X

Aram Dikran

Aram Dikran

besteci, şarkıcı

Aram Tigran

1934 yılında Suriye’de doğdu. Dokuz yaşında müzikle ilgilenmeye başladı ve ud çaldı. Arapça, Ermenice, Kürtçe ve Türkçe müzik yaptı. Yaşamını Kürt müziğine adadı.

1966’dan sonra Ermenistan’ın başkenti Erivan’a giderek, Erivan Radyosu’nda 18 yıl çalıştı. 1995’ten sonraysa Atina’ya yerleşti.

PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’la Suriye’de görüştü. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali ve Batman Nevruz kutlamalarına katıldı.

8 Ağustos 2009 tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da öldü. Diyarbakır’da Ermeni Mezarlığı’na gömüldü.

HAKKINDA YAZILANLAR

Aram Dîkran’a Vefa borcu
Erdal Alıçpınar
Özgür Politika 8 Mart 2005

Kürt sanatçılardan, Kürt halkının mücadelesine emek veren ve geçtiğimiz yıl 50. sanat yılı kutlanan Ermeni asıllı “Aram Dîkran’a Vefa borcu”. Albüm, Kürt sanat camiasında bir ilk olma özelliğini taşıyor.

Kürt sanatçılar, “Aram Dîkran’a Vefa borcu” adıyla başlattıkları albüm çalışmasını sonuçlandırdı.

Kürt sanatçılar, Kürt halkının verdiği mücadeleye yaptığı sanatsal çalışmalar ile katkıda bulunan Ermeni asıllı Aram Dîkran’a olan vefa borçlarını ödemek amacıyla başlattıkları 6 aylık müzik çalışmasını tamamladı. “Evîna Aram” adıyla Newroz’da çıkacak olan albümde, Aram Dîkran’a ait 260 besteden 14’ü, değişik Kürt sanatçısı tarafından seslendirildi. Projesini sanatçı Serhat’ın (ÇarNewa) ve müzik yönetmenliğini Mehmet Gül’ün (Memo) yaptığı albüm çalışması, aynı zamanda Kürt sanat camiasında bir ilk olma özelliğini taşıyor.

Kürt sanatçılar, Kürt halkının mücadelesinde emeği olan böylesi değerli insanlara hayattayken kendi vefa borcunu ödemeleri gerektiğini belirtiyorlar.

Mîr ve Kom müziğin katkıları ile sonlandırılan çalışmada yer alan sanatçılar ve seslendirdikleri parçalar ise şöyle: Beser Şahîn (Ey Welato), Fate (Siya Dare), Rotinda (Yerîvan), Seyîtxan (Leylane), Gülîstan (Sebra Dila), Serhat-ÇarNewa (Yaramina Bedêw), Harun, Koma Rewşên (Hatîn), Dîyar (Leyla), Xelîl Xemgîn (Xemillî Zozan), Kawa (Zerîyamin), Delîl (Zar Buma), Şemdîn (Şeva Tarî), Xêro Abbas (Şev çû), Xemgîn Bîrhat (Gul Firoş)

Yaşamını Kürt müziğine adadı

“Aram Dîkran’a Vefa Borcu” adıyla yapılan çalışmada sesleri ve yorumları ile yer alan sanatçılar, Aram Dîkran’ın kendileri ve Kürt sanatı açışından hangi duyguları ifade ettiklerini gazetemize değerlendirdiler:

Xêro Abbas: Aram Dîkran’ın Kürtler için yaptıkları karşısında böyle bir çalışma azdır.

Böyle bir projeyi hazırlamak, çok iyi ve güzel bir adım. Aram Dîkran, tüm yaşamını Kürt müziğine adayan bir insan. Beni en çok sevindiren Aram hala yaşıyor ve müzik yapıyor. Kürtlerin, Aram Dîkran’ın hayatını belgeselleştirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Umarım aramızda yıllarca kalır ve Kürt sanatına hizmet eder.

Gülîstan: Kürt sanatının öncülerinden ve doğru anlamda emek veren bir sanatçı. Müzikte, birçok sanatçıda bazı yönler eksiktir. İyi söyler ama enstrümantalleri çalamaz ya da beste yapamaz. Oysa Aram Dîkran bir orkestra gibidir. Tek kişidir ama çok yönlüdür. Küçük yaştan itibaren bu yorum tarzıyla büyüdüm. Tabi şimdi onun parçalarını yorumlamak inanılmaz bir haz veriyor.

