Fikret Kızılok Biyografisi
Besteci , söz yazarı ve popüler müzik sanatçısıdır.
Fikret Kızılok’ın tam adı Münir Fikret Kızılok’dur. 10 Kasım 1946 da istanbul’da dünyaya geldi. 1954 yılında Galatasaray Lisesi‘nin ilkokul kısmında okurken müziğe akordiyon çalarak başladı. İlk enstrümanı kendisini yaş gününde armağan edilen kırmızı bir akordeondur. İlk müzik derslerini sınıf arkadaşlarından birinin klarnetçi olan babasından alır. İlk konserini de bir 23 Nisan’da Taksim Belediye Gazinosu’nda düzenlenen okul müsameresinde verir. Konserde çaldıkları “Tamzara” Kızılok’un ilk konser hiti olur.
Ortaokul ve lise yıllarında bu konserler sürer; başka okullara da giderler. Bu yıllarda grup elemanlarıyla birlikte orkestranın adı da değişir: Fikret Kızılok ve Veliahtları, sanatçının adını okul müsamereleri dışında duyurduğu ilk grup olur. 1960 yılında aynı okulun lise bölümüne başlayan Kızılok aynı yıl gitara geçiş yaptı. Fikret’in o dönemdeki en büyük destekçileri ise üst sınıflarda okuyan Barış Manço ile Timur Selçuk’tur.
Liseden mezun olduktan sonra Veliahtlar ile çalışmayı sürdürür Kızılok. Ailesiyle Kadıköy’de yaşar ve konserlerini de daha ziyade bu yakada verir. Aynı dönemde Kadıköy’de Cahit Oben‘in kurduğu “Sailors” adlı grup fırtına gibi esmektedir. Kızılok ve Oben eski arkadaşlardır ve 1964’te gruplarını dağıtarak yeni bir grup kurmaya ve profesyonel müzik hayatına atılmaya karar verirler. Daha ziyade Beatles tipi müzik yapan grup, Çatı gece kulübünde programlar yapmaya başlar, bir yandan da mahalle konserlerini sürdürür.
Fikret Kızılok, müzik çalışmalarını sürdürürken, liseden mezun olduktan sonra girdiği dişçilik yüksekokulundaki eğitimini de sürdürür. Bir süre sadece okuluyla ilgilenir. Müzikten kopamayacağını anladığında ilk solo plağını doldurur. Bu plak o yıllarda fazla ses getirmez. Bunun üzerine Kızılok okulunu bitirmeye karar verir. Yine de zaman zaman arkadaşlarının kurduğu ‘Kaygısızlar’la birlikte çalışır, Barış Manço’ya eşlik eder.
Dişçilik Yüksekokulu’nun son sınıfında okurken mahalleden arkadaşı Arda Uskan ile bir yolculuğa çıkar; müzik hayatını tümüyle etkileyecek bir yolculuktur bu. Bu düşünceyle gitarını eline alan Kızılok stüdyoya girer ve Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü yeni bir düzenlemeyle kayda alır. Bunu bir 45’lik olarak yayınlar. İkinci solo 45’liğidir bu.
Kasım 1969’da yine Aşık Veysel‘in yanına Sivrialan’a gitti. Kar yolları kapayınca üç ay ustasının yanında kaldı. Dönüşte 1970 yılında “Yumma Gözün Kör Gibi ! Yağmur Olsam”, Kızılok’un asıl çleri Aşık Veysel’e, besteleri de Fikret Kızılok’undur. Plakta, gitar, tumba ve sazın yanında değişiklik olsun diye enstrüman olarak tahta ve taş kullanır Kızılok. Şarkılar çok beğenilir, plak çok satar ve sanatçı ilk altın plağını alır.
