Andy Warhol Biyografisi
Rus asıllı Amerikalı ressam, tasarımcı, film yapımcısı, yönetmen, prodüktör ve yazar. Gerçek adı Andrew Warhola‘dır. Pop Art akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Warhol, popüler kültürün en önemli ikonlarından biridir. Seri üretimin, seri üretim nesnelerinin sıkça kullanılması temeline dayanan sanatında Warhol, resimlerini afiş tekniği ile çoğaltmıştır. Baskılama tekniğiyle çoğaltma Warhol’un önderliğinde Pop Art’ın en önemli tekniği olarak öne çıkmaktadır. Bu tekniği kullanarak yaptığı Marilyn Monroe tablosu sanatçının en çok bilinen işlerindendir. Ayrıca Campbell marka çorba kutusu ve tasarımlarında kullandığı Coca Cola şişeleri de Warhol klasikleri arasındadır. “Gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak“, “Her şey poptur, pop her şeydir.” söylemleriyle de tanınan Warhol’un 1966‘da çektiği “Chelsea Girl” adlı filmi, ticari salonlarda gösterilen ilk underground film olarak tarihe geçmiştir. Yaşam tarzının marjinalliği ile her zaman dikkat çeken sanatçı beyaz perde de birçok kez canlandırılmıştır. The Doors, Basquiat, I Shot Andy Warhol, 54, Factory Girl, Andy Warhol: A Documentary Film bu yapımlardan en önemlileridir. The Rolling Stones, Bob Dylan ve John Lennon gibi önemli isimlere yaptığı albüm kapakları ve tasarım çalışmaları da bulunan Warhol için David Bowie 1971’de “Andy Warhol” isimli bir şarkı kaydetmiştir. Velvet Undreground‘ı keşfeden Warhol, grubun ilk albümünün prodüktörlüğünü de yapmıştır. Albüm müzik eleştirmenlerince “O zamana kadar yapılmış en etkileyici albüm” olarak nitelendirilmiştir.
6 Ağustos 1928‘de Pittsburgh, Pennsylvania, Amerika‘da dünyaya geldi. Babası Andrej Warhola Rus, annesi Julia Warhola ise Slovak kökenliydi ve Rusya‘dan Amerika‘ya göç etmişlerdi. İnşaat işçisi olan babası daha sonraları maden işçisi olarak çalışmıştı. Warhol ilkokul üçüncü sınıfta St.Vitus denen ve ömrü boyunca etkilerinden kurtulamayacağı bir hastalığa yakalandı. Sinir sistemini zedeleyen, zaman zaman istem dışı hareketler yapmasına neden olan bu hastalık yüzünden Warhol zaman zaman yatağa bağlı yaşıyordu. Bu süreç içinde hastalık hastası olan, hastanelerden ve doktorlardan korkmaya başlayan küçük Warhol, okulda da kendini dışlanmış hissediyordu. Yatalak olduğu dönemlerde çizimler yapan, radyo dinleyen ve film yıldızlarının posterlerini biriktiren Warhol için bu dönem kişiliğinin gelişmesinde oldukça önemli olacaktı.
1945 yılında liseyi bitiren Warhol, 1949 yılında sanata olan tutkusu yüzünden Pittsburgh’daki Carnegie Mellon Üniversitesi’nde sanat eğitimi aldı. Warhol, 1949’da New York’a taşınarak illüstratör olarak çalışmaya başladı. Glamour Dergisi’nin sanat editörü Tina Frederiks‘le tanıştıktan sonra dergi için çizimler yapmaya başlayan Warhol’un aldığı ilk iş, “Başarı, New York’ta Bir İş Sahibi Olmaktır” başlıklı yazıya hazırladığı illüstrasyonlardı. Yazı yayınlandığında ismi yanlışlıkla Andy Warhol olarak yazılan tasarımcı o günden sonra soyadının son harfini hiç kullanmadı. Sade ancak karakteristiği olan mürekkep çizimleriyle kısa zamanda adını duyurdu. Warhol’un erken dönem çalışmaları daha sonra New York’taki Bodley Gallery’de sergilenecekti.
İlk solo sergisini 1952‘de New York Hugo Galerisi’nde açan Warhol, Truman Capote‘un hikayelerini resimlendirmek için çizdiği illüstrasyonları sanatseverlerle buluşturmuştu. 1953–1955 tarihleri arasında bir tiyatro topluluğu için sahne tasarımları da yapan tasarımcı, saçını gümüş rengine boyattı. Aynı dönemde ilk kitaplarını da yayımlayan Warhol’un eserleri 1956 yılında New York Modern Sanat Müzesi’nde sergilendi. Warhol, Miller Ayakkabıları için yaptığı reklamlarla “35 Yıllık Sanat Yönetmenleri Kulübü Büyük Ödülü“nü kazandı. Aynı ödülün bir sonraki yıl da sahibi olan Warhol, 1960 yılında ilk tablolarını yapmaya başladı.
Dick Tracy, Superman, Temel Reis gibi çizgi roman kahramanlarını resmeden Warhol, Coca Cola şişelerini de kullanıyordu. Büyük sanat eleştirmenleri Warhol’un yeteneğinin farkına 1961‘de vardılar ve 1962‘de çizimlerini yaptığı dolar banknotları ve Campbell marka çorba kutusu üzerine yaptığı tasarımlar, “Yeni Gerçekçilik” ismi verilen bir pop-art sergisinde sergilendi. Bu sergiyle büyük başarı kazanan Warhol artık New York’taki sanat çevresi tarafından isminden övgüyle söz edilen bir tasarımcı olmuştu. Warhol, 1963 yılında “Fabrika” adını verdiği stüdyosuna taşınarak “Red Jeckie” ve “Flower” ismini verdiği resim serilerini çizmeye başladı. 1964 yılına kadar “Fabrika”da 2000 kadar resim yapan ve bir çok film çeken Warhol, Marilyn Monroe, Troy Donahue ve Elizabeth Taylor gibi ünlü isimleri resmettiği çalışmalarıyla da oldukça popüler olmuştu.
