Halid bin Velid Biyografisi
Allah’ın Kılıcı (Seyfullah) olarak anılan Arap komutan. Kureyşliler’in saflarında Müslüman’lara kök söktürmüş müthiş bir savaşçı olan Halid bin Velid, Uhud Savaşı’nı Kureyşliler’in kazanmasına yol açmış, İslam’ın erken dönemindeki en büyük yenilgisini sağlamıştır. Hudeybiye Antlaşması sonrasında Müslüman olan Halid bin Velid, kılıcını Hz Muhammed’in hizmetine sunmuş ve hayatının sonuna kadar İslam adına savaşmıştır. Savaştığı 100’ü aşkın muharabenin hiçbirisinde yenilmemiş olan Halid bin Velid, tarihteki en büyük komutanlardan birisi olarak anılmaktadır.
Halid bin Velid, 592 yılında, Kureyş Kabilesi’ne bağlı Banu Makhzum Klanı’nın şefinin oğlu olarak Mekke’de dünyaya geldi. Annesi Lübabe ve babası ise Makhzum ailesinden Velid’dir. Kureyşler’i yöneten üç klandan birisi olan Makhzum, kabilenin savaş ile ilgili konularıyla ilgileniyordu. Geleneğe uygun olarak bebek yaşlardayken bir sütanne gözetiminde temiz çöl havasında büyümesi için çöl kabilelerinin yanına gönderilen Velid, 6 yaşına kadar burada büyüdü. Ölümcül bir çiçek hastalığı geçirse de bunu atlatabilen genç Velid’in suratında, hastalıktan geriye biraz iz kaldı.
Genç yaşlarda askeri eğitim görmeye başlayan Halid bin Velid, kısa süre içerisinde bütün Arap diyarlarındaki en iyi askerlerden birisi olarak anılır olmuştu. Yakın dövüş silahlarının yanı sıra güreşte de en iyilerden birisi olan Velid, ayrıca çok yetenekli bir süvariydi. Mızrak, kargı, kılıç ve ok kullanabilen Halid bin Velid’in en iyi olduğu silahın kargı olduğu söyleniyordu.
Hz Muhammed’in Peygamberliği’nin ilk yıllarında Velid’in siyasi durumu hakkında fazla bir bilgi olamasa da, babasının Peygamber’in en büyük karşıtlarından birisi olduğu bilinmekteydi. Halid bin Velid’in Müslüman’larla yolu ilk olarak Uhud savaşında kesişti. Bedir mücadelesine bizzat katılmadıysa da kardeşinin esir düşmesi üzerine Müslüman’lara olan kini artan Velid, Uhud savaşının kaderini bizzat değiştiren isim oldu. İleride büyük ününü kazanacağı hızlı süvari birliklerini ilk defa burada kullanan Velid, Müslüman okçuların emirlere itaatsizlik edip yağmaya katılmak üzere savaş alanından ayrılması üzerine atlı askerleri ile beraber orduyu arkadan sıkıştırmış ve savaşı kazanmıştı.
Müslüman kuvvetlere karşı son olarak Hendek Savaşı’nda mücadele etti. Tarafların bir sonuca varamadığı savaş, kuşatmanın bir süre sonra kaldırılmasıyla sona erdi.
Halid bin Velid, 628 yılında gerçekleşen Hudeybiye Antlaşması sonrasında, 31 Mayıs 629 tarihinde Medine’ye ulaştı ve burada İslam’ı kabul etti. Bu olaydan kısa bir süre sonra gerçekleşen Muta (Mute ya da Mu’tah olarak da anılır) savaşı, Halid bin Velid’in İslam orduları arasındaki yerini belirleyen olay oldu.
Müslümanlarla Rum’lar arasında gerçekleşen ilk ciddi savaş olan Mute savaşı, 629 yılında gerçekleşti. Bizans İmparatorluğu’na bağlı bir vassal olan Gassanile’in İslam elçisini öldürmesi üzere toplanan 3.000 kişilik bir ordunun vassal üzerine yürümesiyle başlayan savaşın ilk anları Müslümanlar açısından pek iyi gitmedi. Ard arda atanmış komutanlarını kaybeden Müslüman güçler bir süre sonra komutansız kalmışlardı; askerler neredeyse çözülmek üzereydi. Bu durumda askerlerin isteğiyle komutayı ele alan Halid bin Velid, askerlerinin saflarını ön-arka, sağ- sol olarak sürekli değiştirerek aynı düşman askerinin karşısına farklı askerlerini çıkartıp, düşmanı takviye aldığına inandırdı. Umutsuz bir savaşın gidişini değiştiren Velid, askerlerini kontrollü bir şekilde geri çekmeyi başardı. Askeri düzen dağılmadan geri çekilmeyi başaran Halid bin Velid, söylentiye göre o gün savaşırken dokuz kılıç parçaladı. Savaşın sonucunda başarılı komutan Hz. Muhammed tarafından Allah’ın Kılıcı adıyla onurlandırıldı.