Bu başarının ardından fazla ara vermeden bir 45’lik daha yapar Kızılok. Ancak bu kez kendisine ait bir şarkıyla ortaya çıkar: “Söyle Sazım”. Plak kapağında, “Türk geleneklerine uygun 17 perdeli ‘Hüseyni’ düzende üç değişik sazın batı anlayışında ve çoksesli olarak kullanıldığı” bir şarkı olarak tanımlanır bu. Plağın arka yüzünde Kızılok’un Karacaoğlan’dan bestelediği “Güzel Ne Güzel Olmuşsun” vardır. Her iki şarkıda da kendisine Nedim Demirelli eşlik eder. Plak, listelerde de kendisini gösterir ve haftalarca 1 numarada kalmış olan Barış Manço’nun “Dağlar Dağlar”ını devirerek liste başı olur.
1970 yılının getirdiği başarıların ardından bir süre plak yapmayan sanatçı bu dönemde bir Anadolu turnesine çıkar. Turne sırasında Siverek yolunda donma tehlikesi geçirir; bir kamyon şoförü tarafından kurtarılır. Bu olayın ardından bir plak yapar ve “Emmo” adlı bestesini bu kamyon şoförüne ithaf eder. Plağın arka yüzünde Ahmed Arif in şiiri üzerine bestelediği “Vurulmuşum” adlı şarkı vardır. Kızılok, 1972’de bu şarkıyla Bulgaristan’da yapılan Altın Orfe festivaline katılır.
1973 yılında Grafson şirketiyle anlaşarak yeni bir dizi plak yayınlar. Bu plaklarda yer alan şarkılar, Kızılok’un yazdığı “Bir Ali Var” adlı oyunun bölümleridir: “Gün Ola Devran Döne”, “Anadolu’yum”, “Leylim Leylim (Kara Tren)”, “Köroğlu Dağları”, “Tutamadım Ellerini” ve “Gözlerinden Bellidir”. Yazılan, ancak bugüne dek sahnelenmeyen bu oyunun şarkıları başka sanatçılar tarafından da seslendirilir: “Kime Sormalı”yı Dönüşüm eşliğinde Tansu, “Duyar mısın”ı ise o dönem arada “Köroğlu Dağları” şarkısının başında kullandığı gitar, Kızılok müziğinde bir yeniliktir.
21 Mart 1973’te Aşık Veysel’in ölümü üzerine kendini tümüyle diş hekimliğine veren Kızılok Kadıköy’de bir dişçi muayenehanesi açtıktan sonra müziği bıraktı.1975’te Tehlikeli Madde adını taşıyan yeni grubuyla uzunca bir Anadolu turnesine çıkana kadar ortalıkta gözükmez. Turnenin ardından İstanbul’da seri konserler verir. Aynı yıl grupla ikinci ve son plağında “Aşkın Olmadığı Yerde” ve yine bir Aşık Veysel türküsü “İnsan Mıyım Mahluk Muyum Ot Muyum” şarkıları yer aldı.
Son 45’liği ise Mart 1976’da yayınlanır. Mahzuni Şerif’ten “Biz Yanarız” ve vazgeçemediği Veysel’den “Sen Bir Ceylan Olsan” adlı türküleri yorumlar sanatçı bu plağında. Bir yıl sonra, 1977 ortalarında, 1971-’72 yıllarında yaptığı ancak o güne dek yayınlamadığı kimi kayıtları bir albüm olarak piyasaya sürer. “Not Defterimden” adını taşıyan bu albümde Kızılok’un deneysel çalışmaları vardır: Atonal bir altyapı üzerine Nazım Hikmet şiirini koyar ve kendi deyimiyle “şarkıcılığı değil, müzisyenliği” dener.
Ancak dönemin ‘nazik’ siyasi ortamında bu çalışma fazla ortalarda gözükemez. Plak çıktıktan kısa bir süre sonra toplatılır. (Yeniden yayınlanması ise 1993’ü bulur.) Bu arada Varşova’da bu albümüyle iki ödül alır. Ancak, plağın toplatılması onu etkiler ve Fikret Kızılok, müziği bıraktığını açıklar. O güne dek 13 altın plak ve çeşitli ödüller alan sanatçı, bundan sonra derin bir sessizliğe gömülür. Buna gerekçe olarak da “hazırladığı yapıtların ticari olmadığı gerekçesiyle plakevleri tarafından geri çevrilmesini” gösterir ve bir daha profesyonel olarak müzik hayatına dönmeyeceğini bildirir.