Amerikan popüler kültürünün öne çıkan imajlarını kullanmayı seven Warhol, çalışmalarında günlük hayatta herkesin kullanageldiği nesneleri temel alıyordu. Para, ayakkabı, yiyecek, ünlüler ve gazete kupürlerini figür olarak işleyen sanatçı, sıradan ürünleri ya da markaları işlerinde kullanmasını ise şu şekilde açıklıyordu:
En zengin ve en fakir tüketici, bu markaları ortaklaşa kullanabiliyor. Amerika başkanı da Coca-Cola içiyor, siz de içiyorsunuz. Bu, bir nevi eşitlik anlamına geliyor. Warhol, kendisiyle yapılan bir röportajdaysa; Birisinin yazdığı kitabı okumaktansa, kendine iç çamaşır alışını seyretmeyi tercih ederim. demişti.
Warhol çektiği kısa filmlerle Bağımsız Film Ödülü‘nün de sahibi oldu. “Empire” ve “sleep” isimli iki deneysel uzun metrajlı filmin de yönetmenliğini yapan Warhol’un Empire isimli filmi sekiz saat sürüyordu. Empire State Building’in karşısına konulmuş bir kameranın 8 saat boyunca sabit bir noktada çalıştırılmasıyla kaydedilen görüntülerden oluşan filmindeki temayı diğer çalışması “Sleep”te de kullandı. Sleep, uyumakta olan birinin 6 saatlik uykusunu görüntülüyordu.
1965 yılında sürpriz bir kararla artık resim yapmayacağını açıklayan Warhol, bu kararına da 1972 yılına kadar sadık kaldı. Bu süreç içinde müzik grubu Velvet Undreground‘u keşfeden sanatçı, modellik yapan Nico’yu Lou Reed, John Cale, Sterling Morrison ve Maureen Tucker‘dan oluşan Velvet Undreground’da vokal yapması için ikna etti ve grubun ilk albümlerinin prodüktörlüğünü de yaptı. Albüm müzik eleştirmenleri tarafından “O döneme kadar yapılmış en etkileyici albüm” olarak göklere çıkartıldı ve Warhol, albümün konsepti üzerine “Exploding Plastic Inevitable” (Kaçınılmaz plastik patlaması) isimli multimedya bir gösteri hazırladı. Açılışı 1966 yazında gerçekleşen gösteride ana sahnede grup müzikal performansını gösterirken, yan sahnelerde müzikle uyumlu görsel unsurlar kullanılıyor, renkli ışıklar ve filmler sahneye ve grubun üzerine yansıtılıyordu. Gösterinin seyirci üzerindeki etkisi şok edici oldu ve daha sonra Lou Reed’in biyografisini yazacak olan Diana Clapton gösteri için “Cehennemin bekleme salonu” ifadesini kullandı. Velvet Underground’la Andy Warhol’un yolları Lou Reed’in gruba yeni bir prodüktör bulmasıyla ayrıldı.
3 Haziran 1968‘de Warhol’a, radikal bir feminist olan Valerie Solanis tarafından suikast girişiminde bulunuldu. Anında tutuklanan Solanas, Warhol için “Hayatım üzerinde bu kadar kontrol sahibi olmasından rahatsızdım” açıklamasında bulundu. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Warhol ise göğsünden aldığı üç yara nedeniyle önce öldü sanılmıştı. Ancak kalp masajıyla hayata döndürülen sanatçı iki ay kadar yatağa bağlı yaşamak zorunda kaldı.
70’li yıllarda biraz daha sakin bir hayat sürme kararı alan Warhol, zamanının çoğunu Michael Jackson, Mick Jagger, Liza Minnelli gibi ünlü isimlerin portrelerini yapmaya ayırdı. Bu dönemde “Interview” isimli dergiyi de kuran sanatçı, “The Philosophy of Andy Warhol” isimli kitabını da yayımladı.
80’lerde maddi olarak çok güçlenen Warhol, Jean-Michel Basquiat‘ın da aralarında olduğu genç sanatçılara destek vermeye başladı. Andy Warhol 22 Şubat 1987’de, 58 yaşındayken New York’ta hayata gözlerini yumdu. yoko ono’nun konuşmacı olarak katıldığı bir cenaze töreni ile Pensilvanya’daki Bethel Park mezarlığına defnedilen Warhol, sıra dışı tarzına rağmen kendini her zaman dini bütün bir insan olarak tanımlamış, fırsat bulduğu her an New York’taki kimsesizler evlerinde gönüllü olarak çalışmış, sık sık kiliseye gitmiş, rahip olmak için eğitim gören yeğenini her açıdan desteklemişti.
Amerika’nın tek sanatçıya adanmış en büyük müzesi, Pensilvanya’daki Andy Warhol Müzesi‘dir. İçinde sanatçıya ait yaklaşık 12,000 çalışma bulunmaktadır. New York’ta Warhol Vakfı, Slovakya’da da bir Warhol Aile Müzesi vardır.