Dîyar: Kürt halkının değerli dostu, sanat çınarımız Aram Dîkran’ın 50. sanat yılını kutlamak için sanatçı arkadaşlarımla bu büyük ustanın eserlerini seslendirmekten büyük onur duyuyorum. Kendisini sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

‘Sanat ideollerimdendir’

Besêr Şahîn: Kürt müziğinin temel duygularından biri olan, Mamostê Aram adına yapılan albüm çalışmasında ben de, değerli hocamızın bir öğrencisi olarak, kendisinin çok sevdiğim bir eserini seslendiriyorum. Bir ömür boyu Kürt müziğine hizmet etmiş duygularımızı, sanatımızı yaşatmış değerli Aram hocamıza Kürt sanatçılarının sahip çıkması çok anlamlı bir projedir. Aram Dîkran, benim sanat ideollerimdendir. Aram Hocam’ı sahne yaşamımın bir parçası olarak hep yaşıyorum. Kürt toplumu ve Kürt kültürü kendisine minnettardır. Ve iyiki varsın diyorum.

Kawa: Annemin ve babamın severek dinlediği Aram Dîkran’ı, küçük yaştan itibaren severek ve büyük bir beğeni ile takip ediyor ve dinliyorum. Kürt müziğinde değerli eserler ile yaptığı katkılarla, Kürt sanat camiasında sanatçıların yetişmesinde esin kaynağı olmuştur. ‘Aram Dîkran’a Vefa Borcu’ adıyla yapılan bu projede benim de şarkı okumam önerisi geldiğinde çok sevindim. Onun bize kazandırdıkları elbetteki böylesi bir proje ile ödenemez. Önemli olan onun mirasını yaşatmak ve dahada ileri götürmek gerekir.

Şemdîn: Benim ve çevremizin sürekli Erivan radyosunda kendine has tarzıyla severek dinlediğimiz Aram Dîkran’ı ilkin 1989 yılında Heftêye Çanda Kurdistan ile Hollanda’da gördüm. Önceleri sesini Erivan radyosunda dinliyorduk. Fakat canlı gördüğümde çok sevindim. Aram Dîkran kendisi Ermeni halkından olduğu halde Kürt müziğine yeni bir tarz yeni bir stil katmıştır, nasıl ki M.Arif Cizrawi’nin tarzı Mehmet Şexo’nun tarzı varsa Arma Dîkran’ında kendine has tarzı vardır. Sade yumuşak ve dinlenebilir bir tarzdır. Aram Dîkran, Karapete Xaço, Dawide Xılo Pirani Gevork, bunların hepsinin Kürt müziğinde büyük katkıları vardır. Böyle bir albümde sanatçı arkadaşlarım ile Aramê Dîkran için okumam bana büyük sevinç ve moral vermiştir.

Seyîtxan: Arame Dîkran, 60’lı yıllardan sonra Kürtçe’nin Kurmancî lehçesiyle seslendirdiği ve kendi tarzıyla yeni Kürtçe halk şarkılarıyla Kürtler arasında tanınan ve sevilen Ermeni asıllı halk sanatçısıdır. Ermeni katliamı sonrası Aram ve babası, Kürt çevreleri ile içine girdiği iyi ilişkilerden ötürü melodi ve halk türkülerine olan ilgisiyle Kürtler arasında hem sevilir ve hem de özel bir konumdadır. Bu sevgiyi ve ilgiyi bıkmadan uzun bir solukla günümüze kadar şarkılarıyla karşılığını verir. Ben Arame Dîkrani ilk kez Erivan radyosunda dinledim. Sesinden ve berak Kurmancısından etkilendim. Bıkmadan eserlerini dinledim. Zamanla onun eserlerinden kendime özgü bulduklarımı sahnelerde seslendirdim. Arame Dîkran salt Kürt halk şarkılarını seslendirmedi. Aynı zamanda 20 yıllık Kürt mücadelesini eserlerine konu edindi. Kürtlerin ve sevenlerin gönlünde taht kurmuş bir halk sanatçısıdır.

