Hamid Marcus

İslam’ı Seçenler

yazar

Dr.Hamid Marcus

Alman Dr.Hamid Marcus tanınmış bir yazardır. Berlin’de Moslemische Revue adlı dergiyi kurdu.

Dr.Hamid Marcus İslam’ı seçmesini şöyle anlatır:

Niçin müslüman oldum?

Goethe’nin okuduğu Kur’an-ı Kerim

Daha çocukken müslümanlığı merak etmiş ve İslamiyet hakkında bilgi toplamağa başlamıştım. Doğduğum şehrin kütüphanesinde 1750 senesinde basılmış eski bir Kuran-ı Kerim tercümesi buldum. Rivayete göre, Goethe de, İslam dinini incelerken aynı Kuran-ı Kerim tercemesini okumuş ve ondan sonra, Kur’an’a karşı hayranlığını açıklamıştı. Kuran-ı Kerim’i okudukça, onun gayet mantıki olan ve aynı zamanda insanın ruhuna kadar işleyen cazibeli ifadesi bana çok tesir etti.

Kendi memleketimden ayrılıp, Berlin’e geldiğim zaman, orada müslümanlarla dost oldum ve onlarla birlikde İslam merkezi yöneticilerinin vermekte oldukları, çok ilgi çekici ve öğretici konferansları, büyük bir dikkatle takip ettim. İslam merkezinin üyeleri ile daha fazla temas etmeğe ve İslam dinini daha yakından incelemeğe başladım. Bir müddet sonra, bu dinin benim aradığım ve düşündüğüm hak din olduğuna tamamiyle inanarak müslümanlığı kabul ettim.

Allahu tealadan başka hiç bir yaratıcı yoktur

İslam dininde, Allah birdir ve tek yaratıcıya inanmak, İslam’ın en kudsi akidesidir. İslam dininde akla sığmaz, inanılması mümkün olmayan hiç bir akide yoktur. Allahu tealadan başka, hiç bir yaratıcı yoktur. İslamiyet’de, modern ilimlere uymayan, onlara zıt hiç bir nokta bulamazsınız. Emir ve telkin ettiği bütün hususlar, tamamiyle mantıki ve faydalıdır. İslamiyet’de, diğer dinlerde olduğu gibi, iman ile mantık arasında hiç bir ayrılık yoktur.Bunun için, benim gibi, tabii ilimlerle hayat boyu uğraşmış bir kimsenin, bu uğraşmalardan elde ettiği ilmi sonuçlara tam uyan İslam dinini, bunlara hiç uymayan diğer dinlere tercih etmesinden daha tabii ne olabilir?

İslam’ı seçmemin ikinci sebebi

İkinci bir sebep olarak, şunu da ilave edeyim ki, diğer dinler, yalnız maneviyata hitap eden bir takım abes fikirlerle doludur. Bunların hakiki hayat ile hiç bir ilgisi yoktur. Halbuki İslam dini, insanın hayatta ne yapması icap ettiğini de öğreten, ameli bir dindir. İslam dininin emirleri, insana yalnız ahirette değil, aynı zamanda dünyada da doğru yolu gösterir, fakat hiç bir zaman onun hürriyetini sınırlamaz.

Senelerden beri müslüman olarak dinimi incelemeğe devam ediyorum.Her defasında onun en mükemmel olduğunu görerek, ruh rahatlığına kavuşuyorum. İslamiyet, şahsiyet ile cemiyet hayatı arasında, ne güzel bir yoldur! İslamiyet, bu iki ayrı hayatı tanzim etmekdedir. İslamiyet, tamamiyle adil ve ancak insanların iyiliğini isteyen bir dindir. Dünyada, ne gibi içtimai bir cereyan olursa olsun, bunun bütün iyi tarafları İslam dininde vardır.