din adamı, milletvekili
1855 yılında Aydın’ın Nazilli ilçesinde doğdu. Babası, Müftü Hocazade Halil Efendi’dir. İlk ve orta öğrenimini Nazilli’de gördü. Daha sonra yüksek öğrenimi için İstanbul’a gitti. 1880 yılında üstün başarı ile, Nuruosmaniye Medresesi’nden mezun oldu. Bildiği Arapça ve Farsça’nın yanı sıra, Batıdaki fikir gelişmelerini izlemek için kendi çabalarıyla Rumca ve Fransızca’yı da öğrendi. Bir süre Nazilli’ye döndü.
II. Meşrutiyet’in ilanı (23 Temmuz 1908) üzerine, İstanbul’a döndü ve Bursalı Mehmet Tahir Bey’in önerisi ile, 1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Aydın mebusu olarak girdi. Mecliste ekonomik ve sosyal içerikli önergeler verdi. Ancak önerilerinin hiçbiri kabul görmedi. Bunun üzerine istifa etti. İstifası kabul edilmedi. İzinli sayıldı. Aydın’dan istifasını gönderip tekrar kitaplarına döndü. 15 gün sonra 31 Mart Olayı patlak verdi.
II. Meşrutiyet dönemini üzgün ve kırgın bir ruh hali içinde Nazilli’de geçirdi. Kütüphanesini genişletti. Türkler aleyhindeki Rumca propaganda yayınları topladı. En ince ayrıntılarına kadar inceledi.
15 Mayıs 1919’da Yunan Ordusu’nun İzmir’i işgali üzerine halkı Milli Mücadele lehinde bilinçlendirmek üzere faaliyete geçti. Kanun kaçağı konumundaki Demirci Mehmet Efe’yi kurtardı. Onu eşkıyalıktan vatanperverliğe yöneltti. Milli Mücadele içinde yer almasını sağladı.
Nazilli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurdu. Nazilli Heyet-i Milliyesi’ni topladı. Haziran 1919’da Nazilli’ye gelen Rauf Orbay’ın hayranlığın kazandı. Onun önerisiyle, yaşlı olmasına rağmen Sivas Kongresi’ne katıldı. Burada Mustafa Kemal Paşa ile görüştü.
TBMM 1. Dönem’de İzmir Milletvekili seçildi. Mecliste Şeriye, Maarif ve Defteri Hakani Encümenleri’nde çalıştı. Ancak, teklif edilmesine rağmen, bakanlık görevini kabul etmedi. Osmanlı Meclisi Mebusan’ındaki ileri görüşlerini TBMM’de de sürdürdü. TBMM 1. Dönem, yeni seçimlere gidilmek üzere fesih kararı alınca, yine Nazilli’ye döndü. İkinci dönem için aday olmadı. Cumhuriyetin ilanını savundu. 5 Ekim 1923 tarihinde bir kaza sonucu vefat etti.
BELGE
ATATÜRK’ÜN HACI SÜLEYMAN EFENDİ’YE ÇEKTİĞİ TELGRAF
Mustafa Kemal Paşa, 20 Mayıs 1923 tarihli telgrafıyla Hacı Süleyman Efendi’ye “mefkure arkadaşımız” diye hitap ederek, dolaylı ifadeyle onu aday olmaya davet etmiştir.
“Nazilli’de İzmir Meb’us-u Muhteremi Hacı Süleyman Efendiye Namzetlikten sarf-ı nazar buyurmaklığınızı kaydettik. Siz, bizim her zaman ve vaziyette samimi bir mefkure arkadaşımızsınız. Afiyetinizi temenni ederim efendim. Gazi Mustafa Kemal”