Giambattista Vico Biyografisi
Giambattista Vico, 17. Yüzyılın Bilimsel Devrimlerinin Gerçekleştiği Ve Bunların Etkilerinin Güçlü Bir Şekilde Devam Ettiği 18. Yüzyılın Düşünürü, Hukukçusu Ve Tarihçisidir.
Giambattista Vico, 23 Haziran 1668 Tarihinde Napoli, İtalya’da Candida Masullo Ve Antonio Vico Çiftinin Oğlu Olarak Doğmuştur. Yoksul bir kitapçının oğluydu ve bilgiye olan açlığını, babasından aldığı etkiye borçluydu. Napoli’de doğan Giambattista Vico, ömrü boyunca bu kentin çevresinde, yarıçapı doksan kilometre olan bir alanın dışına çıkmadı. Akademik hayatının büyük bir kısmını (1699-1741) Napoli Üniversitesi’nde Latin dili retoriği kürsüsünde retorik profesörü olarak geçiren Vico, asıl eğitimini hukuk alanında yapmıştır.
Giambattista Vico, 1723 yılında sivil kanun kürsüsü için açılan bir sınavı kaybedince tarih incelemelerine dönmüştür. Bununla beraber, yoğun bir biçimde klasikleri okumuş, filoloji ve felsefe çalışmaları yapmıştır.
Giambattista vico, 17. Yüzyılın bilimsel devrimlerinin gerçekleştiği ve bunların etkilerinin güçlü bir şekilde devam ettiği 18. yüzyılın düşünürü, hukukçusu ve tarihçisidir. Özgün bir tarih anlayışı geliştirmiş olan Vico, bilgi ve tarih konusunda araştırmaları konusunda oldukça marjinal bir fikir ortaya koydu. Francis Bacon ve René Descartes‘in Kartezyen bilim anlayışına karşı gelmiştir.
Niccolo Machiavelli, Francis Bacon, ve Thomas Hobbes’dan etkilenen, ama tutarsız bulduğu Descartes’a karşı çıkan Vico, öncelikle toplumun kökenine ve dile ilgi duyuyordu. Belki de her şeyden önemli yanı, kendini inceleyerek insanlığa ilişkin incelemelerin öncüsü olmasıydı.
Başta René Descartes‘tan etkilenen Giambattista Vico, sonraları Descartes‘in tarihe açık ve seçik düşüncelerle yaklaşma tavrına karşı çıkmış ve doğruluğu, kesinliği, açık seçik düşüncelerde değil de, etkinlikte, insan varlıkları tarafından yaratılmış, gerçekleştirilmiş olanda aramıştır. Vico’ya göre, tarih, insanların eseridir.
Özellikle Descartes‘ın meşhur Cogito Ergo Sum düşüncesini reddetti. Vico bu düşüncenin matematiğe dayandığını matematiği ise insanın yaptığı bir şey olduğunu düşünüyordu. Vico ortaya yepyeni bir ilke koydu: Verum Factum (gerçek olan yapılandır)
Descartes’ın akılcılığını sorgulayan Vico, bilgi için kendi dışında bir yere değil, kendi içine baktı. “sahici olan ile yapma olan birdir” diye yazıyordu. Evet, matematik “sahici”idi. Fakat bunun tek nedeni, insanlar tarafından yaratılmış olmasıydı. İnsanın dışında, boşlukta, kendi başına bir varlığı yoktu. Bu nedenle Descartes’tan farklı olarak Vico, genel anlamda saf bilimden çok insan etkinliğine ağırlık vermekteydi.
Vico, insan diline kurumlarına yaklaşımıyla o dönemde olabileceği ölçüde bilimseldi de. Dikkatli saha çalışmalarına dayanan modern antropolojinin tohumlarından birçoğunu “Yeni Bilim” adlı eserinde bulmak mümkündür. Vico’nun bir başka önemli yanı da tarihin kötüden daha iyiye, oradan en iyiye doğrusal bir akış göstermediği döngüsel biçimde hareket ettiği anlayışıydı. Kendisi buna “corsi e ricorsi” (büyümeden çürümeye) adını vermişti.
Alman filozof Wilhelm Dilthey (1833-1911) ile sosyolog Max Weber’in (1864-1920) çabalarıyla yaygın bir geçerlilik kazanmasından çok önce, Vico verstehen (anlama) kavramını icat etmişti. Aslında gerçekten de o kadar modern olmayan geleneğe göre her şeyden önce bizden beklenen, insan davranışını içeriden anlamaktır. Bir başka deyişle, değerlendirmekte olduğumuz her ne ise bunu empati yoluyla yaparız. Yani kendimizi başkasının yerine koyarak.
Giambattista Vico’nun tarihi bir bilim olarak ele aldığı ve onun ilkelerini ortaya koyduğu “Yeni Bilim” bir yapıt olarak düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Vico düşünce tarihine önemli katkılarda bulunmuş, tarih felsefesi ve tarih bilimine yenilikler ve özgün düşünceler getirmiştir. Vico bu eserinde Tanrı’nın yarattığı tabiatın yanında insanın kendi yarattığı dünya olan toplum ve kültür dünyasının nasıl bir yöntemle incelenmesi gerektiği üzerinde durmuştur.
Vico’ya göre tarih, otoritelerin söylediklerini reddetmek ya da kabul etmek değil, yorumlamaktır. Böylece tarihi düşünce, tarihçinin belgeleri yorumladığı ilkelerde ortaya çıkmaktadır. Bunun yanıda, Vico’ya göre, tarihçinin her zaman kendini koruması gereken birtakım ön yargılar vardır.
