Apelles Biyografisi
Erken Helenistik dönemde yaşamış Yunan ressam Apelles, antik Çağın sanat yazarları tarafından öylesine yüceltilmiştir ki, günümüze hiçbir yapıtı ulaşmamış olmasına karşın, hâlâ o dönemin en büyük ressamı olarak anılır.
Apelles, Milattan Önce (MÖ) 370, İzmir‘in Menderes ilçesinde bulunan 12 İyon şehrinden biri Kolofon’da doğmuştur. Babasının adı Pytheas’dır. Yunanistan‘ın güneyindeki Sikyon Dor okulunda Makedonyalı ressam Pamphilos’un öğrencisi oldu. Yapıtlarında Dor üslubunun inceliğini birleştirdiği söylenir.
Yaşamı ile ilgili bilgi çok az olan Apelles, erken Helenistik dönemde yaşamış Yunan ressamdır. İlk kez kendi portresini yapan ressamdır ama eserlerinin hiçbiri günümüze kalmamıştır.
Hocası Makedonyalı ressam Pamphilos’un sayesinde Büyük İskender‘in babası Makedonya kralı II. Philippos’un sarayında iş buldu. Philippos’un sarayında önemli bir yeri olmuş Kralın suikaste uğradığı Mö 336 tarihine kadar onun bir çok portresini yapmıştır.
Apelles, Makedonya kralı II. Philippos ve oğlu Büyük İskender‘i elinde şimşek tutarken betimlediği resmi en önemli yapıtlarından sayılır. Başka önemli çalışmaları arasında çeşitli portreler, iftira konusunu işlediği büyük bir alegorik resim ve Aphrodite’yi denizin içinden yükselirken gösteren başka bir resim sayılabilir. Bu yapıtların kopyaları bile kalmamışsa da kitaplarda anlatılan betimlemeleri, özellikle Rönesans‘ta Apelles’in resimlerini taklit etmek isteyen sanatçılara esin kaynağı olmuştur.
Apelles’in Büyük İskender resimleri çok ünlüydü. Büyük İskender tasvirlerinin bazıları alegorik özellikler taşıyordu. Apelles’in resimlerinde İskender ile ilgili çok meşhur sahneler vardı. En meşhur resimlerinden birinde Büyük İskender şimşek fırlatan Zeus olarak tasvir edilmişti. Bu resim daha sonraki zamanlarda Efesteki Artemis Tapınağına konuldu. Bu resim o kadar çok gerçekçiydi ki görenler şimşeklerin üzerilerine doğru geldiği hissine kapılacak kadar etkiliydi. Büyük İskender, kendisi için oldukça pahalıya mal olan bu resmi ilk gördüğünde hiç etkilenmedi ancak İskender’in uğrunda şehir kurduğu atı Bukefalos resimdeki atın canlılığını görünce çılgınca kişnemeye başladı. Bunun üzerine Apelles genç kralın kulağına “Efendim Atınız sizden daha iyi bir eleştirmen” diye fısıldadı.
Büyük İskender ve Appelles arasındaki bir olay da şöyle oldu. Apelles kralın ilk metreslerinden biri olan Kampaspe’nin çıplak bir resmini yapmak üzere görevlendirildi ancak Kampaspe’nin resmini çizdiği provalarda ona aşık oldu. Bunu öğrenen Büyük İskender kadını ona hediye etti.
1748 – 1825 tarihleri arasında yaşamış olan Fransız ressam Jacques Louis David tarafından yapılan resimdir.
Apelles, resim tekniğini geliştirmiş olan çalışmalarından ötürü de değer taşır. Apelles teknik becerisi, muhakeme yeteneği ve hayal gücü sayesinde büyük bir etki alanı oluşturdu. Resimlerinde her zaman 4 renk kullandı bunlar sarı, kırmızı, siyah ve beyazdı. Resimlerini bitirdikten sonra onlara güçlü parlaklığını veren kehribar renkli bir madde ile vernikliyordu. Apelles öldüğünde bu sır da kendisiyle beraber gömüldü.
Apelles’in Sanat Üzerine adlı kitabı çok ünlüdür. Bu kitabında mükemmelliğe ulaşmak için gün ve zaman mefhumu gözetmeksizin çalıştığı belirtilmektedir. Eserlerinde farklı teknikler kullanmayı da ihmal etmiyordu.
