstanbul’da 1909 yılında kurulan Fecr-i Ati Topluluğu’nun daveti üzerine bu topluluğa katıldı ve Selanik muhabirliğini yaptı. 1910 yılından itibaren Hüsün ve Şiir mecmuasında şiirler, mensur şiirler ve başmakaleler neşretmeye başladı
Türkiyat Enstitüsü ve Yakın Tarihimiz Mecmuaları Yazarlığı, Türk Tarih Kurumu Üyeliği, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 17. yy. Türk Edebiyatı Profesörlüğü de yapan Ali Canip Yöntem, 1934 yılında TBMM IV. Dönem (Ara Seçim), V. ve VI. Dönem Ordu milletvekili olarak seçildi. 1943 yılında mebusluktan ayrıldı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 18. Asır Türk Edebiyatı profesörü olarak atandı.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti’den aday olarak IX. Dönem Bursa Milletvekilliği seçildi. 1954 yılında milletvekilliğinden ayrıldı. Münzevi bir emeklilik hayatı yaşadı.
Genç Kalemler dergisi adını alan dergide 1911’de başyazar oldu. Ömer Seyfettin ile birlikte Yeni Lisan adlı dil hareketinin ve Millî Edebiyat akımının kuruluşuna öncülük etti. Ali Canip, soyadı kanunu çıktıktan sonra “Yöntem” soyadını aldı. Yazılarında “Ali Canip, Ali Canip Yöntem,” imzasını kullanan yazar, özellikle giriştiği bazı kalem kavgalarında “Yekta Bahir, Celal Sakıp, Gökalp” imzalarını da kullandı.
Ali Canip Yöntem, gençlik yıllarında, Selanik’te, 1910 ile 1912 yılları arasında yayımlanan Genç Kalemler dergisinin Ömer Seyfettin ile birlikte önemli yazarları arasında yer almıştır. Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp ile birlikte Yeni Lisan hareketinin kurulmasına öncülük etmiş; Millî Edebiyat akımının teorisyenleri arasında yer almıştır. Şiirleri ve teorik yazılarıyla dilin sadeleşmesi, Türk şiirinin millileşmesi için çalışmıştır.
Hayatının sonraki dönemlerinde öğretmenlik yapmayı tercih eden Ali Canip aynı zamanda Milli Edebiyatın da kurucuları arasında yer almıştır. Lise edebiyat programlarının düzenlenmesinde çalışmış ve ders kitapları hazırlamıştır.
Edebiyata şiirle başlayan Ali Canip Yöntem, hece ölçüsüyle ve yalın bir dille yazdığı şiirlerini 1917-1918’de Yeni Mecmua’da yayımlamıştır. Şiirlerini Milli Edebiyat anlayışına göre sade bir dille ve hece ölçüsüyle yazan Ali Canip’in tek şiir kitabı “Geçtiğim Yol” adlı eseridir. Şiir dışında edebiyat araştırmalarıyla da ilgilenen Ali Canip Yöntem, Türk Yurdu’nda yayımlanmış olan makalelerini Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Beyle Münakaşalarım (1918) adlı kitapta toplamıştır. Epope (1927, 1963) ile Ömer Seyfettin; Hayatı ve Eserleri (1935) diğer önemli iki kitabıdır.
Önce Fecr-i Ati’de yer alab Ali Canip Yöntem, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır. Aruzdan heceye geçmiş, sade dille şiirler yazmıştır. Yeni Lisan anlayışının savunucusu olmuştur.
Makaleleri ve edebiyat tarihçiliğiyle tanınan Ali Canip Yöntem, polemikçidir. Cenab Şahabeddin ile edebiyat anlayışı üzerine tartışmıştır.
