gazeteci, yazar
Bedii Faik Akın
1921 yılında Bandırma’da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Kabataş Lisesi’nde tamamladı. Tıp fakültesine girdi. Tam doktor olacakken vazgeçip, tütün ticaretine yöneldi. Ticarette belirli bir süre geçirdekten sonra yazı hayatına atıldı. Tasvir gazetesinde başladığı fıkra yazarlığını Tan, Milliyet, Yeni İstanbul ve Ulus gazetelerinde sürdürdü. Daha sonra Falih Rıfkı Atay’la Dünya gazetesini çıkardı.
Demokrat Parti iktidarına karşı sürdürdüğü sert muhalefetiyle tanındı. 1965 seçimlerinin ardından Adalet Partisi yanlısı bir tutum izledi. 1975 yılında Dünya gazetesini sattı ama fıkra yazarlığına devam etti. Ardından Hürriyet ve Son Havadis gazetelerinde yazdı.
ESERLERİ:
Efendime Söyleyeim, Yalancı, Hitler Anlatıyor, Rusya’dan, Bir Grip Ada, Sam Amca’nın Evinde, Pablo’nun Gülüşü, O Biçim, İhtilalciler Arasında Bir Gazeteci, Akıl Cumhuriyeti İsrail ve Matbuat Basın derkeen… Medya (4 cilt) belli başlı eserleridir.
ESER-AYRINTI
Matbuat Basın derkeen… Medya
1. Cilt
Bedii Faik Akın
Doğan Kitapçılık / Anı Dizisi
İstanbul 2001
Matbuat Basın derkeen Medya, Bedii Faik’in yalnız yazı hayatını anlattığı bir anı dizisidir ve Türk gazeteciliğinin altmış yıllık geçmişinin, bugüne, medyaya kadar gelip çakılan kaderinin çok renkli bir tablosu gibidir!..
Bu kitapta ayrıca, yüzyılın pek çok kalem şöhretinin yazıyla çizilmiş portrelerini de bulacak ve hemen hepsinin önünde bir ibret duygusuyla da sarsılacaksınız, demek fazla abartılı olmaz sanıyoruz. Doğan Kitapçılık, Matbuat Basın derkeen Medya’yı Türk okurlarına sunarken zevkli bir görev başardığının inancı içindedir.
(Arka Kapak)
Dev bir pergelin saplanan ayağını Nuruosmaniye kavşağının tam orta yerine batırınız ve sonra öbür ayağı, çok değil, 250-300 metre kadar açıp çevirmeye başlayınız. Çıkacak daireye 1940’ların bütün Babiali’sini sığdırabilirsiniz!
Cumhuriyet’iyle, Vatan’ıyla, Tasvir’iyle. Son Posta’sıyla, Vakit’iyle, Son Telgraf’ıyla, Yeni Sabah’ıyla, Hürriyet’iyle hatta tüm kitabeveleriyle hemen hepsini hepsini…
Bir şey daha söyleyeyim, o Babiali’yi bütün kadrosu, tesisi ve varlıklarıyla, bugünkü büyük yapılı iki gazetenin, ister sırçalı, ister sırçasız olsun dev betonuna da sığdırabilirsiniz!
Dikkatinizi çekeceğim, “iki büyük gazete” demedim, “büyük yapılı iki gazete” dedim. Evet, eski Babıali’nin topu, şu yeninin ikisine sığardı ama ancak “madde” olarak. “Mana” olarak ise, hangisinin hangisine sığmaz olduğunu ve manada büyüklüğün ne tarafa düştüğünü işte birlikte göreceğiz!
(Giriş)
HAKKINDA YAZILANLAR
Üstat Bedii Faik ile Yeniçağ’da
Kenan Akın
Yeni Çağ 19 Mayıs 2011
Türk basın âleminin müstesna şahsiyetlerinden üstat Bedii Faik ile Yeniçağ Gazetesi’nde bir kez daha bir araya gelmenin kıvancı ve huzuru insana bambaşka bir haz veriyor.
Gerçekten de üstat Bedii Faik, Türk basınının halen “ayakta” olan en büyük kalemlerinin başında geliyor.
“Kalem” demişken üstadın bu konudaki, önemli ve keskin bir görüşünü nakletmek, özellikle bu günlerin atmosferine denk geliyor.
Üstat Bedii Faik’e göre “kalemşör, parayla yazan kişilere” deniliyor. Yani “silahşör” den yola çıkarak, bazı yazarlara “kalemşör” yakıştırmasında bulunanlar büyük bir yanılgıya giriyor.
Gerçi, son yıllarda kimin, “kalem erbabı”, kimin “kalemşör” olduğu pek fark edilmiyor.
Yanında İstanbul Gazeteciler Birliği Başkanı Engin Köklüçınar olduğu halde Yeniçağ’ı ziyaret etme nezaketinde bulunan üstat Bedii Faik’in, Genel Yayın Yönetmeni Hayri Köklü ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Yabuloğlu ile sohbetine katılmanın onuru unutulmuyor.
Aslında, üstadın oğlu meslekdaşımız Faik Akın’la Tercüman Gazetesi’nde geçirdiğimiz günler de pek hafızalardan çıkmıyor.
Yeri gelmişken, üstadın “3 Akın” soyadını kullanmamasının nedenini de açıklamak bize düşüyor.
Üstadın gazeteciliğe daha doğrusu yazarlığa başladığı dönemde, merhum Peyami Sefalar, Falih Rıfkı Ataylar, Mümtaz Fenikler, Ulunaylar, Necip Fazıl Kısakürekler gibi bir birinden “dev” imzalar Babıali’de kalem oynatıyordu.
Üstat Bedii Faik, “Akın” soyadını da kullanmayarak, bir bakıma onlara göre, gençliğini özenle saklıyordu.
Böylece, ilk aylardan itibaren yazarlar polemiğinde yer alıyordu. Ona ilk cevap veren de rahmetli Peyami Safa oluyordu.
Üstat Bedii Faik, şükürler olsun ki, hala yaşlanmayan, çoğu kişiye “ders verebilecek” bir portre çiziyor.
Öteden beri bilinen, dillere destan şıklığının yanı sıra, tespitleri, görüşleri, değerlendirmeleri, esprileri kısacası “bilge” duruşuyla üstat Bedii Faik, özellikle mesleğimizde çoğu kişiye örnek olacak bir performans sergiliyor.
Babıali’yi yakından tanımak ve gerçeklerini yaşamak isteyenlerin mutlaka üstat Bedii Faik’ın “rahle-i tedrisi” nden geçmek fırsatını yakalamaları gerekiyor.
Üstat Bedii Faik’i kısaca anlatabilmek için bile, sayfalar dolusu yazmak yetmiyor.
Yeniçağ’ı ziyaretinden dolayı, üstada şükranlarımızı sunmak gayreti bile satırlara sığmıyor.
VEFAT-HABER
Gazeteci Bedii Faik vefat etti
16 Haziran 2015
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ‘nin ilk genel sekreterleri duayen gazeteci Bedii Faik Akin İstanbul’da vefat etti.
Bedii Faik’in cenazesi 17 Haziran Çarşamba öğle namazının ardından Teşvikiye Camiisinde alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.