Çağının en nesnel düşünürüdür. Çok sık ortaya atılan yanıltıcı bir iddia da, insanlığın hayatında Takdir-i ilahi’nin etkili olduğuna inandığı için, Vico’nun Katolik bir filozof olduğudur. Vico o sefil işinden olmamak için her şeyi, duyarsız ve cahil papazlara dinden sapma olarak gözükmeyecek terimlerle ifade etmek zorunda kalmıştı. Siyaseten doğruyu savunanlar bugün nasılsa o zaman da öyleydi. Kendi yetersizlik duygularıyla hareket eden sadist ve ucuz adamlar, kendilerinden üstün gördükleri kimselerin hayatını mahvetmeye uğraşırdı. Vico gençken bazı arkadaşları, “Epikürosçuluk” suçlamasıyla Engizisyon tarafından cezalandırılmıştı.
Kıta rasyonalizminin hâkim olduğu sonraki yüzyıl boyunca değeri bilinemedi. Birçok kesim tarafından deli olarak görüldü. Vico’nun eseri fazlasıyla kişisel bir nitelik taşıyordu ve bu da 17. yüzyıl başlarında kabul görmesini zorlaştıran bir etkendi. Çok okuyan biri olmasına rağmen, onun birincil kaynağı okudukları değil yaşadığı deneyimlerdi. Bütün mesele o dönemlerde kişisel deneyimlerin pek ilgi uyandırmaması idi. Yaklaşık 1790-1810 yılları arasında Vico, Alman romantikleri tarafından keşfedildi. Daha sonra Fransız tarihçi Jules Michelet 1824’ te “Yeni Bilim’in” kısaltılmış bir çevirisini yayımladı.
Yoksul ve okuma yazması olmayan bir kadınla 1699 yılında kurduğu mutlu evlilikten dört çocuğu oldu.
Giambattista Vico, 23 Ocak 1744 Tarihinde Napoli, İtalya’da 76 Yaşında Ölmüştür.
Giambattista Vico, Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Ve Karl Marx‘ı Felsefi Anlamda Etkilemiştir. Tarihin döngüleri incelenirken her bir çağın kendi öznel koşulları içerisinde ele alınması gerektiğini belirtmiştir.
Giambattista Vico’ya göre tabiat, 3 ana öğeden oluşur:
– Her ulusun bir dini vardır,
– Bütün toplumların temelinde aile vardır,
– Toplumda kurumların oluşması için ihtiyaç duyulan bilgi, ruhun ölümsüzlüğüdür.
Vico, tarihi de 3 kategoriye ayırmıştır:
1. Tanrılar Çağı: Hayal gücünün işlediği, mitlerin etkisindeki çağdır.
2. Kahramanlar Çağı: Toplumun, düelloyu kazananı tanrının kayırdığını ve onu diğer insanları korumakla görevlendirdiğini düşündüğü, otoritenin kahramanlar olduğu çağdır.
3. İnsanlar Çağı: insanların kendilerine tanınan hakları herkese tanınmasını istedikleri, hoşgörünün baskın olduğu çağdır.
Vico’ya göre, tarihçinin her zaman kendini koruması gereken birtakım ön yargılar vardır. Bunlar:
1. Tarihçinin incelediği çağın refahını, gücünü, ululuğunu vb. abartmaya yönelik önyargılar.
2. Ulusların kendilerini beğenmişliği. Vico, ulusların kibrini şöyle açıklar: Bütün uluslar şu aynı kanıya sahiptir: Bütün diğer uluslardan önce o ulus, insan yaşamının rahatlıklarını icat etmiştir ve onun tarihi dünyanın ta başlangıcına kadar geri gider.
3. Bilginin kendini beğenmişliği.
4. Kökenler konusundaki yanılgı. Bu hata, iki ulusun benzer bir tasarıma ya da kuruma sahip olduğu zaman birinin bunu ötekinden öğrenmiş olması gerektiğini düşünmekten başka bir şey değildir. Vico bunun, insan aklının tasarımları başkasından öğrenmeksizin kendi kendine keşfedebilen özgür yaratıcı gücünü göz ardı etmeye dayandığını söylemiştir.
5. Vico, son olarak, eskilerin kendilerine daha yakın çağlar hakkında bizlerden daha bilgili olduğunu düşünme önyargısına sahip olduklarını belirtmiştir.
Döngüselci tarih anlayışı, her tarihsel durumun kendi iç yapısı aracılığıyla anlaşılması, tarihsel yaşamın mitolojik, filolojik, hukuksal ve dinsel yönden kavranması gerektiği ve buna benzer birçok düşünce Vico’nun bize sunduğu anlayıştır. Vico Yeni Bilim’i “ideal sonsuz tarih” fikri çerçevesinde değerlendirmiştir. Ona göre, her ulusun doğuş, büyüme, yükselme, iniş ve düşüş itibariyle ebedi döngüsel bir kaderi vardır. Vico bunu “ideal sonsuz tarihi” olarak adlandırmıştır.
Kitapları :
1725 – Principios de una ciencia nueva (Yeni Bilim)
1728 – Autobiografia
1720 – Dritto Univer-sale 3 cilt (Evrensel Hukuk)
1710 – De ant’iquissima İtalorum Sapienta (İtalyanlar’ın eski Bilgelikleri Üzerine)
1709 – De Nostri Tempos Studiorum Ratione (Çağımızın Araştırma Yöntemleri Üzerine)