Fahreddin Paşa Biyografisi
Medine Kahramanı. Özellikle I. Dünya Savaşı sırasında çıkan Şerif Hüseyin İsyanı’nda zor şartlar altında Medine‘de yönettiği 2 yıl 7 ay süren Medine Müdafaası ile bilinir.
Fahreddin Paşa, 4 Şubat 1868 tarihinde şimdiki Bulgaristan‘da Tuna Nehri kıyısında bulunan bir şehir olan Rusçuk’da doğmuştur. Soyadı kanunundan sonra Türkkan soyadını aldı. Tam adı Ömer Fahreddin Türkkan’dır. Babası Nizam-ı Cedid Topçubaşısı Mehmed Nahid Bey, annesi Fatma Adile Hanım’dır. Abdülhamit II döneminde olan 93 Harbi diye anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı.
“Medîne Müdâfii”, “Türk Kaplanı”, “Çöl Kaplanı”, “Medine Kahramanı” lakaplarıyla anılır.
Fahreddin Paşa, Erkan-ı Harbiye Mektebi’ni bitirdikten sonra 1891 yılında Kurreve başladı. Balkan Savaşı’nda Çatalca savunmasında ve Edirne‘nin geri alınışında görev aldı.
I. Dünya Savaşı başladığında 4. Ordu’ya bağlı 12. Kolordu komutanı olarak Musul‘da bulunan Fahreddin Paşa, 1915 yılında 4. Ordu komutan vekilliğine getirildi. Bu bölgede iken hem tehcire tabi tutulan Ermenileri yerleştirmesiyle uğraştı aynı zamanda Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin’deki Ermeni isyanlarını bastırdı.
1916 yılında 4. Ordu komutanı Cemal Paşa tarafından Medine‘deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atandı. İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ordusuna karşı, kısıtlı imkânlara rağmen yaptığı Medine Müdafaası büyük takdir topladı.
Kuşatmadan kısa süre önce, isyancıların Medine’ye de saldıracağını öngören Fahrettin Paşa, şehirdeki bütün kutsal emanetleri gizlice İstanbul’a gönderdi.
Medine’nin etrafı isyancıların eline geçmeye başlayınca İstanbul Hükümetinin Medine’nin boşaltılması talebini Fahreddin Paşa ‘Hz Muhammed‘in kabrinin bulunduğu Medine‘deki Türk Bayrağını kendi elimle indiremem’ diyerek kabul etmedi. Herhangi bir yağma ihtimaline karşı da tedbir olarak, Medine’deki 30 parça Kutsal Emaneti 2000 askerin koruması altında İstanbul’a gönderdi.
Şerif Hüseyin‘in 1916 yılında İngiliz desteğiyle isyan ederek Medine’yi hedef alması üzerine başlayan Medine Müdafaası 2 yıl 7 ay sürdü ve 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi‘nin imzalanması üzerine Padişah Vahdettin VI. Mehmet‘in, müdafaada ısrar eden garnizon komutanı Fahreddin Paşa’yı iknasıyla 70 gün sonra 10 Ocak 1919’da sona erdi. Kuşatma sonunda, garnizon komutanı Fahreddin Paşa İngilizler tarafından tutuklanarak savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919 tarihinde Mısır‘a daha sonra da 5 Ağustos 1919 tarihinde Malta‘ya sürgün edildi.
Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’da kurulan Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkûm edildi. Ancak Ankara Hükümeti’nin gayretleriyle 8 Nisan 1921 tarihinde Malta’dan kurtulduktan sonra Eylül 1921 tarihinde Türk Kurtuluş Savaşı‘na katılmak üzere Ankara‘ya geldi. Başkomutan Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Güney Cephesi’nde Fransız Ordusu’na karşı savaşan Türk kuvvetlerini birleştirmekle görevlendirildi. Fransızlarla Ankara Antlaşması’nın imzalanmasıyla güneyde savaş sona erince, 9 Kasım 1921 tarihinde TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği’ne atandı. Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Afganistan ve havalisinden Milli Mücadele için toplanan yardımların Ankara’ya gönderilmesinde önemli payı olmuştur.
5 Şubat 1936 tarihinde Ferik korgeneral rütbesi ile ordudan emekli oldu. 22 Kasım 1948 tarihinde bir tren yolculuğu sırasında Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etti.
Fahreddin Paşa, 1900 yılında Ferik Ahmet Paşa’nın kızı Ayşe Sıdıka Hanım ile evlendi. Suphiye Türkkan 1904-1978 (kız), Mehmed Selim Türkkan 1908-1991(oğlan), Mehmed Orhan Türkkan 1910-1994 (oğlan), Ayşe Nermin Türkkan 1919-1997 (kız), Ayhan Türkkan 1928-4.2.1959 (oğlan) adlarında çocukları oldu.
Fahreddin Paşa, 22 Kasım 1948 tarihinde Eskişehir’de 80 yaşında kalp krizinden ölmüştür. İstanbul’da toprağa verildi. Vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığına defnedildi.
Fahreddin Paşa tarafından İstanbul’a gönderilen ve günümüzde bir bölümü Topkapı Sarayı müzesinde sergilenen kutsal emanetlerin bir kısmı şunlar:
– Hz. Osman‘ın ceylan derisine el yazmalı Kuran’ı.
– 5 adet eski el yazması Kuran ve 4 adet Kuran cüzleri.
– Değerli taşlarla bezenmiş, altın kaplamalı 5 adet Kuran kabı.
– Hilye-i Şerif (Peygamberimizin yazı ile yapılmış portresi). Gümüş çerçeveli, yeşil kadife üzerine pırlanta ve incilerle Peygamberimizin adı yazılı, gümüşten güneş resimli.
– Bir adet som altın üzerine pırlanta ile Kelime-i Şehadet yazılı levha.
– Pırlantalı, incili, mercanlı 7 adet tespih.
– Gümüş işlemeli 2 adet rahle.
– Sultan Abdülaziz‘in pırlantalı ve altın işlemeli tuğrası.
– 4 adet sancak başı ve 3 adet değerli kılıç.
– Medine’de Sultan Mahmut kütüphanesi ve diğerlerindeki değerli eserler.