din adamı, vaiz, öğretmen
1 Mart 1952 tarihinde Trabzon’nun Of İlçesi’nde doğdu. Çocukluğu Adapazarı’nda geçti. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Eğitimine yörenin tanınmış âlimlerinden Mehmet Tavaslıoğlu’ndan aldığı eğitimi de ekleyip Adapazarı’na döndü.
Hukuk eğitimi de aldı. Büyük İslam alimlerinden İmam Rabbani’nin mektuplarından oluşan ‘Mektubat-ı Rabbani’ kitabını ezbere biliyordu. Her pazar sabahı İsmailağa Camii’nde sohbet ederdi. Evli ve üç çocuk babasıydı.
Yıllarca Mahmud Efendi, Sadreddin Yüksel, Halil Günenç ve Mehmet Savaş gibi alimlerin halkasında bulundu.
Mahmut Efendi öğrencileri arasında ona ayrı bir alaka gösterirdi. Yıllarca ders olarak okuttuğu İmam-ı Rabbani Hazretleri’nin “Mektubat”ını okuyup, şerhetme görevini ona vermişti“. Sultan Selim Camii’nde Pazar sabahları, namazdan sonra akdedilen sohbet programının bir bölümünde gür sesi ve geniş müktesebatıyla yıllarca mektupları tercüme ve şerh etti. Bir ara haftanın her günü sabah namazlarından sonra İsmailağa Camii’nde de “Mektubat” dersleri verdi.
İmam-ı Rabbani Hazretleri’nden bahsederken “Sultan” kelimesini kullanırdı. Mektubat derslerinde zamanla uzmanlaştı. “Mektubatçı Bayram Hoca” diye tanındı.
Etraflı bir literatür bilgisine sahipti. Neyi, nerede bulabileceklerini araştıran müracaat kaynağıydı. Devlet kütüphanelerinin bir çoğundan daha büyük bir kütüphaneye sahipti.
Farsça, Arapça, Osmanlıca, İngilizce ve Fransızca biliyordu.
3 Eylül 2006 sabahı 07:30’da İsmailağa Camii’nde sabah namazının ardından verdiği dersin bitiminde bir meczubun bıçaklı saldırısı sonucu şehit edildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
BAYRAM ALİ ÖZTÜRK
Bir gün Fatih’te ikibinden fazla kişinin hazır bulunduğu bir camide teravih öncesinde vaaz ediyordu. O geceki konuşmasında Osmanlı Devleti’nden bahsediyor, Çanakkale başta olmak üzere diğer cephelerde tahakkuk eden Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve selem)in manevi yardımlarını anlatıyordu. Konuşurken ifadeler boğazında düğümleniyor, belli bir süre sonra kendini toparlayıp gür sesiyle “Cemaat! Bu topraklara sahip çıkın!” ifadesini tekrar ediyordu.
Ulemanın kıt olduğu nasibsiz bir asırda yaşadığından omuzlarında büyük sorumluluk taşımaktaydı. Eşine az rastlanır bir ilim ve gönül eriydi. Büyük adamdı. Dünyaya “elveda” derken de büyük adamlar gibi gitti.
Kitapseverler, müşkili olan öğrenciler, vaazlarını takip eden cemaat Bayram Hoca’yı unutamayacak. Daha şimdiden özlediklerini söylüyorlar. “Sultan buyuruyor ki” deyişini, kürsüdeki celalli sesini, müeddep duruşunu, en zor metinleri rahat bir şekilde çözüşünü, siyonizme kafa tutuşunu ve istikametini özleyecekler…
İlim Hayinesiydi,son derece mütevazi bir kişiliği vardı.
Onun yokluğu bizler için büyük kayıp, zira onun gibi korkusuzca, göğsünü gere gere şeriat, hakikat diye haykıran Osmanlı aşığı nadir bulunur.
Ona,Sohbetlerine, bize verdiği öğütlere sahip çıkalım… Allah(c.c ) bizi onun Şefaatine nail eylesin.(amin )
Mektubatçı Bayram Hoca Kimdir ?
1__ ALLAH ve ilim delisi bir aşık-ı sadık idi..
2__ Son derece derdli bir Peygamber vekili idi..
3__ Coşkun ve taşkın bir Sufiydi..
4__ O’nun kelamı kılıç gibi keskindi..