Hz. Muhammed’in vefatının ardından Hz. Ebu Bekir’in güçlerinin kumandanı olan Halid bin Velid, ayrıca halifenin şahsi danışmanıydı da. Ebu Bekir’in yönetiminin ilk dönemlerine isyancılar, sahte peygamberler, kabile mücadeleleri gibi iç sorunlarla ilgilenen Velid, 633 yılında ise 18.000 gönüllüden oluşan büyük bir ordunun başında Pers İmparatorluğu’na saldırdı. Kısa süre içerisinde üç hızlı galibiyet kazanan başarılı kumandan, Pers’lerle istediği koşullarda bir antlaşma yapmayı başardı. Ard arda gelen zaferlerle Pers’leri köşeye sıkıştıran ve aşağı Mezopotamya bölgesinin hakimiyetini ele geçiren Velid, Pers başkenti Ctesiphon’a karşı bir sefere çıktığı sırada Ebu Bekir tarafından geri çağırıldı ve Roma cephesine yönlendirildi.
Bizans Cephesi’nde büyük başarılar kazanan Halid bin Velid, Ebu Bekir’in ölmesi üzerine 2. Halife ve aynı zamanda kuzeni de olan Hz Ömer’in başa geçtiği dönemde de ordunun başındaydı. Bu dönemde Yarmouk, Kudüs ve Kuzey Suriye’yi ele geçiren başarılı kumandan, Ermenistan ve Anadolu üzerine de başarılı seferler gerçekleştirdi.
Hz. Ömer’in hükümdarlığı döneminde Anadolu’ya yaptığı akınlardan birisinde Maraş’ı ele geçiren Halid bin Velid, burada dönemin en önemli Pers savaşçı ve ozanlarından birisi olan Ash’as ile tanıştı. Velid’i öven görkemli bir şiir yazan şair, bu hizmeti karşılığında 10.000 dirhemlik bir ödül aldı. Bu ödülün devletin kasasından gittiği şüpheleri üzerine Ömer tarafından yollanan bir mektupla hakkında bir soruşturma açılan Velid, burada parayı kendi cebinden verdiğini söyledi. Gene de görevinden alınan Halid bin Velid, Medine’ye giderek Hz. Ömer ile konuştu. Bu görüşmeden de bir sonuç alamaması üzerine görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Görevden alınmasından sonra 4 yıl Suriye‘de bulunan Emesa’da yaşayan Velid, 642 yılında burada hayata gözlerini yumdu. Mezarı şu anda Khalid ibn al-Walid Camisi’nin içerisindedir. Ölmeden önceki son sözlerinin;
Olduğu söylenir. Şehit olamadan yatağında ölecek olduğu için son zamanlarını büyük bir üzüntü içerisinde geçirmiştir.
Halid bin Velid, 100’e yakın savaşa girmiş ve komutan olarak görev aldığı hiçbir savaşta yenilgi almamıştır. Askeri kariyeri bu kadar uzun olmasına rağmen hiçbir yenilgi almamış tarihteki çok nadir komutanlardan birisidir. Erken dönem İslam savaş taktiklerinin çoğunun öncüsü ve mucidi olan Velid, at ve develere dayanan hızlı birliklerle düşmanı şaşırtmış, zırhsız süvarilerinin rakipsiz hızları sayesinde karşısında durabilecek neredeyse hiçbir ordu bırakmamıştır. Özellikle yetiştirdiği seçme askerleri sayesinde düşmanın ilk olarak rütbeli askerlerini, komutan ve soylularını savaş alanından kaldıran Velid, böylece rakibine inanılmaz bir psikolojik üstünlük sağlamıştır.
Mustafa Akkad tarafından 1976 yılında çekilen Çağrı filminde Halid bin Velid’i ünlü aktör Michael Forest canlandırmıştır.