doktor, editör, yazar
24 Mayıs 1925 tarihinde Tebriz’de doğdu. Babası din ve siyaset adamı Ali Heyet’tir. 1941 yılında Tahran Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp öğrenimine İstanbul’da devam etti. İran’dan Türkiye’ye gönderilen ilk öğrenci grubundaydı. 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimi için üç yıl daha İstanbul’da kaldı. 1949 yılında Paris’e giderek ihtisasını orada tamamladı. 1952’de Yüksek Mütehassıs Cerrah olarak Tahran’a döndü.
Hidayet ve Adliye devlet hastanelerinde cerrahlık klinikleri kurup başkanlığını yaptı. Daha sonra ‘Cavid’ adlı özel bir hastane kurarak hizmetini ve çalışmalarını burada devam ettirdi.
1961 yılında İran’da ilk açık kalp ameliyatını; 1969’da ise ilk kalp kapakçığı değiştirme, insanlarda böbrek nakli, köpeklerde kalp nakli ameliyatlarını gerçekleştirdi. 1963 yılında Dünya Cerrahlar Cemiyeti’ne, 1983’te Fransa Cerrahi Akademisi’ne üye seçildi. 12 yıl boyunca “Tıp Bilimi” (Daneşe Pezeki) adlı dergiyi yayınladı.
1979 yılında Varlık dergisini çıkardı. Dergide Azerbaycan-Türk dili, edebiyatı, tarihi ve folkloruyla ilgili makaleleri yayınladı. Dergi, dilin yeniden canlanmasında çok önemli bir rol oynadı.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nde gerek tıp, gerekse Türkoloji alanında birçok üniversitenden fahri doktora ve profesör unvanını aldı. Türkiye’de Türk Dil Kurumu şeref üyesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin de fahri doktorudur.
12 Ağustos 2014 tarihinde Azerbaycan’da hayatını kaybetti. Cenazesi Bakü Fahri Hıyabanı’nda toprağa verildi.
ESERLERİ:
1.Mukayesetü’l Lügateyn (İki Dilin Mukayesesi)
2.Türk Dilinin ve Lehçelerinin Tarihî Seyri
3.Azerbaycan Edebiyatına Bir Bakış, 2 cilt
4.Azerbaycan Şifahî Halk Edebiyatı
5.Türklerin Tarihi ve Ferhengine (Kültür) Bir Bakış
Edebiyatşınaslık
HAKKINDA YAZILANLAR
Cevad Heyet
Uluslararası Cerrahlar Derneğinin yönetim kurulu ve Paris Uluslararası Cerrahlar Akademisinin üyesi, İstanbul Üniversitesi fahri Türkoloji doktoru, bu üniversitenin İstanbul Tıp Fakültesi tıp bilimleri doktoru ve Türk Dil Kurulu Onursal Üyesi, Bakü Devlet Üniversitesi ve Azerbaycan Tıp Üniversitesi fahri doktoru, dünya çaplı kordiolog, cerrah, alim, kudretli nesir yazarı ve naşirdir.
1962 yılında ise İran’da ilk kez açık kalp (yürek) cerrahiyyesini başarıyla gerçekleştirmiştir. Bundan sonra o, İran’da ilk kez kalp kapaklarını değiştirme, hayvanlarda kalp değiştirme, Tahran’da ilk kez insanda böbrek değiştirme cerrahi ameliyatını başarıyla yürüttüğü için “Birinci dereceli Çalışma Ordeni” ile ödüllendirilmiştir.
Fars dilinde cerrahlıkla ilgili üç ciltlik ders kitabının, aynı zamanda ikisi fars ve beşi de Türk dilinde olan yedi ciltlik türkoloji kitabının yazarıdır. Bunlar “Tromboflebit ve tedavisi” monografiyası, “Genel cerrahi”, “Cerrahi dersleri” vb. Bu kitaplar bugün de tüm dünya’da tıbbi eğitim almış öğrencilerin ders kitaplarıdır.
