X

Haşim Kılıç

Haşim Kılıç

Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı

13 Mart 1950 tarihinde Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Yozgat’ta tamamladı. 1968 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne kaydoldu ve 1972 yılında mezun oldu. 1974 yılında Sayıştay Başkanlığı’nda denetçi yardımcısı olarak göreve
başladı. Denetçi, başdenetçi unvanlarını aldıktan sonra 1985 yılında Sayıştay üyeliğine seçildi. Beş yıl süren üyelikten sonra, 1990 yılında, Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliği’ne atandı.

7 Aralık 1999 tarihinde açık bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçildi. 7 Aralık 2003 tarihinde yeniden bu görevi üstlendi. Evli ve dört çocuk babası. Almanca biliyor.

HABER

Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesi’nin yeni Başkanı
Hürriyet 22 Ekim 2007

Anayasa Mahkemesi Başkanlığına Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç seçildi.

Tülay Tuğcu’nun yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalan Anayasa Mahkemesi başkanlığı için bir süredir devam eden seçimler bugün sonuçlandı.

Seçim sonucunda Başkanvekili Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçildi. Kılıç, saat 14.00’de Anayasa Mahkemesi’nde basın toplantısı yapacak.

Kılıç, Anayasa Mahkemesi başkanlığı görevini 4 yıl sürdürecek.

HABER

Haşim Kılıç’tan tarihi sözler
Hürriyet

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, merak edilen konularda Hürriyet’e tarihi açıklamalarda bulundu. “Ben de, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı da bulunduğu makamın milletin güveni ve emaneti ile kendinde bulunduğunu asla unutmamalı. Ben yaptım oldu, ben söylediysem daha ötesi yoktur gibi yaklaşımlarla hiçbir olaya yaklaşmamamız lazım. Bunlar sadece ortamı geriyor” diyen Kılıç, şunları söyledi:

ŞEKLİ YANLIŞTI

– Türkiye’de son dönemlerde Anayasa değişiklik girişimleri birçok gerginliğe yol açtı. Ülkenin ciddi anayasal reforma ihtiyacı yok mu, var. Ama bunun tam uzlaşma ile sağlanması gerekir. Yoksa, tüm değişiklik girişimleri ve zorlamalar sonunda bize geliyor. Korkum, bu yargı reformu ve Anayasa değişikliğinin de bize geleceği yönünde. Öyle de olur zaten. O nedenle, bir değişiklik yapılacaksa tüm hassasiyetleri dikkate alan bir geniş uzlaşma ortamı gerekiyor. Yasal metin ve düzenlemelerin de çok iyi yapılması şart.

– Bakın, türban ile ilgili düzenleme de, Türkiye’nin çözmesi gereken bu sorunda iş yine çözümsüzlüğe geldi dayandı. Burada üniversite rektörlerine insiyatif bırakılabilirdi.

AĞIR HASAR VAR

– Ayrıca, hatırlarsanız son olarak askerlerin sivil mahkemede yargılanması ile ilgili değişiklikte de bozan o kararı verdik. Çünkü hazırlanış şekli yanlıştı. Ama düzgün hazırlansın en önce ben destek vereyim. Ama gece yarısı geçirilen bu hali ile olmaz.

– Türkiye hak ettiği seviyeye yani bir hukuk ve demokrasi ülkesi olma hedefine ergeç varacaktır. Ama bu yolda giderken çok ağır hasarlar vererek gidiyoruz. Ama inanın size bunu Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak söylüyorum, ana gövde bu hedefe ulaşacaktır.

RÖNESANSI YAŞIYORUZ

– Türkiye her alanda doğruyu bulacak. Belki de Avrupa’nın zamanında yaşadığı ve bizim tecrübe etmediğimiz Rönesans ve reformu şimdi biz geçiriyoruz. Tabii bedeller ödeyerek. Türkiye bugüne dek modernite ve demokrasiyi hep yukarıdan aldı. Ama şimdi dalga alttan geliyor. Bu kalıcı temelli olacak. Ama bu dalganın hiç biri diğerini, toplumun diğer katmanlarını yutmamalı.

HABER

Haşim Kılıç, yeniden başkan seçildi
14.09.2011

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bu göreve yeniden seçildi. Kılıç’ın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle Anayasa Mahkemesi başkanlığı için yeniden seçim yapıldı.

Seçim sonucunda Başkan Haşim Kılıç, 17 oydan 13’ünü alarak Anayasa Mahkemesi Başkanlığına yeniden seçildi.

