Gustav Fechner Biyografisi
Alman filozof ve doğa bilgini. Fechner yasası nedir? Fiziksel bir uyaranın neden olduğu psikolojik hissin, fiziksel uyaran şiddetinin logaritmasına bağlı olarak arttığını ifade eden kural.
Gustav Fechner, 19 Nisan 1801 tarihinde Almanya’nın güneydoğusunda küçük bir kasaba’da Polonya’da Gross Sarhen’de, Muskav yakınları Lusatia’da doğmuştur. Tam adı Gustav Theodor Fechner’dir. İlk ve orta öğrenimini doğduğu kentte gördükten sonra biyoloji dalında öğrenim gördüyse de sonradan matematik ve fiziğe yöneldi. Leibzig Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun olmuştur. Fechner tıp çalışmalarını tamamladıktan sonra, Leipzig’de fizik ve matematik alanlarındaki ikinci kariyerine başladı. Bu süre içerisinde fizik ve kimyanın Fransızca el kitaplarını Almancaya tercüme etti.
1830 yılında bir düzineden fazla kitabı tercüme etmiş ve bu tercüme faaliyetleri onun bir fizikçi olarak tanınmasında oldukça faydalı olmuştur.
Alman filozof ve doğa bilgini Gustav Fechner, evrenin birbiriyle bağlantılı olan, tin ve özdek gibi iki ayrı tözden kurulu bir bütün olduğu görüşünü savundu. 1831 yılında doğru akım üzerine Massbestimmungen über die galvanische kentte (Galvanik Zincirin Kütlesinin Belirlenmesi) adlı çalışmasını yayımladı.
1824 yılında Leipzig Üniversitesinde fizik dersleri vermeye başladı 1835 yılında Fizik profesörü oldu. Ardından birkaç yıl devam edecek olan ciddi bir depresyon yaşadı. Uyum güçlüğü çekti, yediklerini hazmedemedi (hatta açlık hissetmedi ve açlıktan ölme sınırına yaklaştı) ve alışılmışın dışında ışığa karşı duyarlık göstermeye başladı. Renklendirilmiş gözlüklerle güneşe bakıp sonraki görünümler üzerinde çalışırken gözleri ciddi şekilde zarar gördü. 1839-1840 yılları arasında artimge oluşumu üzerine yaptığı çalışmaları sırasında sürekli Güneş’i gözlemlemesi nedeni ile kısmi körlük başladı. Işık ve renk olaylarını inceleme amacıyla sürdürdüğü deneylerde görme yeteneğini kaybedince laboratuar çalışmalarını bırakarak kendini ruhbilim ve felsefeye verdi.
Fechner’in hastalığı nörotik nitelikteydi, 1846 yılında bu hastalıktan sonunda çok tuhaf bir şekilde kurtulmuş olması da bunu destekliyordu. Bir kadın arkadaşı rüyasında Fechner’e Ren şarabında ve limon suyunda ıslatılmış, baharat kokulu çiğ jambon balığı yemeği hazırladığını görmüştü. Ertesi gün kadın bu yemekten bir tabak hazırlamış ve Fechner’e getirerek yemesi için ısrar etmişti. Fechner, her ne kadar gönülsüzde olsa bu yemeği yemiş ve yedikçe daha çok yemeye, hergün biraz daha çok yemeye başlamıştı.
Fechner daha sonra rüyasında 77 rakamını gördü Kendi kendisini 77 günde iyileşeceğine ikna etti ve tabi ki 77 gün sonra iyileşti. Kendini gayet iyi hissetmeye başladı. Depresyonu keyif ve büyüklük sanrılarına dönüştü ve Tanrının kendisini dünyanın tüm gizemlerini çözmek üzere seçtiğini iddia etmeye başladı. Bu deneyiminin ardından yıllar sonra Sigmund Freud’u çok etkileyecek olan haz ilkesi kavramını geliştirdi.
Renkler ve görmede görüntü kalıntısı denilen olayla ilgili yazılar yayınlamış, burada zihin ve beden sorunu ile de ilgilenmiştir. Gerçek ününü psikofizik alanındaki çalışmalarıyla kazanmıştır ve bu konuda birçok eser vermiştir.
1846 yılında gözleri görmeye başlayınca aynı fakültede felsefe dersleri verip adını taşıyan ruhsal fiziksel yasayı ortaya koydu. “duyum” uyarının logaritmasının karşılığıdır. Böylece ruhbilimsel fiziğin temellerini atıp ayrıca deneysel estetikte öncü sayılmasını sağlayan çalışmalar yaptı.
Özellikle ruhbilim alanında uzun süreli gözlem ve deneylere girişti. Ruhbilimin başarılı sonuçlar olabilmesi için deneye dayanması, fizikte işbirliği yapması gereğini savundu. Tinle gövde arasında, birbirini bütünleyen bir bağlantının bulunduğunu, bu bağlantıyı ancak deneye dayanan bir ruhbilim ile fiziğin aydınlığa kavuşturabileceğini öne sürdü. Bu çalışma yöntemi nedeniyle deneysel ruhbilim kurucusu sayılır.
Gustav Fechner, 1844 yılında küçük bir maaşla üniversiteden emekli olduktan sonra felsefeyi bilimsel bir temele oturtmak amacıyla bu konuda daha sonra derinlemesine çalışmalara girişti. Özellikle Alman düşünürü Johann Friedrich Herbart’in fikirlerine katılarak ruhunu Tanrı’nın oluşturduğu canlı bir evren düşüncesini benimsedi.
Özgürlük sorusuna bilinç konusuyla yaklaşan Fechner’e göre oluşun, gelişmenin, ahlak değerlerinin yüce bir kaynağı vardır. Bu kaynak bireysel istençlerle sınırlı olmayan evrensel bir varlık ilkesidir. Bu nedenle özgürlük evrensel bir varlık ilkesidir, Tanrısaldır.
Gustav Fechner, 18 Kasım 1887 tarihinde Leipzig, Almanya’da 86 yaşında ölmüştür.
Kitapları :
1848 – Nama veya bitkilerin Ruhi Hayatı Üzerine
1860 – Ruh Meseleleri Üzerine
1876 – Estetiğe Giriş
1877 – Psikofizik Hakkında
1851 – Zend – Avesta oder über die Dinge des Himmels und des Jen seits (Zend – Avesta ya da Gökteki ve Öteki Dünyadaki Varlıklar Üzerine)
1863 – İnancın Temelleri ve Üç Güdüsü