HABER
Cevat Heyet vefat etti
13 Ağustos 2014
İran ve Azerbaycan Türklüğü’nünü manevi atası Doktor Cevat Heyet vefat etti.
Türk Ocakları Genel Merkezi Cevat Heyet vefatı üzerine ailesine ve bütün Dünya Türklüğü’ne başsağlığı diledi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Cevat Heyet’in Ardından: Türk Dünyası’nın Bir ‘Aksakal’ı Daha Göçtü
Alaeddin Korkmaz
16 Ağustos 2014
Dr.Cevat Heyet Bey’i 1990 yılı Eylül’ünde tanıdım. Uzak bir yerlerde Varlık adında bir dergi çıkardığını kulaktan dolma biliyordum.O da,hiçbir habere doğrudan ulaşamadığımız zamanlarda bize Türk Dünyası’nın,hiç olmazsa bir kısım Türkiyatçısını tanıtan Aziz Ahmet Bican Ercılasun Hoca sayesinde.
Ne yapmak istediğini çok iyi bilen ve bir Bakan olarak çok üstün başarılara imza atmış olan Namık Kemal Zeybek,‘Bir Türk Dili kurultayı toplayalım’ dediğinde,ben Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanı idim ve aslında Daire’nin böyle bir görevi de yoktu. Sovyet sistemi sallanıyor ve bizim önümüze bir ‘Türk Dünyası’nın çıkmak üzere olduğunu en iyi Bakan Zeybek hissediyordu. Kurultayı benden istemesi de tabii idi.Bu göreve geldiğim sırada Türk Ocakları Genel Sekreteri idim ve esasen hayatım bu tarz organizasyonları gerçekleştirmekle geçmişti.Çok küçük ve bu işler için tecrübesiz bir memur kadrom vardı.Buna rağmen,işi bizzat yöneterek ve her birisi benim şahsi dostlarım da olan akademisyen ülküdaşlarımdan aldığım yardımla Kurultay’ı topladık ve büyük bir başarı ile tamamladık.
Bu Kurultay’a ‘Güney Azerbaycan’(İran) Türklerinin temsilcisi olarak rahmetli Cevat Heyet Bey’i davet ettik.İşte tanışma bu vesile ile oldu.
Kurultay’ın ana çalışma dallarından birisi de ‘Türk Dünyası’nda Alfabe,İmla ve Yazı Dili Sorunları’ idi. Aslında Kurultay’ı toplama sebebimiz de bu idi.Lakin ne kendi ülkemizde,ne de henüz daha ortaya bile çıkamamış ‘Türk Dünyası’nda bu konular konuşulmamış olduğu için,Kurultay’a daha beş ‘çalışma konusu’ daha seçmiş ve Alfabe meselesini 6.sıraya koyarak ‘dikkat çekmeme’ye çalışmıştık. Şimdi aldığımız mesafelere bakıp bu tarz ihtiyatlara tebessüm edenler olabilir,haklıdırlar da.Ama O zamanlar ‘Türk Dünyası’ terimini bile sadece rahmetli Turan Yazgan Hocamızın vakfında kullanabiliyorduk. Devlette böyle bir tabirin kullanılmasının ‘mahzur’arına dair bizi uyaranlar da olmadı değil. Bunları detayları ile,Allah ömür verirse yazarız. Söylemek istediğim:Cevat Heyet Bey Kurultay’a alfabe konusunda bir tebliğ sundu ve özetle ‘’Türk Dünyasını birleştirebilecek olan alfabe ‘Arap harflerinden geliştirilmiş Türk alfabesi’dir.’’ dedi.Bu, pek tabiidir ki,Kurultay’ın amacına da, bizim (Türkiye’nin) hedef ve politikalarına da aykırı idi. Cevat Bey’in gerekçeleri doğru (ilmî) idi.Kurultay’a Türkiye’deki –araştırma görevlisi dr,doç,prof seviyesinde- bütün ihtisas erbabı katılmıştı,kalkıp pek itiraz eden de olmadı. Herkes,bazen ilmi gerçeklerle hayat pratiklerinin çakışmayacağını ve Türkiye’nin
Arap harflerine dönmesinin artık mümkün olamayacağını,Türkiye dönemeyeceği için,TürkDünyası’na da tavsiye edemeyeceğini iyi biliyordu.