Ali Canip, sağlığında Ömer Seyfettin’in külliyatı ile ilgili çalışmaları hariç, sekiz kitap yayımladı. Ömer Seyfettin biyografisi ve Ömer Seyfettin Külliyatı yazarla ilgili ilk çalışmalar olması bakımından önemlidir. Tek şiir kitabı olan Geçtiğim Yol’u 1918’de yayımladı. Bu kitabında 1917’ye kadar çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladığı şiirlerini bir araya getirdi. Genç Kalemler başta olmak üzere çeşitli dergilerde yayımladığı kalem kavgalarını, 1918’de Millî Edebiyat Meselesi ve Cenap Beyle Münakaşalarım ismiyle bir kitapta topladı. Fuzuli’nin aynı isimdeki eserinden yaptığı seçmeleri Leylâ ve Mecnun ismiyle 1927 yılında yayınladı.
Ali Canip Yöntem, yalnız şâir ve polemik yazıları kaleme alan biri değil, estetik ve edebiyat anlayışı üzerine çeşitli yazılar yayınlayan, böylece de gençlere yol gösteren bir insandır da. Aruzla yazdığı şiirlerde Türk şivesini bu vezne uydurmakta başarılı olan Ali Canib, Genç Kalemler’den başlayarak Türk Yurdu ve Yeni Mecmua’da hece ile bazı şiirler yayınlayarak, daha sonra hecenin beş şâiri olarak adlandırılacak şâirlere izleyecekleri yolu gösterir.
Ali Canip, bütün bu özellikleriyle, edebiyatımızın millileşmesine önemli katkılar yapan, genç sanatçıların dikkatini, edebiyatta milli benliğe dönüş felsefesine yönelten önemli isimlerden biri olarak Türk edebiyat tarihindeki yerini aldı.
Ali Canip Yöntem evli idi ve bir çocuğu vardı.
Ali Canip Yöntem, 26 Ekim 1967 tarihinde İstanbul’da 80 yaşında felç geçirerek ölmüştür.
Eserleri:
Şiir:
1918 – Geçtiğim Yol
Makale:
1918 – Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap’la Münakaşalarım
İnceleme:
1935 – Ömer Seyfettin: Hayatı ve Eserleri (dokuz cilt)
1927, 1963 – Epope
1927 – Edebî Nevilerle Mesleklere Dâir Malûmat
1927 – Naima Tarihi
1927 – Leylâ ve Mecnun
1926 – Edebiyat (Ders Kitabı)
Antoloji:
1931 – Türk Edebiyat Antolojisi
Şiirlerinden örnek:
Gazel
Yeni bir muğbeçe gelmiş yine mey-hânemize ,
Yeni bir zülf takılmış hele bak şânemize
Kâfirin başka cihetlerde mi bilmem gönlü
Kulak asmaz neye bir ân bile efsanemize
Hele sabr eyleyelim bir dem o şâhîn-i fuâd
Tutulur dâmımıza aldanarak dânemize
Bir mey-i gabgab ile bir meze-i leb verse
Yeni bir neş’e doğar meclis-i mestânemize
Cânib-â işte bugün de yine bir fer verdin
Bir gazelcik ile dîvânçe-i kâşanemize.
Ali Canip Yöntem (Geçtiğim Yol, 1912)
Şarkın Ufukları :
Daldım gözünde vehm uyuyan, susmuş ufkuna;
Ey Şark, kanmadın mı asırlarca uykuna?..
Hâlâ huşûa kubbeler en hisli bir penâh.
Hâlâ, minârelerde tevekkül diyen bir âh.
Hâlâ saçaklarında güler baykuş evlerin,
Hâlâ köpek enînleri serper sokakta kîn,
Hâlâ hurâfeler yaşatır her çürük kafes,
Hâlâ beşik gıcırtısı, hâlâ o tozlu ses…
Yükselmeyen tazarru’un ey Şark bitmiyor,
“Hayyün-alel-felâh” mı gökler işitmiyor…
Sönsün fezâlarında sükûn işleyen seher,
Dönsün zeminlerinde de isyâna secdeler,
Diz çökmesin sağır göğe öksüz duâların,
Yaksın bütün ufukları artık belâların.
Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter;
Ey Şark uyan, yeter, yeter ey Şark, uyan yeter!..
Ali Canip Yöntem (Geçtiğim Yol, 1912)