Ali İpar Biyografisi
Brezilya’da 2015 Haziranında yaşamını yitiren işadamı Ali İpar, Türkiye’nin Muhteşem Gatsby’siydi.
Ali İpar, 1921 yılında istanbul’da Türkiye’nin varlıklı ailelerinden Hayri İpar’ın oğlu olarak doğdu. Annesi Osmanlı sarayında görev yapan İmrahor Mehmet Faik Paşa’nın büyük kızı Emine Tevhide Faik’dir. Ali İpar’ın Şaziye (1908), Muazzez (1918), Muzaffer (ikizi)(1921), Selma (1923), Mehmet (1926) adlarında kardeşleri vardı. Babası Mehmet Hayri İpar 1925 yılında Kazım Taşkent ve Şakir Kesebir ile birlikte İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş. adlı şirketi kurdu. Türkiye’nin ikinci şeker fabrikasının temeli Alpullu’da 22 Aralık 1925’te atıldı. Fabrika 26 Kasım 1926’da faaliyete geçti ve Türkiye’de şeker üretimine başlayan ilk fabrika oldu. Babası “Şeker kralı” olarak ünlendi.
Ali İpar, Galatasaray Lisesi’nde öğrenim gördü. Ardından da Amerika’ya giderek, San Francisco Üniversitesi’nde yüksek öğrenimini tamamladı.
II. Dünya Savaşı çıktığında Türkiye’nin savaşa gireceği, servetine el konulacağı korkusuyla babası 1942 yılında ülkeyi terk etti. ABD’ye giderek Los Angeles’ta Beverly Hills semtinde satın aldığı bir malikanede yaşamını sürdürdü. Tüm aile de teker teker yanına geldi. Los Angeles’ta iken sinemaya ilgi duyan İpar kardeşler, özellikle Ali İpar Hollywood’daki ilişkilerini güçlendirdi. Birçok oyuncu ve yönetmen ile tanıştı.
1945 yılında II. Dünya Savaşı bittiğinde babası Türkiye’ye döndü, ancak Ali İpar Los Angeles’ta kalmaya devam eti.
Ali İpar 1948’de yakın arkadaşı yönetmen William Rowland’ın Louis K. Ansell Productions şirketi adına çekeceği Woman in The Night adlı filmin senaryosunu yazdı. 1948 yılında vizyona giren, Meksika’da çekilen filmin setinde 1946 yılında ünlü aktris Virginia Bruce (1910-1982) ile tanıştı.
Ali İpar, 1946 yılında oyuncu Virginia Bruce ile evlendi. 1949 yılı baharında istanbul’a geldiler. Ali İpar bir yıl sonra da askere çağrıldı. Bu yüzden çift arasında tartışmalar çıktı. Virginia Bruce eşi askerdeyken, onu İstanbul’da ailesinin yanında beklemek istemiyordu. Bu yüzden araları açılan çift 1951 yılında, anlaşarak ayrıldı.
Ali İpar, askerlik sonrası unutamadığı eski eşi Virginia Bruce ile 1952 yılı sonunda yeniden evlendi. 1964 yılında tekrar boşandılar.
1950’lerde babasının yaşının ilerlemesi nedeniyle işlerin idaresini ele aldı. Ali İpar, 1960 darbesi‘nden sonra döviz kaçakçılığı ile suçlanarak Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda yargılandı. Bir yıla yakın süren davanın sonunda ağır hapis ve para cezası alsa da serbest bırakılıp yurt dışına çıkabildi.
Sinemaya ilk gençliğinden beri ilgi duyan Ali İpar, yenilenen evliliğinin ardından, bir sinema filmi çekmek üzere kolları sıvadı. Başrollerini eşi Virginia Bruce ve Kenan Artun’a verdiği bu renkli filmine Salgın adını koydu. Film çekimleri 1952 sonunda İstanbul’da başlamıştı. Ama filmin laboratuar işlemleri için Amerika’ya gönderilmesi vizyon şansını geciktirdi. Aynı günlerde Muhsin Ertuğrul da Halıcı Kız adlı yine renkli bir film çekmekteydi. Bu film de laboratuar için yurtdışına, Almanya’ya gönderildi. Tabii ki bu film İpar’ın filminden çok önce gelip vizyona girecekti. Yani Salgın Türk sinemasında ilk renkli film olacaktı ama ilk vizyona giren asla.