Ben,naçizane,hayatım boyunca,saldırı,cehalet,saptırma ve demagojiden arınmış ‘bilgi’nin benim bildiklerime,inandıklarıma aykırı olmasına hiç aldırmadım,böyle metinlere düşmanlık etmedim.Hoca’nın tebliğini Bakanlık adına çıkarmakta olduğumuz ‘Milli Kültür’ dergimizde neşrettim.
Daha sonraki Tahran ziyaretimde(1991) Cevat Bey’in evinde konuğu oldum.Oraya gidiş sebebimiz bir ‘kitap fuarı’ idi.Rahmetli,fuardaki hemen her günümüz(on gün)de geldi,bizimle oldu.Büyük bir heyecanla Türkiye bölümünü ziyaret eden,izdiham yaratan hemşehrilerini seyredip gururlandı. (O İran seyahatinde, ‘Tebriz başta,Türk bölgelerini dolaşırım’ diye bir planım vardı,bu yüzden bir yerine iki arkadaşımı da götürmüştüm.Öyle bir izdiham oluştu ki,gidemedim.Gidemeyiş sebeplerinden biri de ‘iletişim’ için gerekli lehçe özelliklerinden haberdar olmayan arkadaşlarımın başarılı olamamalarıydı.Bir ay öncesinde Bakü’de iki haftaya yakın kalmış,lehçe pratiğimi geliştirmiştim. Tahran kitap fuarı vesilesiyle galiba oradaki soydaşlarımızla Türkiye arasında mühim bir köprü oluşturmuştuk.İlerde yazarım inşallah.Şu kadarını söyleyim:A.Bican Ercılasun Bey’in ‘Bugünkü Türk Alfabeleri’nin ‘Güney Azerbaycan’ sayfasından 15 bin adet, Arap-Kiril-Türk alfabesinde örneklerin yer aldığı formadan 5 bin adet bastırıp götürmüştüm.Orada dağıttık ve ‘köprü’ kuruldu.)
Bana dedi ki:’’Sen benim o Kurultay’da,aykırı bir fikirle tebliğ vermeme hiç ses çıkarmadın ve hatta bunu devletin dergisinde yayımladın. Ben de burada insanlara dedim ki:’Bakın işte fikir hürriyeti denen şey işte budur:Sizin savunduklarınızdan farklı şeyler söyleyenlere de söz hakkı tanır,hatta bunu yayarlar.Bunu sağlayan ortam demokrasidir.’’ İran devletine ders verdiğini ve doğrusu çok gururlandığını hissetmiştim.
Hoca da artık Türkiye’nin Arap harflerine dönmesinin mümkün olmadığını biliyor,ama bir Türkolog olarak fikrini ilim çerçevesinde dikkate getirirken,İran devleti’nin politikası ile örtüştüğü gerçeğini de göz ardı etmiyordu.Bu asla bir eyyamperestlik falan da değildi. (İlmen doğru bir fikirdi.) Çünkü,kendi toplumunun da itirazlarına rağmen,Varlık dergisi ile,mevcut ‘Güney Azerbaycan Lehçesi’ni değil,İstanbul Türkçesine yakın bir ‘yazı dili’ kullanıyordu.Bu tutum-tercih,doğrusu Türk Dünyası için de çok büyük bir mesajdır.
