şair
1318 yılında Şiraz’da doğdu. Adı Şemseddin bin Kemaleddin’dir.
Küçük yaşta Kur’an-ı Kerîm okumayı öğrendi. Çeşitli kıraatlara göre Kur’an okuduğu rivayet edildi. Tefsir ve gramer ilmiyle meşgul oldu.
Kelam ve fen ilminden bahseden meşhur Mevakıf adlı eseri inceledi. Zamanının medrese tahsilini tamamladı.
Yazdığı şiirler, Seyit Kasım Envar tarafından toplandı ve Divan halinde basıldı. Şiirleri gazel türünde ve daha çok dervişane, aşıkane ve tasavvufîdir. Şiirlerinde Yüce Allah’a, Peygamber Efendimiz’e ve İslamiyet’e karşı duyduğu derin sevgiyi anlattı.
Nakşibendi tarikatına mensup olduğu rivayet edildi. Gazellerinde, Ahmet Cami, Kemaleddin Ebül-Vefa gibi tasavvuf alimlerinin isimlerine yer verdi.
Divan çeşitli dillere çevrildi. Türkçeye Bosnalı Sudi, Şem’i ve Sururi tarafından çevrildi.
Bu büyük İslam şairi doğduğu yer olan ve şiirlerinde çok methettiği Şiraz’da 1389 (H. 791)da vefat etti ve oraya defnedildi. Daha sonra Şiraz’ı zapteden Sultan Ebü’l-Kasım Behadır’ın veziri Muhammed Muammûî tarafından kabri üzerine mükemmel bir türbe yaptırılmıştır.
Hafız’ın Divan’ından bir beyit
Feryadı boşuna değildir Hafız’ın,
Şaşılacak şey çok, dili altında onun.
Yahya Kemal’in şiirinde Hafız
Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış,
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece bülbül, ağaran vakte kadar ağlarmış,
Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle.
Hafızı Şirazi ile Timur Han
Hafızı Şirazi, Timur Han ile görüşmüştür. Bu hususta şöyle bir hikaye nakledilmiştir.
Tîmur Han 1387’de Şiraz’ı fethettiğinde şehir halkını vergiye bağlamıştı. Hafızı Şirazî’ye de bir miktar vergi düştü. Vergiyi verecek durumda olmadığı için Timur Han’a giderek fakir olduğunu söyledi.
Timur Han ona söylediği bir beytini hatırlattı: “Maşûkunun yüzündeki bene Semerkant ve Buhara’yı bağışlayan insan müflis olmaz!”
Hafızı Şirazî; “İşte bu yüzden iflas ettik ya!” diye cevap verdi. Timur Han bu nükteli cevabı çok beğenip, Hafızı Şirazi’yi vergiden muaf tuttu.