Kılıç, ikinci kez seçildiği Anayasa Mahkemesi başkanlığı görevini 13 Mart 2015 tarihinde yaş haddinden emekli olana kadar sürdürecek.

HABER

Tutukluluk ihlaline AYM kriteri
3 Temmuz 2013

Anayasa Mahkemesi (AYM) devrim gibi bir karara imza attı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kriterleri ışığında uzun tutukluluk ve uzun yargılamalara bireysel başvuru yolunu açtı. AYM dün ilk kez 3’ü tutuklu 1’i hükümlü 4 adli suçlunun bireysel başvurusunu kabul etti ve 4 ayrı ihlal kararı verdi.

İŞTE O KRİTERLER

1-AİHM KRİTER ALINACAK: Uzun tutuklulukta AİHM’in kararlarına iç hukuktaki düzenleme ve uygulamalara göre öncelik verilmesi kabul edildi. Uzun tutukluluk ve uzun yargılamada AİHM kriterleri ve içtihatları esas alınacak. Türkiye’de ağır ceza mahkemelerindeki on yıla uzayan tutukluluklara AİHM ihlal kararları vermişti.

2-KESİN HÜKÜM BEKLENMEYECEK: AİHM kararları doğrultusunda uzun tutukluluğun bireysel başvuruya konu olabilmesi için, yerel mahkemenin davanın geneline ilişkin kararının kesinleşmesi yani Yargıtay’dan geçmesi gerekmeyecek.

3-TUTUKLULUĞA KADEMELİ DEĞERLENDİRME: Uzun tutukluluk iddiası incelenirken dosyanın durumuna göre kademeli olarak değerlendirme yapılacak. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez” hükmü var. AYM, kademeli uygulama yaparken, “Bir kişi iki yılın üzerinde tutuklu ise sonraki birinci yılda tutuklu kalabilmesi için somut ve doyurucu nedenlerin olması gerekir. Sonraki izleyen her bir yıl için kademeli olarak daha somut nedenlerin tutuklama gerekçesi yapılması gerekir” kriteri belirledi. AYM, 2 yıl tutukluluktan sonraki her bir yılın bir önceki yıla göre kademeli olarak daha somut nedenleri olup olmadığını kriter alarak, hak ihlali olup olmadığına karar verecek.

HABER

Kentsel dönüşüme AYM’den kısmi iptal
NTV 28 Şubat 2014

Anayasa Mahkemesi, Kentsel Dönüşüm Yasası’nın bazı hükümlerini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.

CHP’nin başvurusunu görüşen Anayasa Mahkemesi, Kentsel Dönüşüm Yasası’nda, idari işlemlere karşı açılacak davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğine ilişkin düzenlemeyi iptal etti.

Ayrıca karara göre, Hazine dışındaki kamu taşınmazları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bedelsiz olarak devredilemeyecek.

Yüksek Mahkeme ayrıca, doğal afet, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi durumlarda pazarlık usulüyle ihale yapılmasını da Anayasa’ya aykırı buldu.

HABER

Anayasa Mahkemesi’nden HSYK kararı
Milliyet 11 Nisan 2014

Anayasa Mahkemesi, HSYK’yı yapısını değiştiren kanunun Adalet Bakanı’na verilen yetkileri düzenleyen hükmünü iptal etti.

Anayasa Mahkemesi’nden bir kısmi iptal kararı da Elektronik Haberleşme Kanunu için geldi.

Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştiren Kanun’un, Adalet Bakanına verilen yetkilerini düzenleyen hükümlerinin büyük çoğunluğunu iptal etti, Adalet Akademisi ile ilgili bölümlerinin iptal istemini ise reddetti.

CHP, 6524 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştı.

Davayı esastan görüşerek karara bağlayan Anayasa Mahkemesi heyeti, kanunun Adalet Bakanına verilen yetkilerini düzenleyen hükümlerinin büyük çoğunluğunu iptal etti. Yüksek Mahkeme, Adalet Akademisi ile ilgili bölümlerinin iptal istemini ise reddetti.

İKİNCİ İPTAL BTK İÇİN…

Ayrıca Anayasa Mahkemesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veren kanun hükmünü iptal etti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun söz konusu düzenlemeyi içeren 51. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Başvuruyu esastan inceleyen Yüksek Mahkeme, Kanun’un bu maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmetti.

İptal hükmü, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek.