Cevat Heyet,hayatının hiçbir dönemimde,en azından benim bildiğim bu,siyasetle uğraşmamış ve fakat iki alanda ‘zirve’ olmayı başarmıştır.Birincisi,asıl kariyeri-mesleği olan cerrahlık alanında dünya çapında bir tabip olarak tanınmıştır.Bu,ona memleketinde büyük bir itibar sağlamıştır.Garip bir şekilde kılık kıyafetle uğraşmayı hüner sayan ‘İslam’ devrimi’ sonrasında,sokakta kravatıyla dolaşabilen nadir insanlardan biri Cevat Bey’dir..
Onun Türkoloji alanında da bir ‘zirve’ olmasına da İran’da itiraz edilememiştir.Yaygın söyleyişin aksine ‘Azeri’ terimini değil,’Türk’ terimini kullanmış,’Türkçü’ olduğunu hiç gizlememiştir. Babasının çok ileri görüşlü telkini ile geldiği İstanbul’da,Türkçülüğü birinci elden kaynaklarından (başta Zeki Velidi Togan,Hamdullah Suphi Tanrıöver olmak üzere) beslenmiş,böylece ikinci bir doktora ve profesörlüğü hak edebilecek seviyede neşriyat yapabilmiştir.
O yüzdendir ki,Aziz Bakanım Namık Kemal Zeybek’in kadirşinaslığı ile Ankara’da Tarihi Türkocağı Binası salonunda kendisi için yapılan ’80.yaş jübile’sine İran Büyükelçisi de katılmış ve tören sonuna kadar kalkmayıp,takip ederek,ona devletinin duyduğu saygıyı göstermiştir.
O törende kendisine naçiz bir armağan olarak,çok sevdiği İstanbul’u ve Türklüğün büyük imparatorluğunu hatırlatması dileği ile pirinçten (40×40 ) ‘Osmanlı Devlet Arması’ sunmak bahtiyarlığına erişmiştim.
‘Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağanı’nın kendisine verilmesi için,naçizane teklif hissem ile takdimin yapıldığı 10 Nisan 2012 Türk Ocağı Kurultayı’nda Divan Başkanı olarak bulunmaktan da müftehirim.
Hayatta tanımaktan bahtiyarlık duyduğum (yaşları benden,’baba’ diyebileceğim kadar büyük) birkaç insandan birisi idi.
Ailesine,Güney ve Kuzey Azerbaycan Türklerine ve Türk Dünyası’na baş sağlığı diliyorum.Allah Cevat Muallimden razı olsun,rahmet eylesin.
Hayrülhalefi Dr.Rıza Heyet Türkiye’de yaşamaktadır.
HAKKINDA YAZILANLAR
Varlık Dergisi
İran’da yayımlanan ilk Türkoloji dergisi
İran’da Türkçe’nin yasak olduğu Pehlevî döneminin sona ermesinin hemen ardından Tahran’da Doktor Cevad Heyet tarafından yayımlanmaya başlanmıştır (5 Mayıs 1979). Düzenli biçimde çıkan derginin yayın kurulu kurucusu ve baş editörü Cevad Hey’et dışında Hamid Nutki, M. Ali Ferzâne, G. Hüseyin Begdili, Hamid Muhammedzâde, Timur Pîrhâşimî, A. Menzûrî Hâmne, H. Mecidzâde Savalan, Samed Serdâriniyâ, Aziz Muhsinî, Kerim Meşrûteçi Sönmez, Ali Kemâli, İsmâil Hâdî, M. Taki Zehtâbî, M. Hidayet Hesârî, Büyük Resuloğlu, M. Rızâ Hey’et, İbrâhim Refref, Ali Rızâ Sarrafî, Hasan Râşidî, Ekber Âzâd ve Hüseyin M. Güneyli gibi dilci ve edebiyatçılardan meydana gelmiştir. Ünlü şair Me- hemmed Hüseyin Şehriyâr ilk sayıdan itibaren derginin şeref üyesidir. Yazıların yaklaşık beşte birinin Farsça neşredildiği derginin çıkış amacı bölgede Türk dili ve kültürünün doğru temeller üzerinde gelişimini sağlamak, Türk lehçe ve ağızlarının araştırılarak ortak bir yazı dili oluşturmak ve İran’da yıllarca asimilasyon politikasına mâruz kalan Türkler’in millî kimliğinin yeniden şekillenmesine yardımcı olmaktır. Derginin yayımlandığı ilk yıllarda Türkçe’yi okumakta zorluk çeken okuyucular için her sayının sonuna Türkçe-Farsça bir sözlük bölümü eklenmiştir.