‘Tüm zamanlarda güncelliğini korudu’

Memo: Öncelikle şunu belirtmeliyim, Aram Dîkran gibi ki kendisi Ermeni olduğu halde yaşamını Kürt müziğine adayan bir sanatçıya bir albümle elbette vefa borcumuzu ödeyemeyiz. Ama bu albümle azda olsa ona olan saygımızı iletmeye çalıştık. Ben Aram Dîkran’ın son iki albümünü de yönettim, ama bu projenin yeri çok farklı benim yanımda. Onun tüm şarkıları tüm zamanlarda güncelliğini korudu ve koruyacaktır. Tüm içtenliğimle söylüyorum, bu albümde var olmak bana büyük heyecan verdi. Umarım Kürt sanatına emek vermiş tüm sanatçılar zamanında hatırlanılır.

X.Xemgîn: Aram Dîkran’ın Kürt sanatındaki yerini bir çınar ağacına benzetiyorum. Aram yaşamda saygıyla örnek gösterilecek biridir. Bu nedenle Aram stranları ve folklorün ustası ve aşk şarkısıdır. Aram’ın türküsünü Aram’a okuduğum için kendimi çok mutlu hissediyorum. Onun işlediği tema onu bizde yaşatacaktır.

Rotînda: Aram Dîkran bir ekol ve Kürt müziği için de, Kaniya stranan diyebiliriz. Aram Dîkran, binlerce yıldır kardeşçe yaşayan Ermeni ve Kürtler arasında nadide bir sanat köprüsü gibidir. Böylesi bir çalışma sanat ve Kürt müziğinin arşivi adına çok yerinde ve de anlamlıdır. Bu bir ilktir ama devamı gelecek, bu anlamda böyle bir çalışmada yer almak benim için de sevindiricidir. İnanıyorum ki halkımız bu çalışmaya gereken önem ve değeri verecektir.

Delîl: Bu projede yer almam benim için onur verici. Kürt müziğine ve kültürüne büyük katkısı olan Aram Dîkran için ne yapsak az. Vefa borcumuzu ödememiz mümkün değil. Bir de ilk defa bizim camiada bir sanatçı hayattayken böylesi bir projeyle onurlandırılıyor. Buda herkese nasip olmaz. Benim için Arame Dîkran, Kürt ve Ermeni halkının kardeşliğinin simgesidir.

‘Kürt müziğinin tuzu biberidir’

Serhat (ÇarNewa): Bu çalışmanın sadece müzikal bir çerçevede düşünülmüş bir proje olmadığı belirtemek lazım. Aram Dîkran bu topraklarda yaşayıp oradaki kültürü birikimi şarkılarına yansıtmış. Onları değiştirip yok saymak yerine bu topraklarda yaşayan hakların kültürel zenginliğine bir miras olarak alıp günümüze bütün güzelliği ile taşımış ender sanatçılardan biridir. Bu projeyi onun Kürt müziğine olan katkılarını düşündüğüzde küçük bir başlangıç olarak kabul etmek gerekiyor.

X.Bîrhat: Aram Dîkran’ın tarzı, sesi kullandığı enstürmanteli Kürt müziğinde ayrı bir yeri var. Kürt müziğinin tuzu biberidir. Aram Dîkran, çocukluğumda Erivan radyosunda dinlediğim o melodiler ile büyüdük. Yaşamımda ve sanatsal hayatımda ilgi ile takip ettiğim bir sanatçıdır. Böyle bir yapıtta yer almaktan dolayı kendimi şanslı görüyorum.

Fatê: Çocukluğumda hep anlatılırdı, Ermeni katliamının nasıl yapıldığı. Aram Dîkran Ermeni halkından olmasına rağmen Kürt sanatı ve halkı için hizmet verdi. Hiç bir sanatçının yapamadığını yapan Aram Dîkran, benim sanatsal yaşamımda özel bir yeri var. Bu kasette okuduğum parçayı ilk kasetimde de okumuştum. Böylesi bir çalışmada yer almak gurur vericidir benim için.

VEFAT-HABER

Aram Tigran İstediği Gibi Diyarbakır’da Toprağa Verilecek
Tolga Korkut
Diyarbakır – Bia haber merkezi
10 Ağustos 2009

Müzisyen Tigran için tören cenazesi yetiştirilebilirse bugün, olmazsa yarın Ermeni Kilisesi’nde düzenlenecek, Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Organizasyon komitesinden Anlı, “Tigran’ın Diyarbakır’a gömülmeyi istemesi bizim için çok anlamlı. Diyarbakır barışın, kardeşliğin başkentidir” dedi.