HABER

Haşim Kılıç’tan anlamlı mesajlar
25 Nisan 2014

Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 52. yılı kutlamaları için düzenlenen törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç sert mesajlar verdi. Hükümetin son dönemdeki eleştirilerine cevap veren Kılıç, varsa yargıdaki paralel yapılanmanın da ortaya çıkarılmasını istedi.

Kılıç, konuşmasında şunları söyledi:

Biz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ediyoruz. Bu alan dostluk ve düşmanlıklara kapalıdır. Hukuk devletinde mahkemeler, emir ve talimatla çalışmadığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilemez. Evrensel değerleri yüceltmek ve onları tehditler karşısında savunmak en temel görevdir. Anayasa Mahkemesi’nin varlık nedeni insanoğlunun ortak paydasına sahip olan herkesin onurunu korumaktır. Bu görevin yüceltilmesi de bağımız yargıçlarla mümkünndür.

Hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerle beslenen devletin yolu her zaman aydınlıktır. Avrupa’nın geldiği seviye bizlere önemli mesajlar vermektedir. Dini, etnik ve sınıf savaşları yaşayan Avrupa, totaliter rejimlerden hukuk devleti mücadelesle kurtulmuştur.

“ÇOK SIK YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER”

Siyasal amaçlarla yazılı hukuk kurallarında çok sık aralıklarla yapılan değişiklikler toplumda hukuka olan güveni sağlayamaz. Hukuk güvenliğini sağlayacak olan unsurlar, bağımsız yargı ile yasama ve yürütme organlarının insan haklarını özne olarak kabul etmeleridir.

“KEYFİ UYGULAMALAR”

Hukuk devletinde, iktidarın keyfi davranışlarının sınırlandırılması vardır. Yönetenler de hukuksal değerlerlerle kuşatılmışlardır.

“AÇIK VE ŞEFFAF DEVLET”

Demokratik değerleri, hukuk devletini tekrar tekrar konuşmalıyız. Onurlu bir hayat için hukuk güvenliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Evrensel değerlerin ağırlıklı olarak uygulandığı ve devlet işlerinin yargıya tabii olduğu devlet, hukuk devletidir. Tasarrufları ön görülebilir, ulaşılabilir, açık ve şeffaf olan devlet hukuk devletidir.

“PARALEL DEVLET SUÇLAMASI”

Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir, olmamalıdır. Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili ‘paralel devlet’ ya da ‘çete’ diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir.

İddia edilen kayıt dışı yapılanma yargı mensupları arasında korku, endişe ve gelecekle ilgili belirsizliklerin doğmasına, aralarında olması gereken mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur. Bunun için yapılması gereken açıktır. Hukuk devletine yakışan yöntemler uygulamak, gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

“YARGI İÇ AĞRISIYLA YAŞAYAMAZ”

Bugün itibarıyla bırakınız ceza davalarını, en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışmaya açılmış ve yargıya olan güven ağır yara almıştır. Başta yargı ve yürütme organları olmak üzere herkes bilgi, belge ve delilleri ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda gerekse yürütme organı içinde var olduğu iddia edilen bu kişilerin başka illere tayin edilerek, yerlerini değiştirerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır.

Söz konusu iddiaların yargı kurumlarında psikolojik travma yarattığı; delil, bilgi ve belgeye dayanmayan ihbar mektuplarının hüküm icra ettiği, hakim ve savcılar arasında önemli ayrışma ve bölünmelere sebep olduğu hepimizin saklayamayacağı gerçeklerdir. Bu ayrışma ve bölünmenin hukuk devletinin, hukuk güvenliğinin ve adaletin sonunu getireceğini yargıda yaşadığımız olaylar açıkça göstermektedir. Tekrar etmek gerekirse yargının bu iç ağrısıyla yaşaması asla mümkün değildir.

“YENİ BİR VESAYET SİSTEMİ”

Herkese bildik gelen bir sözle, hukuk güvenliği insanların güvercin ürkekliği içinde yaşamadığı korkusuz bir ortamın varlığı olarak tanımlanabilir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle yargı üzerinde oluşan vesayetçi anlayışların ortadan kaldırılması için cesaretli adımlar atıldı, bu adımlar toplumda büyük karşılık da gördü. Söz konusu vesayetçi yönetimlerin görevlerinin sona ermesiyle büyük bir boşluk doğdu.