Ali İpar’ın sinema serüveni ilk deneyimin çok başarılı olmaması nedeniyle kısa sürdü. 1954’te bu kez belgesel film yapmaya karar verdi.
Ali İpar, babası gibi girişken idi. Siyasilerle tanışıklığı vardı. Dönemin başbakanı Adnan Menderes ile çok yakın dosttu. Bundan da güç alarak gemi satın alıp armatörlük yapmaya karar verdi. Amerika’dan alacağı beş gemi için kendi şirketi İpar Transport’a devlet kasasından döviz tahsisi yaptırttı. Döviz ilgili şirketlerin hesaplarına yatırılarak beş tane yük gemisi satın alındı. Gemiler istanbul’a ulaştığında Ali İpar ilk İş olarak en büyük olanına “Virginia İpar” adını koydu. Önce üç gemi teslim alınmıştı. Bu sırada 27 Mayıs 1960 tarihinde askeri darbe oldu. Başbakan Adnan Menderes ve çalışma arkadaşları tutuklandı.
Ali İpar’ın İpar Transport şirkrti de döviz kaçakçılığıyla suçlanmaktaydı. Ali İpar da tutuklanarak Yassıada’ya götürüldü. 14 Ekim 1960’ta da Adnan Menderes aleyhine açılan 19 ayrı davadan birisinin adı “Ali İpar Davası”ydı.
Yassıada Mahkemeleri’nin ünlü avukatlarından eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ali İpar’ın da avukatlığını yaptı.
Savcı, Ali İpar’a birçok suçlama yöneltti. Savcının iddiasına göre Ali İpar, devrik Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile ortaktı. İpar’ın her şeyi, ABD’li şirkete gemilerin karşılığında ödediği ücretten ayakkabılarının tokalarına kadar her şeyi sorgulanıyordu. Ali İpar bu davalar sürerken tam yedi ay hapis yattı. Zorlu geçen davalar 11 ay 1 gün sürdü ve 15 Eylül 1961’de sona erdi. “Ali İpar Davası”da Adnan Menderes, Medeni Berk ve Ali İpar döviz yasasını ihlalden mahkûmarı diğer davalarla birleştirildi. Şileplerin âkıbeti senelerce tartışıldı ama Haliç’te gözler önünde çürütülüp hurdaya çıkartıldılar.
Ali İpar, aldığı ağır hapis cezası ve ağır para cezası yanında ömür boyu ticaretten men cezasına rağmen Yüksek Adalet Divanı tarafından telgraf emriyle bir gecede 1962 yılında serbest bırakılmış, yurtdışına çıkması sağlanmıştı. Seneler sonra yurda döndü, bir ara seçimlere de katıldı ama kazanamayınca gidip Brezilya’ya yerleşti.
Brezilya’yada önce inşaat işine sonra Rio sosyetesine girdi. Şoförlerle, hizmetçilerle dolu tatlı hayata orada devam etti. Brezilya’dan üstün hizmet nişanı aldı.
Son günlerini uzun süre yaşadığı Brezilya’da Rio de Janeiro’da eşi Maria Amelia Galvao İpar ve kızı Fatma ile geçirdi.
Ali İpar,12 Haziran 2015 tarihinde Brezilya’da 94 yaşında öldü. Brezilya’da Rio de Janeiro’da defnedildi.
Yönetmenlik yaptığı Filmler :
1954 – Salgın (İlk Renkli Film)
1952 – Bir Şehrin Hikayesi (İlk Renkli Belgesel Film)