X

Burhan Özfatura

Burhan Özfatura

İzmir Büyükşehir Eski Belediye Başkanı

1943 yılında Bursa’nın Mustafakemelpaşa ilçesinde doğdu. 1964 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Maliye Bakanlığı Hesap Uzman Muavini sınavını kazandı, hesap uzmanı oldu. 1966 yılında İzmir Grubu’na tayin edildi. 1968-1970 yıllarında Mardin, Cizre, Nusaybin’de Seyyar Jandarma olarak askerliğini yaptı. Askerlik dönüşü İzmir Hesap Uzmanları Grup Başkanlığı görevine getirildi. 1973-1974 yıllarında Belçika’da KDV konusunda ihtisas yaptı ve İzmir Defterdarlığı’na tayin edildi. 2 yıl bu görevde kaldı.

Siyasi baskılar sebebiyle defterdarlıktan ayrıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’ne geçti. Ücret Sistemleri konusunda master, İşgücü Planlaması konusunda doktora yaptı. 9 yıl öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Turgut Özal’ın öncülüğünde uygulamaya başlanan 24 Ocak Kararları’nda vergi uzmanı olarak görev aldı. ANAP’ın kuruluşundan sonra 1984’te yapılan ilk yerel seçimde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu ve kazandı. 1989 yılında seçilemedi. Bir yıl süreyle Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptı ve emekli oldu. Yeminli Mali Müşavir olarak danışmanlık yaptı. 1994 yılında yeniden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Sonraki dönemde seçilemedi. Değişik ekonomik ve sosyal organizasyonlarda görev almaya devam ediyor. Yeni Asır, Dünya ve Türkiye gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Evli ve üç çocuk babası.

YORUM

Özfatura: MHP, Türkiye için çok yararlı bir alternatif olacaktır
Zaman 22 Mart 2014

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura, şahsi web sitesinde kaleme aldığı ‘Dikkat! Vatan elden gidiyor… ‘ başlıklı makalesinde önemli uyarılarda bulundu.

Özfatura, “Seçimlerin çok yaklaştığı şu günlerde, vatanını çok seven, evlâtlarının ve torunlarının geleceğini düşünen, şahsi çıkarlarını iktidarın yandaşlarının aksine ülke çıkarlarının önüne koymayan, saçı bitmemiş yetim hakkına, harama, helale gerçekten duyarlı olan inancını hiçbir dünyalık uğruna satmayan, rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, zulüm, kıyım, yalan, iftira, baskı vb. günahları tasvip etmeyen feraset, basiret, cesaret sahibi, tüm kardeşlerime, üzüntülerimi, endişelerimi kalbimin tüm samimiyeti ile bir defa daha arz ediyorum.” çağrısında bulundu.

İşte o makalede madde madde yer alan uyarılar:

1-Lütfen, ülkemizde demokrasimize fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerimize huzurumuza milli birlik ve bütünlüğümüze, tüm gücümüzle sahip çıkalım.

2-Şahsi ihtirasları adına, şehir şehir gezip, devamlı olarak, kendisi gibi düşünmeyen milyonlarca vatandaşımızı düşman, hain, ajan ilân eden, her türlü tehdidi, iftirayı, hakareti, baskıyı, tahriki mübah sayan, gerilim, ölümüne kin, nefret tohumları saçan yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk zincirini boğazlarımıza dolayan durmaksızın kavga, gerilim, mağduriyet ve iftira senaryolarını sahneleyen, terör mihrakları ile işbirliği yapan, ülkemizi kaosa, gerilime, bölünmeye ve kardeş kavgasına sürükleyen, ülkemizin itibarına ve ekonomisine büyük darbeler indiren AKP üst yönetimini oylarımızla uyaralım.

Tek adam yönetimini ve alenen 31 Mart’tan itibaren başlatılacağı beyan edilen baskı, kıyım, zulüm, ayrımcılık, intikam, bölünme, Türk ve T.C. düşmanlığı uygulamalarının önünü açmayalım. Mübarek dinimizin, daha fazla istismar edilmesine, politik, çıkarlar uğruna yerlerde sürünmesine izin vermeyelim (Yalan bir lafz-ı kâfirdir).

3-Besleme ve baskı altındaki medyanın, devlet kaynaklarını utanmazca sömüren ve bir de analarımıza küfreden çıkar odaklarının, iğrenç yalan ve iftiralarına inanmayalım. (Son 4 ayda, Akif 146, Star 132, Akşam 105, Yeni Şafak 93 tekzip yemiştir)

4-Her konuda ABD den emir ve talimat alınırken, ABD dostluğu ve “eş başkanlık” ile övünürken, İsrail ile ilişkiler (Özelikle one minute senaryosundan sonra) her açıdan gelişirken, ABD-İsrail vb. komploları masallarına yüz vermeyelim.

