X

Hale Asaf

Hale Asaf

Hale Asaf Biyografisi

1929 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kuruluşuna katıldı.

Hale Asaf, 1905 yılında İstanbul, Kadıköy’de varlıklı ve kültürlü bir ailenin kızı olarak Baklatarlası civarındaki Dr. Rasim Paşa konağında doğmuştur. Tam adı Hale Salih Asaf’dır. Annesi Enise Hanım ile babası Salih Bey’dir. Baba tarafından sadrazam Halil Hamit Paşa’nın, anne tarafından ise Çerkez Mehmet Rasim Paşa’nın torunudur. Küçük yaşlarında İngilizce dersi almaya başladı, evdeki Rum hizmetçiden de Rumca öğrendi. Çocukluğu İstanbul ve Büyükada arasında geçti. Ortaöğrenimini İstanbul’da bulunan özel Fransız Lisesi Notre Dame de Sion’da gördü ve Fransızca öğrendi.

Bebekken köpeklerden geçen bir hastalık kaptı, beş yaşındayken ciddi bir ameliyat geçirdi ve tüm hayatı boyunca bu hastalıkla savaştı. Akciğerlerindeki rahatsızlığından dolayı 1910 yılında ameliyat edilerek ciğerlerinde bulunan on kist alındı.

Hale Asaf, 1919 yılında İtalya, Roma’da yaşayan ilk kadın ressamımız, teyzesi ressam Mihri Müşfik Hanım’ın yanına ailesiyle birlikte gezmeye gitti. Ressam teyzesinden teknik resim dersleri almaya başladı. Mihri Müşfik Hanım, yeğeninin ressam olmasını hiç istemedi. “Sanat karın doyurmuyor” diyerek onu caydırmaya çalıştı. Ancak yetenekli olan Hale Asaf’ı ailesi 1920 yılında Paris’e Montparnasse’ye ressam Namık İsmail’in yanına gönderdi.

Hale Asaf, 1921 yılında 16 yaşına geldiğinde sınavına girdiği Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazanarak, Prof. Von Arthur Kampf’ın öğrencisi oldu. 1923 yılında Fikret Mualla Saygı ile sınıf arkadaşı olmuş ve aynı yıl, bir süre için Berlin’e gelen Ali Avni Çelebi ile görüşüp tanışmıştır.

Berlin’deyken hastalığı yeniden nükseden Hale Asaf’ın bir göğsü alınmış bu olaydan sonra hem manevi hem de maddi sıkıntılar içine girdiğinden dolayı okulu ve eğitimini yarım bırakarak 1924 yılı, Nisan ayında İstanbul’a dönmek zorunda kaldı.

İstanbul’a döndüğünde resimden kopmak istemeyen Hale Asaf 1924- 1925 yıllarında hemen aynı yıl İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğrencilik yapmaya başlayarak Feyhaman Duran ile İbrahim Çallı’nın öğrencisi olarak resim çalışmalarını sürdürmüş, yaptığı resimlerde hem teknik olarak hem de kendine özgü yorumuyla herkesin ve hocaların dikkatini çekmeyi başarmıştı.

Hale Asaf, 1925 yılından itibaren babasının adı “Salih”in yerine dedesinin adı “Asaf”ı kullanmaya başladı. Babası Kurtuluş Savaşı sonrasında Mısır’a kaçınca, anne ve babası ayrıldı annesi Enise Hanım da İsviçre’ye gitti. Enise Hanım rahatsızlanarak Bâle Sanatoryumu’nda verem’den (tüberküloz) öldü.

1925 yılında Maarif Vekaletinden Avrupa konkuru bursunu kazanarak Almanya’ya gitti ve Münih’te Lovis Corinth’in öğrencisi oldu.

1926 yılında İtalya’ya giderek akciğerlerindeki tekrar oluşan kistleri aldırdı.

En çok portre yapmayı seven Hale Asaf, oto portre ve Bursa peyzajları dikkat çekici güzellikteydi. 1926’nın Temmuz-Ağustos aylarında Galatasaray Sergileri’nde portre resimlerini sergiledi.

Hale Asaf – Otoportre

Hale Asaf’ın kendi portresini resmettiği bu tablosu, 50 X 36 cm gibi küçük bir boyuta sahip. Tabloda kübizm akımının etkisinde kalmıştır. Tablonun en güzel ve dikkat çeken yanı ise, kendini çağdaş bir Türk kadını olarak tasvir etmesidir. Yüzündeki ifade ve duruşuyla, kendinden emin, modern bir Türk kadını betimlenmektedir.

