besteci
Antonio Lucio Vivaldi
4 Mart 1678 tarihinde Venedik’te doğdu. Lakabı Kızıl Rahip’ti. Babası, başarılı bir kemancıydı. İlk müzik eğitimini babasından aldı.
1693-1703 yılları arasında dini eğitim aldı. Bu arada 1696’da St. Mark kilisesinde kemancı olarak çalıştı. 1703 yılında ilk resmî işine girdi. Bu iş Venedik’te kızlara müzik eğitimi verilen Pio Ospedale della Pietà adlı bir yetimhaneydi. 1709 yılında bu görevinden ayrıldı.
Bu dönemde besteci olarak dikkat çekmeye başladı. Op.1 sonat seti 1705 yılında yayımlandı.
1709 yılında Op.2 keman sonatını Danimarka Kralı IV. Frederik’e ithaf etti.
Bu sırada konçerto yazmaya başladı. Hollandalı yayıncı Estienne Roger, Vivaldi’nin 12 konçertodan oluşan “L’estro Harmonico” adli eserini yayımladı. Bu dönemin en etkili müziksel yayını oldu.
1714 yılında Vivaldi’nin konçertolarını duyan Quantz, Albinoni ile birlikte Vivaldi’ye konçertoda reform yapmaları için ödenek bağladı.
1723 ile 1724’te Roma’daki karnaval mevsimi için üç opera yazdı. Yine 1723’te Pieta’nın yöneticileriyle ayda iki konçerto besteleme konusunda anlaştı.
1725 yılında yazdığı eseri Op. 8, “Il cimento dell’armonico e dell’inventione” ile ünü daha da yayıldı. Bu yıllarda opera sanatçısı Anna Giraud ile ilişkisi başladı.
1737 yılında Ferrara’nın yöneticileriyle arasında sergilenecek operaların seçimi konusunda çıkan anlaşmazlık işinden olmasına yol açtı. Bu olayın ardından Amsterdam’a yerleşti.
28 Temmuz 1741 tarihinde Viyana’da öldü.
Vivaldi’nin Özellikleri
Vivaldi’nin 500’den fazla konçertosu vardır. Farklı enstrümanlardan yararlanmayı çok seviyordu.
Hiç kimse viyolonselden solo enstrüman olarak onun yararlandığı kadar yararlanmamıştır. Fransız Barok müziğinde nefesli çalgılar ağırlıktayken, onun müziğinde yaylı çalgılar önem kazanır. 230 keman konçertosunun yanında, flüt, obua, çello, viyola, mandolin konçertoları vardır.
Klasik müzikle ilgisi olmayanların bile bildiği Dört Mevsim Konçertosu en sevilen eseridir. Kendisinin 94 tane opera yazdığını söylemesine karşın, bunların ancak 50’si günümüze ulaşabilmiştir. Bitmek tükenmek bilmeyen bir müzik dehası olan Vivaldi’nin hırslı ve güçlü kişiliği, müziğine de yansımıştır.
Ölümünün üzerinden yaklaşık üç asır geçmiş olmasına rağmen eserlerinin hâlâ büyük hayranlık uyandırması ve konser salonlarında çalınması, Vivaldi’nin çok büyük bir besteci olduğunu kanıtlamaktadır.