Uzun yıllar Türkçe’nin yasaklanması sebebiyle bölgede imlâ ve edebî dil konusunda bir birlik bulunmadığından Varlık’ın ilk sayılarından itibaren Arap alfabesinin Türkçe’ye uyarlanmasıyla ilgili çalışmalar başlatılmıştır. Bunların en önemlisi Arapça’da yer almayan “ı, ö, ü” seslerine özgü işaretlerin belirlenmesi, yabancı kelimelerin imlâ kurallarının düzenlenmesi, Hamid Nutkî’nin Arap alfabesiyle yazılan kelimelerin doğru okunmasını sağlamak için “Yazı Kaideleri veya İmlâ Kılavuzu” adıyla bir çalışma yapmasıdır. Bu çalışma dergide makaleler halinde yayımlandıktan sonra kitap olarak da neşredilmiştir. Dergi, yine Türkçe yayın organları arasında imlâ birliğinin sağlanması amacıyla Haziran 2000 ve Eylül 2001 tarihlerinde iki “ortografi” sempozyumuna öncülük etmiştir.
İran’da ve Türk dilinin konuşulduğu ülkeler dışında da çok sayıda okuyucunun ilgisini çeken Varlık’ta Azerbaycan Türkçesi edebî dili temelinde İran’da, Türkiye ve Azerbaycan’da anlaşılabilen kelimelerin kullanımına özen gösterilmiş, ayrıca dergi sayesinde dilde bir yenileşme süreci başlatılarak İran’da modern Türk yazı dilinin tekrar canlanmasına çaba gösterilmiştir. Ayrıca Varlık dil ve üslûp açısından daha sonraki yayınlara örnek olmuş, Yol, İslâmî Birlik, Dilmaç, Nevîd-i Azerbaycan, Şems-i Tebrîz dergileriyle üniversite bünyesinde çıkan Türkçe öğrenci dergilerinde ortak bir yazı dilinin kullanılmasını sağlamıştır. Dergide millî birlik ve şuurun oluşmasında dil ve kültürün önemini vurgulayan yazılar geniş yer tutmaktadır. Varlık’ın Farsça bölümünde genellikle Türkler’in tarihi, dili ve kültürüyle ilgili asimilasyon politikaları doğrultusunda ileri sürülen iddialara yanıt niteliğinde ilmî çalışmalar yer almaktadır.
