X

Gedik Ahmet Paşa

Gedik Ahmet Paşa

Gedik Ahmet Paşa Biyografisi

1474-1476 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Gedik Ahmet Paşa, Sırbistan, İvranye’ye (Vranye) bağlı Punusevce (Polnosevce) köyünde doğmuştur. Kaç yılında doğduğu bilinmez. Tanınmış olduğu “Gedik” lakabı ise kale açmak, kale tamir veya inşa etmek maharetine dayanmaktadır.

Gedik Ahmet Paşa, II. Murat döneminde iç oğlanı olarak saraya alınarak Enderun’da eğitildi ve II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed) zamanında askeri rütbeyle çıkıp kısa bir süre Rum beylerbeyiliği yaptı.

Gedik Ahmet Paşa, 1462’den sonra İshak Paşa’nın yerine Anadolu beylerbeyiliğine getirildi. Aynı yıl Padişahla birlikte Akkoyunlular’a ve Karaman’a karşı sefere katılmıştır. Karaman Valiliği’ne atanan Şehzade Mustafa’ya Atabey, yani akıl hocası tayin edilmiştir (1469). Fahri Hatun İbneti Abdullah adlı hanımı bu yıllarda Kütahya’da vefat etti. Dolayısıyla onun İshak Paşa’nın damadı olması Fahri Hatun’un ölümünden sonraki yıllarda gerçekleşmiş olmalıdır.

İlk büyük askerî başarısını 1461 yılında Koyulhisar’ı fethederek sağlet Paşa, Oruç Bey’e göre 1469 yılında (Oruç’un Manisa nüshasında İshak Paşa ile beraber) Karaman (bugün Konya) Ereğlisi ve Aksaray’ı fethedip (Fatih Sultan Mehmed) II. Mehmed’in oğlu Şehzade Mustafa’yı Karaman valisi olarak Konya’ya yerleştirdi. Ertesi yıl Eğriboz’un fethiyle sonuçlanan sefere katıldı. Aynı yıl Anadolu Beylerbeyiliğinden ayrıldı ve vezirlik rütbesini aldı.

1471 yılında Alâiye’yi (Alanya), ertesi yıl İçel ve Karaman’da Silifke, Mokan, Gorigos (Kızkalesi), Gülek ve Lülye’yi (Lülüe) ele geçirdi; Akkoyunlular’ın yoğun askerî yardımıyla vatanlarını geri almaya kalkışan Karamanoğlu Pîr Ahmed ve kardeşi Kâsım Bey’i yenilgiye uğrattı. Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında 11 Ağustos 1473 tarihinde meydana gelen Otlukbeli Meydan Şavaşı’nın Osmanlılar’ın zaferiyle sonuçlanmasında önemli rol oynadı. Şehzade II.Bayezid ile Gedik Ahmet Paşa’nın aralarındaki tartışma da rivayet edildiği gibi bu savaş sırasında olmuş, hatta Osmanlı tarihçisi Hammer (Joseph von Hammer-Purgstall), Gedik Ahmet Paşa’nın sonradan idam edilmesinin sebebinin bu tartışmaya dayandığını belirtmiştir.

Gedik Ahmet Paşa, 1474’te idam edilen Mahmud Paşa’nın yerine veziriazam oldu; Karaman ve İçel’deki askerî faaliyetlerini Ermenek, Manyan ve Silifke hisarlarını tekrar alarak sürdürdü.

1475 yılında II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) onu donanmayla Kırım’daki Ceneviz sömürgelerinin fethine gönderdi. Gedik Ahmet Paşa Haziran 1475’te Kefe, ardından Sudak ve Azak’ı zaptedip Menkup’u kuşattı. Kefe’de Cenevizliler tarafından hapse atılmış olan Kırım Hanı Mengli Giray’ı zindandan çıkardı ve onunla bir anlaşma yaptı. Buna göre Mengli Giray Kırım hanı olarak Osmanlı himayesini tanıyordu.

Kazandığı başarıların da rolüyle kendiavırları yüzünden zafer dönüşü padişahın güvenini kaybetti. Onun bu tavrı bir anlamda, Afyon’da 1470 yıllarında inşa ettirdiği külliyenin sultanlara yaraşır boyutları ve görünüşüyle de gözler önüne serilmektedir.