1980’lerde farklı bir türle döner müziğe Fikret Kızılok. Kızılok’un yerli folk-lirik tarzından Batılı müzikal-vodvil tavrına geçişinin de göstergesi olur bu tür müzik.
1983 sonrası kendisi gibi profesyonel müzik yaşamından kopmuş olan Bülent Ortaçgil ile Çekirdek Sanat Merkezini kurdu. Çekirdek Sanatevi dönemi ne var ki çok uzun sürmedi. Böylelikle hem Kızılok hem de Ortaçgil popüler müzik piyasasına ilkelerini koruyarak döndüler.
Veda albümü ‘Mustafa Kemal-Devrimcinin Güncesi’nde (1998) destansı, lirik bir müzik yaptı. Ama söyleyiş, resitatif-düzdü.
‘Zaman Zaman’ albümünde aşk şarkıları söyleyen Kızılok 90’ların başında, yükselen değerlerin yarattığı hilkat garibesi magandalara ‘Vay Hayvan Vay’ (Why High One why) diyerek sesleniyordu. ‘Yana Yana’ albümündeki aşk şarkıları arasına sıkışan bu beste hak ettiği ilgiyi bulamamıştır.
Bir süre sessiz kalan Fikret Kızılok, sonra art arda ‘Demirbaş-Müzikal Vaziyetler’, ‘Vurulduk Ey Halkım’, ‘Devrimcinin Güncesi’ albümlerini yayımlayarak aydınlık Türkiye’den yana olan tavrını net bir şekilde otaya koyar.
Boyalı basın, bir yandan Kızılok’a ‘Protest Müziğin ünlü ismi’ etiketini uygun görürken diğer yandan, tükendiği ve çareyi, modası geçmiş sloganlarda aradığını yazar. Aşık Veysel‘lerle, Karacaoğlan‘larla başlayan serüven çağdaş değerleri müzik yoluyla arayan bir çabaya dönüşmüştür.
Kızılok son yıllarında kendini, “Ben Marksist’in daha ötesinde bir komünistim” diyerek tanımlamıştı.
Kızılok 22 Eylül 2001 günü uzun süre çektiği kalp rahatsızlığın neticesi olarak kaldırıldığı hastanede öldü.
Sanatçının ölümünden sonra adı Ankara’da bir parka verildi.
1993’te Ferhan Şensoy‘un “Köhne Bizans Operası”nın müziklerini yaptı.
1999’da Ferhan Şensoy’un yazdığı, Derya Baykal’ın oynadığı “Şu An Mutfaktayım” oyununun müziklerini yaptı.
2001’de Sertab Erener‘e “Oysa” ve “Kumsalda” şarkılarını verdi.
1970 de o zaman Barış Banço’nun 31 Ocak 1970 evlenerek eşi olan Belçikalı bir fotomodel, Marie Claude’e aşık olan Fikret Kızılok, durum anlaşılınca onların 40 günlük eşinden boşanmalarına sebep olmuştur. Hukuki boşanma ise 6 ay sonra, 16 Temmuz 1970’te olmuştur. Peki ayrılığın gerçek nedeni neydi? O dönem Kaygısızlar topluğuyla birlikte çalışan Barış Manço’ya gitarıyla eşlik eden arkadaşı Fikret Kızılok ile Marie Claude birbirine aşık olmuştu. Marie Claude, henüz Barış Manço ile evliyken Fikret Kızılok’la birlikte olmaya başlamıştı. Bu durumu öğrenen Barış Manço da evliliğe sessiz sedasız noktayı koymuştu.
Evlilikleri :
1. Evliliği, 1973’te Şeyda Kızılok ile evlendi. 1978’te oğlu Yağmur Kızılok doğdu.
2. Evliliği, 1993’te ikinci eşi Dicle Kızılok ile evlendi.