Fatin Gökmen Biyografisi
Astronomi bilgini, siyasetçi ve din adamı olan Fatin Gökmen, Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu ve ilk müdürüdür.
Fatin Gökmen, 1877 yılında Antalya, Akseki’de doğmuştur. Tam adı Mehmet Fatin Gökmen’dir. İlk öğrenimini Akseki’de ve Alanya’da, orta öğrenimini İzmir‘in Bayındır kazasında yaptı. Medrese hazırlık sınıflarını İstanbul’da Fâtih Medresesi’nde tamamladı.
Sultan Selim Camii Muvakkithânesi’nde o dönemin başmüneccimi Hüseyin Hilmi Efendi’nin yanında çalışırken astronomi ve matematiğe olan büyük merakı sebebiyle tanınmış ilim adamlarından Salih Zeki Bey’in dikkatini çekti ve onun teşvikiyle 1901 yılında yeni açılan Riyâziyyât Medresesi’ne (fen fakültesi) girdi. Bu medreseyi 1904 yılında birincilikle bitirdi ve ardından kısa bir süre Dârüşşafaka’da matematik öğretmenliği yaptı. Daha sonra 1909 yılında Salih Zeki Bey’in isteği üzerine mezun olduğu Dârülfünun Fen Medresesi (Fakültesi)’ne astronomi ve hesâb-ı ihtimâliyyât müderrisi olarak girdi; bir süre de bu medresenin yöneticiliğini yaptı. Çevresinde daha çok Fatin Hoca olarak tanındı.
1933’e kadarki bu görevi esnasında yüzlerce öğrenci yetiştirdi; bu zaman zarfında bir devre de Fen Fakültesi dekanlığı yaptı. Bu kurumdaki çalışmalarıyla Türkiye’de modern astronomi eğitiminin temelini attı.
Öğrenciliği sırasında siyasetle de ilgilenen Fatin Gökmen, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucuları arasında yer aldı ve bir süre tutuklandı. Dostu Mehmet Akif Ersoy‘un ve 11 arkadaşının cemiyete katılmasına da vesile oldu. Fatin Gökmen, II. Meşrutiyet‘in ilanından sonra ilgisini tamamen bilime yöneltti.
21 Haziran 1910 tarihinde, İttihat ve Terakkî döneminin maarif nâzırı Emrullah Efendi, Fatin Hoca’yı 1868 yılından beri faal olup 31 Mart Vakası sırasında tahrip edilen ve yeniden kurulması istenen Rasathâne-i Âmire’nin müdürlüğüne tayin etti.
Fatin Hoca yaptığı incelemeler sonunda rasathâne yeri olarak, o zamanlar üzerinde Boğazlar Komutanlığı’na bağlı bir topçu birliğiyle İstanbul Belediyesi’ne ait yangın haber verme memurlarının oturduğu bir kâgir kule ve iki küçük odadan ibaret bir binanın bulunduğu bugünkü İcadiye tepesini seçti ve maarif nâzırının verdiği 500 altın lira ile derhal mevcut binaların tanzim işine başladı. Hemen arkasından Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Angot ile temasa geçerek birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişini verdi. Kısa sürede sağladığı aletlerle 1 Temmuz 1911 tarihinden itibaren sürekli ve sistematik meteoroloji faktörlerinin ölçüm ve kayıtlarını başlattı. Böylece bugün de faaliyet hâlinde bulunan Kandilli Gözlemevi’nin temelleri atıldı.
Osmanlılar’ın son dönemlerinde kurulan bu ikinci rasathâne artık bir Ortaçağ rasathânesi olmayıp Türkiye’de ilk defa ve henüz üniversitede ders konusu dahi değilken zaman tayini, oşinografik ölçümler, depremler ve yer manyetizmi konularında gözlem yapacak tesis ve aletleri sağlayarak bu alanlardaki ilk çalışmaları başlatmış modern bir gözlemevi idi.
Ancak savaşlar yüzünden rasathane Cumhuriyet’e kadar esaslı bir görev yerine getiremedi. Sadece bazı meteorolojik çalışmalar yapıldı ve memleket saat ayarı basit aletlerle belirlenerek bazı kurumlara bildirilmeye başlandı.
Fatin Gökmen, Millî Mücadele senelerinde İstanbul’da kurulan Kuvayi Milliye Teşkilatı’na girerek faal bir rol oynadı.
Fatin Gökmen, girişimleri sonucu 1925 yılı sonlarında çıkan bir kanunla Kandilli Rasathanesi hicri-kameri aybaşlarını hesaplamakla görevlendirildi. 1926 başına kadar resmi takvim olarak kullanılmış olan Hicri kameri takvimin aybaşları tespitini bilimsel esaslara dayandırmak üzere çalışmalar yaptı.
On beş yıllık bir çabayla Almanya‘dan getirttirdiği 1935 yılında yerine monte ettirdiği 20 milimetrelik Zeiss marka teleskop ve ömrü boyunca topladığı matematik ve astronomi ile ilgili eserlerden oluşan kitaplık, bugün de büyük bir önem taşımakta ve araştırmacılar tarafından yoğun bir biçimde kullanılmaktadır. Kendisi, kütüphanedeki bütün kitapları incelemiş ve tavsiflerini tek tek birer kağıda yazıp ilgili kitabın içine koymuştur. Kitaplarını daha sonra Süleymaniye Kitaplığı’na devretmiştir.
1933 yılında üniversiteden ayrıldı. 1943 yılında gözlemevindeki görevinden emekliye ayrıldıktan sonra politikaya atılan Fatin Gökmen, 8 Mart 1943 – 14 Haziran 1946 tarihleri arasında TBMM 7.dönem ve 5 Ağustos 1946 – 24 Mart 1950 tarihleri arasında 8. dönemlerde Konya milletvekili olarak mecliste yer almıştır.
Bilim tarihi ve özellikle de astronomi tarihi ile de ilgilenen Fatin Gökmen’in takvim konusundaki araştırmaları Türk Takvimi (İstanbul 1936), Eski Hitay Takvimi (İstanbul 1936) ve Eski Türklerde Hey’et ve Takvim (İstanbul 1937) adlı kitaplarda toplamıştır; ayrıca eskiden beri kullanılan bir gözlem ve hesap âleti olan rubu tahtasını tanıtan Rubu Tahtası, Nazariyâtı ve Tersimi (İstanbul 1948) adlı bir eseri daha bulunur.
Mehmet Akif Ersoy’un derin bir mütefekkir ve yüksek bir ilim adamı olarak yücelttiği, candan sevdiği “kardeşim” dediği Fatin Gökmen’e; yazdığı Safahat’ın İkinci Kitap’ı Süleymaniye Kürsüsünde’yi ithaf etmiştir.
Sitare Gökmen ve astronom Tarık Gökmen adlarında iki çocuğu vardı.
Fatin Gökmen, 7 Aralık 1955 tarihinde İstanbul’da 78 yaşında ölmüştür.
1973 yılında anısına Tübitak Hizmet Ödülü verilmiştir. Beykoz’da bir ilköğretim okuluna (Beykoz Fatinhoca İlköğretimokulu); Darüşşafaka‘nın Maslak tesislerinde 2010 yılında kurulan planateryuma adı verilmiştir.
Eserleri :
Türk Takvimi 1936
Eski Hitay Takvimi 1936
Eski Türklerde Heyet ve Takvim 1937
Rubu Tahtası
Nazariyatı ve Tersimi