Doğum Tarihi
15 Ocak 1962
Şehir
Şanlıurfa
Burç
Oğlak
Âşık Dertli Divani’nin asıl adı Veli Aykut olup 15.01.1962 yılında Urfa’ya 12 km uzaklıktaki Kısas köyünde doğmuştur. Onun doğduğu, çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği bu köy; Harran ovasında, etrafı üzüm bağları ve fıstık ağaçları ile çevrili bir Alevi-Bektaşi, Türkmen köyüdür. Babasının adı Hamdullah Aykut’tur. Kendisi gibi babası da âşıktır. Âşık Büryani mahlasını kullanmıştır. Dertli Divani’nin babası 1965-1974 yılları arsında köyün muhtarlığını yapmıştır. Daha sonra Hacı Bektaş dergâhından icazetli mürşit vekili olarak gelen dedelerin akabinde 1978’de Malatya civarında Hacım Sultan evlatlarından Ali Onbaşı’nın (Ali Ülger) ölümünden sonra o yörenin görgü cemlerini yapmak üzere ‘mürşit vekili’ olarak görevlendirilmiştir. 1990 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. Büryani Baba’nın Hakk’a yürümesinden sonra ise dedelik görevini Dertli Divani sürdürmüştür. Âşığın annesinin okuryazarlığı yoktur. Fakat çeşitli sohbetler vasıtasıyla kendisini yetiştirmiştir. İkisi kız, beşi erkek olmak üzere yedi kardeşi vardır. Âşık Dertli Divani ilk ve ortaokul eğitimini Kısas ’ta; lise eğitimini ise Şanlıurfa Ticaret Lisesi’nde tamamlamıştır. Ailedeki bütün bireyler saz çalıp söylemektedirler. Fakat içlerinde profesyonel anlamda, kaset çalışmaları olan, şiir yazan sadece Dertli Divani’dir. Dertli Divani yaşamını Ankara’da sürdürmektedir (Erdem 2010: 212).
Âşık Dertli Divani ilk saz çalmaya 12 yaşlarında babasının curasında başladığını belirtmektedir. Onun saz çalmaya başlamasında içinde yetiştiği Alevi-Bektaşi geleneğinin büyük etkileri bulunmaktadır. Âşık Dertli Divani saz çalmaya başlamasını ve âşık olma yolundaki ilk adımlarını şöyle değerlendirir: ”Saz çalmayı, bir ders görerek eğitim görerek değil de, cem kültüründe pişerek yoğrularak, büyüklerimizin ellerine parmaklarına bakarak öğrendik. Saz çalmaya başlarken Âşık Doksandaon babam Âşık Büryani gibi cemde aynı zamanda zakir olan büyüklerimizin nasıl okuduklarını göre göre biz de onlara kendimizi uyarlamaya çalışarak saz çalmaya başladık. Daha sonra birkaç satır mısra dörtlük karalamaya çalıştık. Daha sonra kendi şiirlerimizi yazmaya başladık.” İlk deyişlerini 14-15 yaşlarında yazmaya başlamıştır (Erdem 2006: 12-14).,
Dertli Divani’nin mahlas alması belli bir gelenek dâhilinde olmuştur. Âşık mahlas alma geleneğini şöyle anlatmaktadır: Bir âşığa mahlas; ya yöredeki büyük bir âşıktan veya gönül bağımızın olduğu Pir Hacı Bektaş Veli evlatlarından âşıklarla, ozanlarla ilgilenen en büyük efendidede tarafından verilir. Bana mahlasımı iki büyük efendidede verilmiştir. 1978 yılının şubat ayında Emrullah Efendi Dertli mahlasını verdi. 7 Mayıs 1978 yılında ise Bektaş Efendi Divani mahlasını vermiştir. Bundan sonraki tüm eserlerinde Dertli Divani mahlasını kullanmıştır (Erdem 2010: 214-224). Dertli Divani; cemlerde on iki hizmetten biri olan “zakirlik” hizmetini yürütmesinden dolayı 2010 yılında UNESCO kriterleri çerçevesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak ilan edilmiştir.
Âşık Dertli Divani’nin dinî içerikle yazmış olduğu şiirlerde Tanrı ve eşya düşüncesi, vahdet-i vücut anlayışıyla yorumlanarak ele alınmaktadır. Âşığa göre bu dünyada öğrenilmesi gereken en temel bilgi, âlemin ve eşyanın birliği fikridir. Âşık Dertli Divani kendisinden önceki devirlerde yaşamış veya çağdaşı olan birçok Alevi ve Bektaşi şair gibi inanç sistemi tarafından kutsal ve ulu kabul edilen “Hz. Muhammed, Hz. Ali, On İki İmam, Hacı Bektaş Veli, Balım Sultan” vb. gibi birçok inanç önderinden şiirlerinde sevgi ile söz etmiş ve manevi bağlılığını belirtmiştir. Şiirlerinde Hz Ali ve Hacı Bektaş Veli isimlerinin daha yoğun bir biçimde kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bununla birlikte Hz Muhammed ve on iki imam sevgisi duvaz imamlarda yer bulmaktadır. Âşık Dertli Divani’nin yazmış olduğu şiirlerde görülen Alevi- Bektaşi inanç anlayışı, İslam’ın temel inançsal değerleri ile örtüşmekte ve İslam’ın temel kaynaklarını referans almaktadır. Şiirlerinde ayetler hadisler ve İslam inancında kutsal kabul edilen şahıslar sevgi, saygı ve inançsal bir bağlılıkla işlenmektedir. Şiirlerde kullanılan ayet, hadis, Alevi ve Bektaşi inancına ait bâtıni ve tasavvufi terminoloji, âşığın şiirlerinin ana motiflerini oluşturmaktadır (Erdem 2020).