2011 yılında 160. sayısı yayımlanan ve her sayısı ortalama 100 sayfadan meydana gelen dergide Türk dili ve lehçelerinin tasnifi; dil bilgisi özellikleri; Türk mitolojisi; Dîvânü lugati’t-Türk, Kutadgu Bilig, Nehcü’l-ferâdîs, Dîvân-ı Hikmet, Mu- kaddimetü’l-edeb, Dede Korkut, Bâbürnâme, Kıssa-i Yûsuf gibi eserlerin tanıtımı ve üzerlerinde yapılan çalışmalar; sözlü ve yazılı Âzerî edebiyatına dair incelemeler ve bölge Türkler’inin kültürel-toplumsal sorunlarıyla ilgili yazılar geniş yer tutmaktadır. Âzerî Türkleri’nin yanı sıra İran’ın değişik bölgelerinde yaşayan Horasan, Halaç, Kaşkay, Türkmen, Sungur, Ebîverdî ve Feriden Türkleri’nin dil, edebiyat, folklor ve hayatıyla ilgili araştırmaların da bulunduğu dergide Yûnus Emre, Kadı Burhâneddin, Âşık Paşa, Nesîmî, Fu- zûlî, Habîbî, Hatayî, Bâkî, Nâilî, Nâmık Kemal, Tevfik Fikret, Mehmed Âkif Ersoy, Süleyman Nazif, Yahya Kemal Beyatlı, Sa- med Vurgun, Süleyman Rüstem, Şehriyâr, Bahtiyar Vahapzade gibi klasik ve çağdaş şairlerin eserleri araştırma konusu olmuştur. Varlık’ta ayrıca Azerbaycan edebiyatı tarihi, Azerbaycan sözlü edebiyatı, Noam Chomsky’nin dil teorisinin Türkçe’ye uygulanması, Dede Korkut destanlarının ortaya çıkışı ve dil özellikleri, eski Türk şiirinde vezin, şekil ve kafiye, Halaç Türkçesi, Horasan Türkçesi, Sungur Türkçesi, Ebîverdî Türkçesi, Göktürk âbidelerinin dili ve günümüz Türkçe’sindeki izleri, İslâm devri Türk edebiyatı, Azerbaycan’da alfabe meselesi, kitap eleştirisi, eski ve çağdaş Türk tarihi, İran’daki Türk hânedanları, tarihî sözlükler, Oğuzlar, hâtıralar, seya- hatnâmeler, Ali Şîr Nevâî’nin kişiliği ve eserleri, Türkçe basın tarihi, Türkçe-Farsça karşılaştırmalı dil bilgisi, Türkiye edebiyatından örnekler, İslâm medeniyetinin Batı medeniyeti üzerindeki etkisi gibi konularla Cengiz Aytmatov’un romanlarından çeviriler de yer almaktadır. Bunun yanında Genceli Nizâmî, Şehriyâr, Hamid Nutki, M. A. Ferzâne, Samed Serdâriniyâ, Cevad Hey’et, Aziz Muhsinî ve Kerim Meşrûteçi özel sayıları yayımlanmıştır.
Türkçe eğitim veren okulların bulunmadığı bir ortamda her düzeyde dil ve edebiyat bilgileri vererek bir mektep haline gelen Varlık, Türk dili ve kültürünün temel konularını içeren kitapları da ek halinde neşretmektedir. Bugüne kadar yayımlanmış olan kitaplar şunlardır: Azer-baycan Edebiyat Tarihi I (1980), Mukayesetü’l-lugateyn (1984), Yazı Kaideleri veya İmlâ Kılavuzu (1986), Türkle- rin Tarih ve Medeniyetine Bir Bakış (1987), Türk Dili ve Lehçelerinin Tarihi (1987), Azerbaycan Şifâhî Halk Edebiyatı (1988), Azerbaycan Edebiyat Tarihi II (1990), Edebiyatşinaslık (1995).
Çeşitli üniversitelerde Varlık dergisi hakkında yüksek lisans ve doktora tezleri yapılmıştır. Bunların başlıcaları şunlardır: So- nel Bosnalı, Le fait turc en Iran et la revue Varlıq (yüksek lisans tezi, 1997, İnsti- tut National des Langues et Civilisations Orientales, Paris), Pervane Memmedova / Memmedli, Varlık Jurnalında Edebiyat Meseleleri (doktora tezi, 2000, Bakü), M.Rıza Hey’et, Varlık Dergisinde Dilcilik Meseleleri (lisans tezi, 1998, Bakü), Nezaket İsmailova, Varlık Jurnalında Şimali Azerbaycan Edebiyatının Neşri (doktora tezi, 1997, Nahcıvan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi), Neslihan Delice, Varlık Dergisinin Bibliyografyası ve Bu Dergide Yer Alan Halk Edebiyatı ile İlgili Yazıların Değerlendirilmesi (yüksek lisans tezi, 2004, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). Ankara Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından Gazi ve Hacettepe üniversitelerinin katılımıyla S Mayıs 2011’de düzenlenen “I. Türkoloji Günü” adlı sempozyumda Varlık dergisinin ilk sayısının çıktığı S Mayıs günü “Türkoloji günü” olarak ilân edilmiş ve her yıl bu günün ilmî-akademik merkezlerde kutlanmasına karar verilmiştir.