Apelles yıldızı yükselen tüm maharetli kişiler gibi seveninin olduğu kadar sevmeyeni de vardı. Büyük İskender‘in ölümünden sonra oluşan karmaşık siyasi atmosferden dolayı İskenderiye şehrine gitmek zorunda kaldı. Burada yaşadığı zamanlarda kötü niyetli baş rakibi ressam Antiphilos tarafından kendisini Büyük İskender’in generallerinden Mısır Kralı Ptolemaios tarafından yemeğe davet edildiğine inandırıldı. Oysa Apelles’ten hoşlanmayan Ptolemaios onu karşısında görünce öfkeden deliye döndü. Bu yalanı kendisine söyleyenin kim olduğunu bulmasını istedi. Bunun üzerine Apelles bu durumu resmeden bir resim yaptı bu resimde suçlunun kim olduğu ortaya çıktı. Bu yemek ziyaretindeki bir diğer öge ise şuydu ki; Ptolemaios’a komplo kurmakla itham edildi, fakat bu durum kabul görmedi. Apelles bu durum içinse başka bir portre yapmaktan geri durmadı. Yaptığı İftira isimli bu resimde ise eşekkulaklı bir kralın karalama, cehalet ve şüpheyi simgeleyen kişileri dinlerken resmedildiği konusu işlenmişti.
Yapılan mahkeme sonucunda Apelles’in masumiyeti kanıtlanır. Tabi bunda, iftiracı ressamın ahlâksızlığından tiksinen ve Apelles’e acıyan görgü tanıklarından birinin, Kral Ptolemaios’in akıl edemediği şeyleri anlatması etkili olur ve Apelles idamın eşiğinden döner. Söylentiye göre Ptolemaios yaptığından utanmış ve Apelles’i paraya ve hediyelere boğmuştur. İftiracı ressam Antiphilos’u da onun kölesi yapmıştır.
Ancak başına gelen bu olaydan çok etkilenen Apelles, kendisine atılmış olan iftira’dan öç almak ve uğradığı bu haksızlığın kolay kolay unutulmaması amacıyla olayı alegorik şekilde tasvir eden bir yapıt üretmiştir.
Sandro Botticelli, Apelles’in tarihe yenik düşerek ortadan kaybolan bu eserini, Süryani yazar Lukianos’un hikayeyi anlatış şekline sadık kalarak yeniden resmeder. Böylece günümüze kadar gelecek olan “Apelles’e İftira” tablosu ortaya çıkar.
Sandro Botticelli’nin Rönesans dönemine ait bu muazzam eseri “Apelles’e iftira” adlı tabloyu Floransa’daki Uffizi Galerisi‘ni gezerken bulabilirsiniz.
Apelles‘in sanatında büyük yer tutan konulardan biri de dinsel unsurlardı. Bazı resimleri: “Ephesos’ta Artemis Rahibinin Tören Alayı, Aphrodite’nin Doğuşu, Kos’ta Kurban Töreni…” Apelles resimlerini yaparken kadın figürler olarak büyük bir ihtimal Kampespe’yi model olarak kullanıyordu. Ancak ilham kaynağı ise Atinalı bir hetaira (üst sınıf fahişe) olan Phryne’ydi. Bu kadın Poseidon şenlikleri ve Eleusis gizem törenlerinde üzerindeki kıyafetleri çıkardıktan sonra saçlarını çözerek denize çıplak bir şekilde girmesiyle biliniyordu. Bu kadın yaptığı işten dolayı çok zenginleşmişti ki Büyük İskender‘e itaat etmediği için yıkılan Thebai şehrinin sadece surlarının yeniden inşa finansmanını tek başına karşılamayı teklif dahi etmişti.
Apelles, Milattan Önce (MÖ) 306 yılında Istankoy, Yunanistan’da 64 yaşında ölmüştür.
Apelles öldüğü zaman Kos’luların sipariş etmiş olduğu bir Aphrodite’nin Doğuşu resmi üzerinde çalışıyordu ancak resmi tamamlayamadı. Daha sonra bu resmi tamamlayabilecek bir ressam bulunamadı.