5__ İlimde ” ayaklı kütübhane ” idi..
6__ Heybet ve mehabet sahibi idi..
7__ Az yer Az uyurdu. Az gülerdi..
8__ Ahlak-ı hamide sahibi bir güzeldi..
9__ Gezmeye eğlenmeye ( piknik,deniz vs..) iltifat etmezdi ısrarla götürürlerse gider gittiği yerde dahi kitab ve mütalaadan geri kalmazdı..
10_ Mes’eleleri izah noktasında bir hududu yoktu..
11_ Okunacak kitab ve branş hususunda bir hududu yoktu..
12_ Bayram efendi ilim ve irfanda bir kuyu gibiydi in in in dibini bulamazsın..
13_ Bayram Ali Hoca bir aşık-ı sergerdan idi inkisar-ı kalbine uğrayan allak bullak olurdu..
14_ Ufku o kadar geniş vizyonu öylesine zengin bir Alimdi ki ; derslerinde ecram u semavattan zerrelere kadar mes’ele beyan ederdi..
15_ O mübarek insan alelade sıradan birisi gibi gözükür garib garib kıyıda köşede takılırdı..
16_ Hocamız aynı zamanda bir san’atkardı müthiş bir sada ve eda ile vecd halinde kendi bestelediği ilahileri okurdu..
17_ Fevkal’ade hazır-cevap ve nüktedan ve zarifti..
18_ Muazzam bir hafıza sezgi ve tedai kabiliyeti vardı mes’ele içinde mes’ele söyler daldan dala konardı..bir şeyi
unutsa biraz düşünür sanki duvara yazmışlar gibi bakıp duvardan okurdu..
19_ Hoca Bayram Ali efendi Mektubat-ı Rabbani’ye ” Hazret-i Şarih ” denilecek kadar vakıf bir insandı..O adeta bir Ankaravi
bir Bursevi ya da Nablusi gibiydi bu zamanda..
20_ Aziz ve mübarek Hocamız zaman zaman kızardı ama ALLAH için kızardı..Hz.Ömer meşrebindeydi..celalliydi..gayret-i
diniyye sahibiydi..
21_ Bayram Ali Hocamızın bütün hayatı üç harf ile beş noktadan ibaretti ; ayn-şın-kaf / AŞK..derslerinde ve sohbetlerinde
merkez nokta daima ALLAH ve Resulullah aşkı idi..her daim aşkın yüceliğinden ve aşıkların şanından bahseder ve vecd u
halet ile kendinden geçerdi adeta..
22_ Bayram Ali efendi aşka geldiği vakit gözleri kıvılcımlar saçarak Hz.Mevlana’dan beytler okurdu..” Mesnevi-i şerif’e
aşina olmamış Mesnevi’yi yutmamış (mı?) ben ona hoca moca demem..” derdi..
23_ Hocamız Bayram Ali efendi ALLAH’ın her günü ümmet-i Muhammed derdi ile yanıp feryad eden bir zat-ı ali kadr idi..
kalbini ve beynini ümmetin sıhhat ve selameti hususunda geliştirilecek stratejilere vakfetmişti..
24_ O’nun çarpım tablosu Kur’an ve Sünnet idi..O bu tablonun içinde daima işlem yapardı ; toplar böler çarpar çıkartır.
ALLAH ile kafa patlatırdı.. yaptığı cümle işlemlerin eşittiri ; Hz.Muhammed Mustafa (sav) yı verirdi..
25_ Sahib-i keramet ve ehl-i işaret idi. Direk nokta tayini ; nabza göre şerbet verirdi. Ders esnasında gönülde bir ukde
veya gizli bir soru kalmışsa eğer daha sormadan cevabını verirdi..
ŞEHİD, ÜSTAD, HAFIZ , HACI, MUTASAVVIF, MÜTEFEKKİR, STRATEJİST, ŞARİHAKSİYONER, SAN’ATKAR, MÜCAHİD, NÜKTEDAN, vs. ne dersen
dee ALLAH’IN O GÜZEL KULU BAYRAM ALİ EFENDİ ANLAT ANLAT BİTMEZ GİDER DE GİDEER GİDER DE GİDER ..
SORU ; BİZ O’NU ANLADIK MI ? EL-CEVAB ; HAYIR ! MAALESEF HAYIR!! hayır