HABER
Varlıq yeni dönem yayınına başladı
Eylül 2015
Varlıq Dergisi, İran-Güney Azerbaycan Türklüğünün en önemli Türkce-Farsca yayın organıdır.
Cevad Heyet’in yeğeni Rıza Heyet yönetiminde neşredilen Varlıq dergisinin yeni dönemde yayın yeri Ankara.
Biyografi Net, Varlıq dergisinin yeni yayın dönemini tebrik eder, başarılar diler.
HABER
Varlık dergisinin yeni sayısı yayımlandı
4 Şubat 2016
Prof.Dr. Cevat Heyet tarafından 1979 yılında yayınlanmaya başlayan ve 36 yıl süreyle yayın hayatını sürdüren Varlık dergisi, Prof.Dr. Cevat Heyet’in 12 Ağustos 2014’te vefatından sonra birkaç yıldır yayınlanmıyordu. İran Türklerinin ve tüm dünyada Türkçe konuşanların çok şey borçlu olduğu büyük Türkolog Prof.Dr. Cevat Heyet’in kırk yıla yakın yayınladığı Varlık 2015 yazında yeniden yayınlanmaya başladı.
Prof.Dr. Cevat Heyet tarafından 1979 yılında yayınlanmaya başlayan ve 36 yıl süreyle yayın hayatını sürdüren Varlık dergisi, Prof.Dr. Cevat Heyet’in 12 Ağustos 2014’te vefatından sonra birkaç yıldır yayınlanmıyordu. İran Türklerinin ve tüm dünyada Türkçe konuşanların çok şey borçlu olduğu büyük Türkolog Prof.Dr. Cevat Heyet’in kırk yıla yakın yayınladığı Varlık 2015 yazında yeniden yayınlanmaya başladı.
Prof.Dr. Cevat Heyet’in yeğeni ve manevi mirasçısı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim görevlisi Mehmet Rıza Heyet tarafından çıkarılan derginin ilk sayısı sadece Arap harfleri ile yayınlanmıştı. İkinci dönemin ikinci sayısı bu ay çıktı. Bu sayıdan itibaren dergide her bir makalenin başında Latin alfabeli Türkiye Türkçesi, Farsça ve İngilizce özeti verilmeye başlandı. Türkçe olan kısım Ortak Türkiye-Azerbaycan Türkçesidir. Ayrıca derginin içindekiler kısmı da Latin alfabeli Türkiye Türkçesi ile veriliyor. Bu dergiyi tanımanızı ve tanıtmanızı ısrarla öneriyoruz.
Prof.Dr. Cevad heyet tarafından Tahran’da 1979 yılında yayınlanmaya başlanan ve halen yayınlanmakta olan Türk dili, edebiyatı ve tarihiyle alakalı makalelerin yer aldığı dergi, bazı sorunlardan dolayı artık Ankara’dan yayın hayatını sürdürecek. Derginin asıl gayesi İran’da uzun yıllar anadili yasaklanmış olan Türklere dil, edebiyat ve tarihlerini tanıtıp milli şuur kazandırmaktır. Dergideki yazıların %80’i Arap harfleriyle Azerbaycan Türkçesinde olup Farsça yazılara da ara ara yer verilmektedir.
Osmanlı dönemi alfabesiyle Türkçe, Azerbaycan Türkçesi ve Farsça okumayı bilenlere, öğrenmek isteyenlere keyifli bir alıştırma imkanı da sunan Varlık’ın dilde birlik anlayışı açısından tarihî bir önemi olduğunu vurgulamak gerekir. Dilde birlik olmadıkça ilde birlik ve dirlik olmayacağını bilen herkesi Varlıq’ımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.