1477 yılında Arnavutluk’ta İşkodra’ya karşı girişilecek bir sefere memur edilen Gedik Ahmet Paşa, bu görevi üstlenmekten kaçındı. Bunun üzerine görevinden alınarak Rumelihisarında hapsedildi. Ertesi yıl, o sıralarda genç yaşta bulunan ve Arnavutluk seferine mîralem olarak katılan Hersekzâde Ahmed’in ara buluculuğuyla serbest bırakılıp kaptan-ı deryalığa ve aynı zamanda Avlonya sancak beyliğine getirildi.

Bu görevde iken 1479 yılında Ege’de Kefalonya, Zanta ve Ayamavra’yı zaptetti. Bunun üzerine bu adaların prensi III. Leonardo Tocco ile Napoli hanedanına mensup olan yeni hanımı bölgeyi terk edip Napoli’ye döndüler.

İtalya fetihlerinin ilk adımı olarak görülen bu seferden sonra Fatih Sultan Mehmed 1480 yılında Gedik Ahmet Paşa’yı Otranto’ya gönderdi. Ön yargılı çağdaş bir İtalyan kroniği bu sırada Ahmet Paşa’yı “cılız, esmer tenli, büyük burunlu, seyrek sakallı, orta boylu, çirkin, son derece merhametsiz, çok cimri” olarak tasvir eder. Otranto’yu Ağustos 1480’de fetheden Gedik Ahmet Paşa, İtalya’da girişeceği yeni fetihler için ertesi ilkbaharda Arnavutluğun Avlonya bölgesinde asker toplayıp donanmanın gelmesini beklerken Fatih Sultan Mehmed’in 3 Mayıs 1481 tarihinde öldüğü haberini aldı.

Yeni padişah olan II. Bayezid’den ve ayrıca divandan donanma gönderilmesi ve Otranto Kalesi’ni savunan Osmanlı askerlerine yardım sevk edilmesi ricasında bulunmasına rağerleriyle geri çağrıldı.

Fatih Sultan Mehmed’in son yıllarında Şehzade II. Bayezid ile Cem Sultan arasında taht için cereyan eden gizli mücadelede idareci, ulemâ ve askerî üst zümreler arasında kutuplaşmalar ortaya çıkmış, Gedik Ahmet Paşa ise kayınpederi İshak Paşa’nın II. Bayezid taraftan olmasına rağmen ne Cem’in ne de Bayezid’in tarafını açık bir şekilde tutmuştu.

Haziran 148l’de Bayezid ile Cem arasında Bursa-Yenişehir’de yapılan savaşa son anda yetişen Gedik Ahmet Paşa, II. Bayezid’in savaşı kazanmasında büyük katkıda bulundu. Ancak Cem Sultan’ı Ereğli’ye kadar takip etmesine rağmen onu yakalayamadı, hatta bu yüzden Cem taraftarı olduğuna dair rivayetler ortaya atıldı.

Bir müddet sonra yeniden vezirlik rütbesini alan Gedik Ahmet Paşa’nın da Cem Sultan’a karşı açık bir tavır almadığı anlaşılmaktadır. Bunun hemen ardından II. Bayezid, bazı anlaşmazlıkların tesiriyle ve özellikle de onun gizlice Cem Sultan taraftan olmasından şüphelenmesi dolayısıyla itaatsizliğini bahane ederek Gedik Ahmet Paşa’yı hapse attırdı.

Onu iktidardan uzaklaştırmayı amaçlayan bu girişimde padişahın damadı olan ve nüfuzlu bir ailenin temsilcisi sayılan Hamza Beyoğlu Mustafa Paşa önemli rol oynadı. Gedik Ahmet Paşa’nın hapsedilmesi kapıkullarının ayaklanmasına yol açtı. Bunun üzerine serbest bırakıldı ve vezirliği de iade edildi.

Onun hapisten çıkarılmasında ayrıca kayınpederi İshak Paşa, Mesih Paşa ve Hersekzâde Ahmet Paşa’nın da katkıları vardır. Bu arada Karamanoğlu Kâsım Bey’in liderliğinde Karaman’da bir isyan başladığından Gedik Ahmet Paşa Konya’da bulunan Şehzade Abdullah’a yardım etmek için Karaman’a gönderildi.