Müzisyen Aram Tigran, vasiyeti üzerine Diyarbakır’a gömülecek. Cenaze töreni için oluşturulan organizasyon komitesinden, Demokratik Toplum Partisi İl Başkanı Fırat Anlı’nın bianet’e verdiği bilgiye göre, Tigran’ın cenazesi yetiştirilebilirse, tören bugün saat 16:00’da Ermeni Kilisesi’nde yapılacak. Olmazsa, yarın için hazırlık yapılıyor.

6 Ağustos’ta Atina’da hayatını kaybeden Tigran, daha sonra Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

“Diyarbakır’a gömülmek istiyorum, demişti”
Anlı, Tigran’ın, daha önce, Suriye’deki doğum yeri Kamışlı’ya gömülmek istediğini, ama geçen yıl ilk kez geldiği Diyarbakır’daki kültür ve sanat festivaline katıldıktan ve kentte yaklaşık iki ay zaman geçirdikten sonra, ailesine ve Diyarbakırlılara “Diyarbakır’a gömülmek istiyorum” dediğini anlattı.

Anlı, bunun çok anlamlı olduğunu düşünüyor:

“Tigran Kürtçe müzik denince ilk akla gelen isimdir neredeyse. Bu coğrafyada belli bir yaşın üzerindeki herkes anadilindeki müzikle ilk Tigran sayesinde tanışmıştır. Onun o yumuşak, duygulu ezgileri, ustası olduğu cümbüşüyle.

“Diyarbakır’a gelmesi bir hayal gibiydi”
“Diyarbakır’a gelmesi, konser vermesi en büyük haylimizdi. Yıllarca uğraştık. Daha önce Türkiye’de koşullar uygun değildi; kendisi de çekiniyordu. Ama ilk gelişi, tarihi bir andı. Bir hayal gibiydi. Onu dinleyen binlerce kişinin gözleri yaşardı.

“Diyarbakır, mitolojik kentlerden biri; Mezopotamya’nın en önemli, çok dilli, çok kültürlü kentlerinden biri. Bu topraklara emek vermiş, derdine ortak olmuş sanatçıların, aydınların ebedi istirahate burada çekilmek istemesi çok anlamlı.

Sanatçılara Diyarbakır daveti
“Ama biz, Diyarbakır’ın yaşarken de değer görmesi gereken sanatçıların, aydınların buluşma noktası olmasını istiyoruz ve onları barışın, kardeşliğin, özgürlüğün başkenti Diyarbakır’a davet ediyoruz.”

Tigran Diyarbakır için şarkı yazmıştı

Tigran, Diyarbakır’da geçirdiği sürede Aknews’a verdiği röportajda, “Diyarbakır’ı Diyarbakırlıları çok sevdim” demiş, şunları söylemişti:

“Diyarbakır’a gelmek benim yüzyıllık rüyamdı. Hep derdim ‘Tanrım, ölmeden anne babamın yaşadığı toprakları görebilecek miyim?’ İki yıl önce Yunanistan vatandaşı olduktan sonra ilk olarak Diyarbakır’a geldim. Çok etkilendim ve bir şarkı yazdım. Şarkının bir dörtlüğü şöyle: ‘Di xewnên şevan de min bawer nedikir (Rüyalarımda görsem inanmazdım) / Bi çavan bibînim bajarê Diyarbekir (Diyarbakır’ı görebilmeyi) / Rojbaş Diyarbekir me pir bêriya te kir (Günaydın Diyarbakır seni çok özledim) / Te derî li me vekir (Sen kapılarını bana açtın) / Te me şa kir (Bizi çok mutlu ettin).”

“Biz nasıl bu topraklarda büyüyemedik”
Diyarbakır’a geldiğinde annesi ve babasının doğduğu Bêemde [Ermenice Kexriban] ve Kaskê köylerine giden Tigran, duygularını şöyle anlatmıştı: “O dağlara, ağaçlara, derelere, evlere baktığımda içim titredi. Ağladım. Çok canım acıdı. Babamı annemi, onların yaşadıklarını anımsadım. Çok üzüldüm. ‘Biz nasıl bu topraklarda büyüyemedik’ diye hayıflandım.””

Kategoriler: A
Benzer Biyografiler