X

Andre Gide

Andre Gide

Doğum Tarihi

22 Kasım 1869

Ölüm Tarihi

19 Şubat 1951

Ülke

Fransa

Burç

Akrep

Babası Paul Gide, annesi Juliette Rondeaux’dur. Ailenin tek çocuğuydu. Babası köylü kökenli, güneyli bir Huguenot, annesi ise uzun zaman önce Rouen’a yerleşmiş Normandiyalı Katolik bir ailenin Protestan eğitimiyle yetişmiş kızıydı. Andre, sekiz yaşındayken Paris’teki Alsace Okulu’na gönderildi. Durmadan hastalandığı için öğrenimi sık sık kesintiye uğradı. Babasının 1880’de, erken yaşta ölümü üzerine, artık tek kaygısı oğlunun sağlığı olan annesinin katı otoritesi altında yetişti. Çoğunlukla eve kapatılarak kayıtsız özel öğretmenler ve annesinin mürebbiyesi tarafından eğitildi.

On üç yaşındayken Rouen’da, yaşamını tümüyle değiştiren duygusal bir olay yaşadı. Akrabalarını ziyarete gittiği bir gün, 15 yaşındaki kuzeni Madeleine Rondeaux’yu diz çökmüş ağlayarak dua ederken gördü. Madeleine ona, annesinin babasını aldattığını öğrendiğini ve bunu gizlemek zorunda olduğunu söyledi. Andre kıza âşık oldu ve yaşamı boyunca bağlanacağı şeyi bulduğunu düşündü. Sonradan bu sahne La Porte etroite (1909; Dar Kapı, 1931,1969,1991) adlı yapıtındaki olayların eksenini oluşturmuş ve Si le grain ne meurt (1926: Tohum Ölmezse) adlı otobiyografisinde de yer almıştır.

Gide, 1889’da Alsace Okulu’nda sınavını verdikten sonra, bundan böyle yaşamını yazarak, yolculuk ederek ve müzikle uğraşarak geçirmeye karar verdi. Madeleine’e olan bağlılığını yazarak yüceltmeyi gizlice aklına koymuştu; böylece onun sevgisini kazanacağını umuyordu. Ne var ki adını kullanmadan kendi parasıyla bastırdığı otobiyografik nitelikteki ilk kitabı Les Cahiers d’Andre Walter (1891; Andre Walter’in Defterleri), ne Madeleine’i ne de okuyucuları memnun etti. Kitap, sonraki yapıtlarının çoğu gibi, birinci şahsın ağzından anlatılıyordu ve ileride Gide’e büyük başarı kazandıracak olan itiraf tarzında yazılmıştı.

Simgeci Dönemi

Aynı yıl, okul arkadaşı yazar Pierre Louys, Gide’i şair Stephane Mallarme’nin düzenlediği ve simgecilik akımının merkezi olan ünlü “Salı akşamları”na götürdü. Gide bir süre simgeci estetik kuramlarının etkisinde kaldı. Le Traite du Narcisse (1891; Narkissos Üzerine İnceleme), Le Voyage d’Urien (1893; Urien’in Yolculuğu). La Tentative amoureuse (1893; Aşka Teşebbüs) bu dönemin yapıtlarıdır.

Gide, 1893’te Kuzey Afrika’ya ilk yolculuğunu yaptı. Bu yolculukla, katı Protestan eğitiminin ve kısıtlamaların getirdiği sıkıntılardan kurtulabileceğini umuyordu. Arap dünyası ve onun tümüyle farklı ahlak değerleriyle tanışması içinde boğulduğunu hissettiği Victoria dönemi tutucu toplum ve cinsellik anlayışından kurtulmasına yardımcı oldu. Toplumsal ikiyüzlülük karşısındaki bu tam olgunlaşmamış başkaldırısının bir sonucu da, Gide’in kendi eşcinsel eğilimlerinin farkına varmaya başlamasıydı. Gene de, tutuculuğun zincirlerinden kurtulma sevinci, Fransa’ya döndükten sonra Paris’teki sanatçı toplantılarının kendi deyimiyle “boğucu havası” içinde eriyip gitti. Aynı dönemde yazdığı Paludes’de (1894; Batak, 1996), bu çevreleri yerdi. Yapıt, sürekli karanlık mağaralarda yaşayan ve gözlerini hiç kullanmadıkları için görme duyularını yitiren hayvanlar üzerine bir meseldi. Gide, Batak’ı yazmakla intihardan kurtulduğunu söylemiştir.

1894’te yeniden Kuzey Afrika’ya gitti ve burada tanıştığı Oscar Wilde ile Lord Alfred Douglas’ın yüreklendirmesiyle, baskı altında tuttuğu eşcinselliğini kabullenmeyi öğrendi. Bu dönemde başladığı ünlü lirik düzyazı şiiri Les Nourritures terrestres (1897; Dünya Nimetleri, 1936, 1959/ Toprağın Yarattığı Nimetler, 1969/Dünya Nimetleri ve Yeni Nimetler, 1989), günah korkusundan kurtuluşunu ve alışılmışın ne kadar dışında olursa olsun kendi dürtülerini izlemesi gerektiğini kabul edişini yansıtıyordu. Annesi hastalanınca Fransa’ya geri dönmek zorunda kaldı. Annesinin Mayıs 1895’te ölmesiyle duyduğu üzüntü Afrika’da bulduğu mutluluğu yeniden gölgelemişti. Dünya Nimetleri’ni bırakıp amaç bakımından onun tam tersi olan tiyatro yapıtı Saül’ü (1903; Saul) yazmaya başladı.

Sayfalar: 1 2 3 4 5

Kategoriler: A
Benzer Biyografiler