Hasan Kuruyazıcı

mimar, akademisyen

‘yapı polisi’

1939 yılında İstanbul’da doğdu. 1966’da GSA Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. İTÜ Mimarlık Fakültesive Yıldız Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Bölümü’nde asistanlık yaptı. 1979’da Edirne Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Bölümü’nde yeterliliğini verdi. Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve İÜ Edebiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra 2002’de emekli oldu. Bu dönemde serbest mimarlık ve çeşitli ansiklopedilerin mimarlık ve sanat tarihi bölümlerinde yayın yönetmenliği yaptı. 2006’dan bu yana Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

HABER

İstanbul tiyatrolar mezarlığı
Sevinç Özarslan
Zaman 26 Mart 2015

Bir Dünya Tiyatro Günü’nde daha değişmeyen tablo ile karşı karşıyayız. 2008’de kapanan ve akıbeti belli olmayan Atatürk Kültür Merkezi için ‘AKM’deyiz İnisiyatifi’ bugün saat 10.30’da Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunacak. Nedeni, 1830’dan bugüne birçok tiyatroya mezar olan İstanbul’a bir mezar daha kazılmaması…

Çünkü 1830’dan bugüne İstanbul’da 450’nin üzerinde tiyatro açıldı. Önemli bir kısmı yandı, yıkıldı, yok edildi. Biz aşağıya tiyatro tarihi açısından ilkleri barındıran, kültür tarihi açısından hafıza işlevine sahip, korunması elzem olduğu halde yok edilen tiyatroları aldık. Kültür mekânlarının dün olduğu gibi bugün de kıymetini bilmeyen zihniyete belki ibret olur…

Bugün Dünya Tiyatro Günü. Ülkemizde ve dünyada bu özel gün çeşitli etkinliklerle kutlanıyor, oyunlar ücretsiz sahneleniyor. Bildiriler çoktan yazıldı, okundu, okunacak. Hemen her yerde oyunların sahneleneceği bugün, biz kendini ‘yapı polisi’ olarak tanımlayan mimar Hasan Kuruyazıcı’nın kılavuzluğunda tiyatro tarihimiz açısından önem taşıyan, yok olmaması gereken tiyatrolara baktık. Kuruyazıcı, yıllardır Beyoğlu’nda nerede kültür sanata hizmet etmiş tarihi bina varsa onların izini sürüyor. Geçtiğimiz salı akşamı da PERA FEST kapsamında Halep Pasajı’nın içindeki Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde yapılan “Yitirilen Kültür Mirasımız: Beyoğlu’nun Tiyatro Yapıları” adlı panele katıldı ve İstanbul’un yakılan, yıkılan, yok olan tiyatrolarını anlattı. Konuşmasının odak noktası ‘Bu tiyatrolar neden yıkılmamalıydı?’ sorusuydu. İstanbul’da tiyatrolar ilk 1830’lu yıllarda yapılmaya başlıyor. O günden bugüne 450’nin üzerinde tiyatro binası inşa edilmiş. Türk tiyatrosu açısından ilkleri barındıran önemli tiyatroların çoğu bugün ortada yok. Pek çok tiyatroya mezar olmuş bir şehirde yaşıyoruz. Kentin kültürel hafızasını taşıyan bazı sahneler de bugün benzer akıbetle karşı karşıya: Yedi yıldır kapalı duran AKM, 2012’de kapatılan Muammer Karaca Tiyatrosu, Ankara’daki Akün ve Şinasi sahneleri… Kuruyazıcı’nın “Eski tiyatrolar neden yıkılmamalıydı?” sorusuna verdiği aşağıdaki cevaplar, kültür mekânlarının dün olduğu gibi bugün de kıymetini bilmeyen zihniyete belki ibret olur.

PERA FEST kapsamında Beyoğlu Halep Pasajı’nın içindeki Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde yapılan “Yitirilen Kültür Mirasımız: Beyoğlu’nun Tiyatro Yapıları” adlı panele (sağdan sola) mimar Hasan Kuruyazıcı, yönetmen, dekoratör Metin Deniz, yazar Vecdi Sayar, oyuncu Orhan Alkaya ve yönetmen Yücel Erten katıldı.

BU TİYATROLAR YOK OLMAMALIYDI, ÇÜNKÜ…
Elhamra Tiyatrosu (1831-1999):İstanbul’daki ilk tiyatro binalarından biriydi. Yaşar Kemal’in romanından aktarılan Teneke, Nazım Hikmet’in Ferhat ile Şirin, Gogol’ün Palto’su, Genco Erkal’ın Bir Delinin Hatıra Defteri gibi önemli oyunlar ilk burada oynandı. Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’a geldiği zaman bu salonda film izlerdi. Sururi Topluluğu, İstanbul Opereti, İstanbul Tiyatrosu bu mekânı kullandı, Toto Karaca, Muzaffer Hepgüler gibi isimler burada sahneye çıktı.