1927 yılında Paris’e, arkadaşları Refik Fazıl Epikman, Cevat Dereli, Mahmut Cuda, Nurullah Berk, Ratip Aşir Acudoğlu, Muhittin Sebati, Ali Karsan, İsmail Hakkı Oygar, Ali Hadi Bara, Fahrettin Arkunlar, Şeref Akdik’in yanına gitti. 1927 yılı ile 13 Ağustos 1928 tarihleri arasında Académie de la Grande Chaumiére’ye devam ederek, André Lhote’un öğrencisi oldu.

Bu dönemde seramikçi İsmail Hakkı Oygar ile nişanlandı. 1928’de Paris’te Expose á la Nationale’e katıldı.

13 Ağustos 1928 tarihinde Cevat Dereli, Muhittin Sebati, Refik Fazıl Epikman, Mahmut Cuda, Ratip Aşir Acudoğlu ile birlikte Tadla vapuruyla Paris’ten İstanbul’a döndü. Gazeteci-ressam Elif Naci ve onlardan birkaç gün önce İstanbul’a döndüğü için Şeref Akdik ve bir çok sanatçı tarafından karşılandı. Dönüş haberleri, Elif Naci’nin gayretleriyle 14 Ağustos 1928 Salı günkü Milliyet Gazetesi’nde yer aldı.

1928 Eylül ayında okulların açılmasıyla Hale Asaf, Bursa Kız Öğretmen Okulu’na resim öğretmeni olarak atandı. 1928 yılında evlendiği eşi İsmail Hakkı Oygar’ı İstanbul’da bırakarak Bursa’ya gitti. 1929’da Bursa Necati Bey Kız Sanat Enstitüsü’nde Fransızca derslerini de üstlendi. 15 Nisan 1929’da Ankara Etnografya Müzesi’nde açılan I. Genç Ressamlar Sergisi’ne altı yapıtıyla katıldı.

Hale Asaf, Refik Fazıl Epikman, Cevat Dereli, Şeref Akdik, Mahmut Cuda, Nurullah Berk, Ali Avni Çelebi, Ahmet Zeki Kocamemi, Muhittin Sebati, Ratip Aşir Acudoğlu, Fahrettin Arkunlar’dan oluşan sanatçılarla birlikte 15 Temmuz 1929 tarihinde kurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kuruluşuna katıldı.

15 Eylül 1929’da Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin İstanbul Türk Ocağı Sergisi’nde portreler ve Bursa manzaralarını sergiledi.

1 Aralık 1929’da Mahmut Cuda ile görev değişimi yaparak, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde eski hocası Namık İsmail’in yanında öğretmen yardımcısı olarak göreve başladı. Mahmut Cuda da Bursa Kız Öğretmen Okulu’na gitti. Hale Asaf, 1 Aralık 1929’dan 1931 yılının sonlarına kadar yazar Fikret Adil’in Asmalımescit’deki çatı katı evinde yaşadı.

Hale Asaf, 1931 yılı sonlarında eşini ve işini bırakıp Paris’e giderek gözlerinden ameliyat oldu. Bu sırada, bundan sonraki yaşamını birlikte sürdüreceği İtalyan edebiyatçı Antonio Aniante ile tanıştı.

Antonio Aniante’nin Paris’te kalma teklifini kabul eden Hale Asaf, başlangıçta bir otel odasına yerleşti ve Aniante’nin müdürlüğünü yapmakta olduğu Galerie-Librarie Jeune Europe’ta çalışmaya başladı. Daha sonra Antonio Aniante’nin Leopold Robert Sokağı’nda, 32 no’lu dairesinde birlikte yaşamaya başladı.

1934 yılında Antonio Aniante’nin galerisi Jeune Europe kapandı. Antonio Aniante, Benito Mussolini aleyhine yazdığı kitapları nedeniyle yasaklı yazar haline geldi. Çiftin ekonomik durumu gittikçe bozuldu. Sıkıntılı günler, Hale Asaf’ın Arnavutluk Kralı Zogo’nun bir portresini yapıp göndermesine kadar sürdü. Birkaç ay sonra 5000 franklık bir çek ve övgü dolu mektup gelince ferahlayan sanatçı 31 Mayıs 1938 tarihinde ameliyat öncesi son resmini çizdi: Boş bir kâğıda çiçekler ve kuşlar arasında bir kadın, bir çocuk ve üstten onlara doğru uzanan bir yardım eli…

Hale Asaf, 31 Mayıs 1938 tarihinde Paris, Fransa’da 33 yaşında öldü.

Kategoriler: H
Benzer Biyografiler