5-Devlet çarkının tam anlamı ile felç edilmesine, hukuk düzeninin askıya alınmasına, dürüst insanların ekmeği ve haysiyeti ile oynanmasına, tüm kadroların hallaç pamuğu gibi atılmasına, Başbakan’a yaranmak isteyen için her türlü hukuk ve insaf dışı uygulamaları yapan, kendini her şeyin üstünde gören bakanların zulümlerine, karşı çıkalım, bu vebalin suç ortağı olmayalım. Kaldı ki zalime yardım eden mutlaka zulmünden nasibini alır.

6-Aslında, 30 mart, dürüst, gerçek anlamda inançlı, çıkar amacı olmayan feraset ve basiret sahibi, AKP tabanı için de bir fırsattır, zira genel başkanları, ülke ile birlikte partilerini de batıracaktır. Gurur, kibir, enaniyet, şirk, kin, nefret, yalan, iftira, zulüm, kıyım, kanun tanımamazlık, haramlar, yolsuzluklar bataklığında boğacaktır.

7-Bakınız, bugüne kadar, devamlı olarak terör örgütü sözcülüğü yapan BDP eşbaşkanı bile, (ne hikmetse) genel başkanımızdan çok daha olumlu ve ılımlı konuşmalar yapmaktadır.

8-Bakınız, Sn. Bahçeli, iç barışın bozulmaması, sokakların kan gölüne dönüşmemesi, milli birlik ve bütünlüğümüzün muhafazası için ne kadar gayret göstermektedir. Cemaatin ve AKP tabanının bu gayretlere destek vermesi, en isabetli davranış olacaktır. (Oylar bölünmesin vb. mesnetsiz gerekçelere ve MHP’nin önünü kesme amacı güden yalan-yanlış anketlere kulak asılmamalıdır). Türkiye için, çok yararlı bir alternatif doğacaktır.

AKP’nin, vatanperver tabanı, değerli kardeşlerim, seçtiğiniz milletvekilleri ve bakanlarınız suskundurlar. Hatta şirk ve yaranma yarışı içine girmişlerdir. Görevlerini yapmamakta, bir anlamsız koltuk uğruna bu günahlara ortak olmaktadırlar.

Bu durumda, “Görev” asil olan sizlere düşmektedir. Lütfen, bu gidişe “DUR” deyiniz. Felaketlere geçit vermeyiniz. İlkokullara kadar inmiş, rezil soruşturmalara, fişlemelere, her türlü baskıya, zulme, hakarete, yalana, düşmanlığa, bölücülüğe, iftiraya, tehdite, harama ve yolsuzluklara karşı çıkınız. Alkışlamayınız, destek vermeyiniz.

Anadolu, bizim tek ve son vatanımızdır. Şehit ve gazi atalarımız, bizden görev beklemektedir. Kanlarının ve canlarının bedelini istemektedirler.

Lütfen, kula kulluk etmeyelim. Vatanımıza sahip çıkalım. Analarımıza küfreden, bizi soyanların yanında yer almayalım. O dehşetli hesap gününü unutmayalım. Dilsiz şeytan sınıfına girmeyelim. Bu iğrenç düzene son verelim.

Bu dünyada, güç istismarı ile bir süre yargıdan kaçmak mümkün olabilir. Peki ya ebedi alemde ne yapacaksınız? Haramların, zulümlerin, kul haklarının hesabını vermekten kurtulabilecek misiniz? Orada da, her türlü denetime engel olabilecek misiniz?

Evet. Yaşasın zalimler için cehennem…

Not: Türkçe olimpiyatları, ülkemiz için, çok yararlı bir icraattır. Bunu önlemeye, kimsenin gücü yetmez. Zira, Hak’in (CA) ve halkın desteği vardır.

Aynı şekilde, istediğiniz kadar baskı yapın, zulüm kanunları çıkarın. Başarısını ispat etmiş, okul ve dershaneler, hizmete devam edecektir. Zira halkımız, size inat, desteğini daha da arttıracaktır.

Cenab-ı Hakka, gerçek anlamda inanan dayanan kişi, hiçbir kuldan korkmaz. Geri adım atmaz.

Hele, hele, o tetikçi müfettişten, vız gelir tırıs gider.

Ne demiş Ziya paşa?

“Köpektir, zevk alan seyyidi bi-insafa (zalim patrona) hizmetten “

Kategoriler: B