Naum Tiyatrosu (1838-1870): 1870’teki büyük Beyoğlu yangınında yok olan Naum Tiyatrosu, İstiklal Caddesi’nden Balık Pazarı’na giren sokağın başındaydı. Naum, Osmanlı döneminin en ünlü tiyatrosuydu, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz buraya opera ya da tiyatro izlemeye gelirdi. İstanbul’u ziyarete gelen Galler Prensi, Fransa İmparatoriçesi Eugenie, Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph gibi yabancı devlet büyükleri de bu tiyatroda gösteri izlemişlerdi.

Dolmabahçe Tiyatrosu (1859-1937): Sultan Abdülmecid’in yaptırdığı saraya ait tiyatroydu. O dönemin en güzel salonlarından biriydi. Şinasi, ünlü Şair Evlenmesi oyununu bu tiyatroda oynanması için yazdı.

Gedikpaşa Tiyatrosu (1861-1884): Türk tiyatro tarihi açısından önem taşıyan pek çok olay Gedikpaşa Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Güllü Agop’un kurduğu Osmanlı Tiyatrosu’nun sahnelediği aslı Ermenice olan Sezar Borcia adlı oyun 1868’de Türkçe olarak burada sahnelendi. Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun’undan uyarlanan ilk telif oyun yine burada oynandı. Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistire adlı dramının ilk temsili de yine burada izleyici karşısına çıktı.

Apollon Tiyatrosu (1873-1961): Kadıköy’deki en eski tiyatro salonuydu. Güllü Agop’un Osmanlı Tiyatrosu, Dikran Cuhacıyan’ın Opera Tiyatrosu, Benliyan Efendi’nin Milli Osmanlı Operet Kumpanyası, Celal Sahir’in Sahir Opereti, Mınakyan Efendi’nin Osmanlı Dram Kumpanyası, burada yıllarca temsil verdi. Afife Jale, Hüseyin Siret’in Yamalar oyununda burada sahneye çıktı.

Odeon Tiyatrosu (1875-2006): Şimdiki Yeşilçam Sokağı’nın köşesindeydi. Yanan Dram Tiyatrosu, Ortaoyuncular Tiyatrosu ile birlikte Odeon Tiyatrosu, o dönemin en önemli üç tiyatrosundan biriydi.

Tepebaşı Dram Tiyatrosu (1880-1971):

Tepebaşı Dram Tiyatrosu, Darülbedayi’nin kalbi sayılacak tiyatroydu. 1916-1970 yılları arasında Şehir Tiyatroları tarafından kullanılan mekânda İ.Galip Arcan, Talat Artemel, Behzat Butak, Neyyire Neyir, Hüseyin Kemal Gürmen, Hazım Körmükçü, Kemal Küçük, Bedia Muvahhit, Raşit Rıza, Cahide Sonku ve Vasfi Rıza Zobu gibi efsane oyuncular, Ceza Kanunu, Bir Kavuk Devrildi, Lüküs Hayat, Bir Adam Yaratmak, Kibarlık Budalası, Deli Saraylı, Ahududu gibi ünlü oyunları sahneledi.

Tepebaşı Komedi Tiyatrosu (1889-1957): Yazları kullanılmak üzere yapılmış, üstü açık bir tiyatroydu. 1942’den itibaren Şehir Tiyatroları kullanıldı. 1958’de yıktırıldı. Hasan Kuruyazıcı, “Neden yıkıldığını anlamadık. Çünkü yıllarca otopark olarak kullanıldı.” diyor.

Yeni Komedi Tiyatrosu (1923-2013): İstiklal Caddesi’ndeki binayı, Şehir Tiyatroları Yeni Komedi Bölümü adıyla 20 yıl kullandı. Kira anlaşmazlığı nedeniyle 1975’te son temsil yapıldı.

Şan Tiyatrosu (1953-1987): Münir Nurettin’in yönettiği klasik Türk müziği konserleri burada verildi. Yedi Kocalı Hürmüz, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Sait Hop Sait, Müzikal Kahkaha, Sezen Aksu Aile Gazinosu, Hababam Sınıfı Müzikali, Şen Sazın Bülbülleri, Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra gibi 1980’lerin ünlü müzikalleri burada sahnelendi.

Cep Tiyatrosu (1955-2011): Apartman içine yapılan küçük tiyatroların ilk örneğiydi. Haldun Dormen’in girişimiyle kuruldu. Erol Günaydın, İlhan İskender, Metin Serezli, Altan Erbulak gibi oyuncular burada yetişti.

Karaca Tiyatrosu (1955-2012): Ünlü komedyen Muammer Karaca tarafından yaptırılan tiyatroda Cibali Karakolu 16 yıl boyunca 3 bin temsilden fazla sahnelendi. Gülriz Sururi, Güzin Özipek, Adile Naşit, Turgut Boralı gibi oyuncular burada sahneye çıktı. Ankara’dan İstanbul’a gelen Yıldız ve Müşfik Kenter ilk oyunları Salıncakta İki Kişi’yi burada oynadı. Keşanlı Ali Destanı, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar Topluluğu’nca 1964’te ilk kez burada sahnelendi.