Yola çıkmadan önce düşmanı Hamza Beyoğlu Mustafa Paşa’yı hapsettirmeyi başardı. Ancak kendisi de rehin olarak oğlunu sarayda bıraktı. İsyanın bastırılmasında ümit edilen başarıyı sağlayamadı. Çünkü Karamanoğlu Kâsım Bey kış başlamadan önce Suriye tarafına kaçmıştı. Bunun üzerine Gedik Ahmet Paşa Lârende’de (Karaman) kışladı.

Karamanoğlu Kâsım Bey, bu sırada Mısır’da bulunan Cem Sultan’ı Gedik Ahmet Paşa ve bazı devlet adamları namına yazdığı birkaç sahte mektupla Anadolu’ya geri dönmeye davet etmişti. Gerek bu olay, gerekse 1482 ilkbaharında Gedik Ahmet Paşa’nın yanında bulunan Ankara sancak beyi Mehmed’in Lârende’den kaçıp Cem Sultan’ın tarafına geçmesi II. Bayezid’in şüphelerini büsbütün arttırdı.

Gedik Ahmet Paşa, II. Bayezid’in tereddüdünden faydalanarak düşmanı Hamza Beyoğlu Mustafa’yı bertaraf ettirdi. II. Bayezid, en kabiliyetli kumandanı Gedik Ahmet Paşa’nın Cem Sultan’ın tarafına geçeceği korkusuyla Cem ile yaptığı savaşa onu fazla karıştırmadı ve pasif halde bırakmaya çalıştı.

Cem Sultan’ın tekrar yenilip Rodos şövalyelerine kaçmasından sonra uzun süredir hareketlerinden endişe ettiği Gedik Ahmet Paşa’nın ortadan kaldırılması için padişahın önünde herhangi bir engel kalmadı. Sonunda 18 Kasım 1482 tarihinde vezirler ve bütün devlet erkânına Edirne’deki Yeni Saray’da verilen ziyafetin ardından Gedik Ahmet Paşa boğdurularak öldürüldü.

Gedik Ahmet Paşa’nın öldürülmesinden sonra yeniçeriler Edirne Subaşısı’nı öldürdülerse de isyan bastırıldı.

II. Bayezid bu olaya ait bir hatt-ı hümâyununda Bostancıbaşı İskender’e, Gedik’in ölümünden bahisle artık Cem Sultan’ın küçük oğlu Oğuzhan’ın da öldürülmesini emrettiği görülmektedir. II. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut’un İshak Paşa’nın evinde yaşamış olması gibi Cem Sultan’ın oğlunun da son iki yıl Gedik Ahmet Paşa’nın ailesi yanında kalmış olması muhtemeldir.

Naaşı Edirne’de defnedilen Gedik Ahmet Paşa’nın oğullarından Mehmed’in 1486’dan sonra II. Bayezid’in kızı Selçuk Sultan’la evlendiği bilinmektedir.

Gedik Ahmet Paşa Afyon’daki büyük külliyesinden başka Lâdik’te bir mescid ve bir köprü, Kütahya’da bir mektep ve bir arasta, Beküs köyünde bir mektep yaptırmış ve Konya’daki Mevlevi tekkesini de tamir ettirmiştir. İstanbul’daki eserlerinden, sadece bir mahalleye ve semte adını veren hamamı günümüze kadar ulaşmıştır.

Gedik Ahmet Paşa, 18 Kasım 1482 tarihinde Edirne’de ölmüştür.

Fatih Sultan Mehmed tarafından kendisine tevdi edilen adını taşıyan vakıf günümüze kadar gelmiştir. Fatih’in fermanı ile vakfın yönetimi, 15. yüzyıldan Cumhuriyet’e kadar Gedik Ahmet Paşa’nın evladı Kebir’leri tarafından yönetilmiştir. 1924 yılında çıkarılan Vakıflar kanunu ile yönetim Gedik Ahmed Paşa ahvadı adına Vakıflar tarafından idare edilmektedir. Vakıf kayıtlarında 15.yüzyıldan günümüze kadar bütün evladı kebirleri kayıtlıdır.

Kategoriler: G