Bu boşluğun toplumun her kesimini kucaklayan hoşgörülü, özgürlükçü, çoğulcu, adil ve evrensel değerleri yansıtan tercihlerle doldurulması gerekirken ne yazık ki bunu gerçekleştiremedik. Ne yazık ki farklı renkte yeni bir vesayetin oluşmasına tanık olduk. Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmasın. Tarih olanları kaydediyor. Bunları konuşmak, gerçekleri itiraf etmek, cesaretle çözüm yolları bulmak zorundayız…

“YARGI HER ZAMAN ELE GEÇRİLMEK İSTENİR”

Kamu gücünü etkili bir şekilde kullanan yargı, siyasi ve ideolojik yapılanmaların hedefinde her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülmüş, ele geçirenler de kendi vesayet sistemini dayatmanın çabasına düşmüştür. Kaleyi ele geçiremeyenler ise yarının bağımsızlığının ve tarafsızlığının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu söyleyip durmuşlardır. Kaleyi işgal edenler de yargıyı, siyasi düşüncelerine ve ideolojilerine lojistik destek sağlamak için ya da rakiplerinden intikam alma aracı olarak kullanmışlardır. Altını çizerek ifade ediyorum. Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşması hayaldir.

“KARARLARIMIZIN ARKASINDAYIZ”

Anayasa Mahkemesinin son günlerde verdiği bireysel başvuru kararlarına yapılan ölçülü eleştirileri saygı ile karşılarken, verilen kararlarımızın arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

“GÖMLEK DEĞİŞTİREN KARAKTERDE OLAMAYIZ”

Bizler, adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız.

TWITTER KARARI

Belirtilen davalarda şikayetçilerin, kanunun yolunu tüketme yolu aranmaksızın, AYM’nin ihlal kararlarını verdiğini altını çizmek istiyorum. AYM, bir internet sitesine erişimin engellenmesine karşı verdiği kararda, yoğun eleştiriyle karşı karşıya kalmıştır. Uzun yargılama, uzun tutukluluk ya da şikayete konu hakkın, yeterli hukuk yoluyla korunup korunmadığı yönünde yapılan değerlendirmeler bunun istisnalarını oluşturmuştur.

ÖLÇÜSÜZ ELEŞTİRİ DİKKAT ÇEKİCİ

AYM’nin, AİHM’in içtihatları doğrultusunda kanun yolları tüketilmeden verdiği kararlara karşı hiçbir eleştiri yapılmamasına rağmen, bir internet sitesiyle ilgili kararıyla ilgili ölçüsüz şekilde eleştirilmesi dikkat çekicidir. Hukuk devletinde mahkemeler emir ve talimatla çalışmadığı gibi dostluk ve düşmanlıkla da yönlendirilemez.

ORANTISIZ TEPKİ

İnternet sitesine idari kararla getirilen yasağın, daha ilk dakikasında, siteye başka yollardan ulaşılması, etkisiz bırakılması orantısız tepkiyle örtüşmüyor.

GORBAÇOV ÖRNEĞİ

Tarihe hak ve özgürlük savunucusu olarak geçen Gorbaçov, Sovyetler çözülmeden küreselleşmeyle ilgili antenlere vize koyamazsınız diyerek iletişim araçlarındaki zorluklara işaret etmiştir.

Alınan kararda idari bir işlemin kanuni bir dayanağının olmadığı tespitidir.

AYM’Yİ MİLLİ OLMAMAKLA SUÇLAMAK SIĞ ELEŞTİRİLER

Amacımız sorun üretmek değil sorun çözmek olmalıdır. Bir eylemin işlemin, siyasi bir belge olan anayasaya göre denetlenmesi nedeniyle ortaya çıkan AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğaldır. Anayasa Mahkemesi’nin siyasi amaçlarla hareket olduğunu söylemek ya da milli olmamakla suçlamak sığ eleştirilerdir.

HABER

Anayasa Mahkemesi internet sansürünü iptal etti
2 Ekim 2014

Anayasa Mahkemesi, Torba yasadaki en tartışmalı düzenlemelere yönelik kritik kararlar aldı. TİB”e mahkeme kararı olmadan 4 saat içinde internet sitesi kapatma yetkisi veren madde iptal edildi.

Anayasa Mahkemesi, CHP’nin Torba yasaya yönelik başvurusunu karara bağladı.

Kritik düzenlemelerle ilgili 4 iptal, 2 de yürütmeyi durdurma kararı verildi.

Anayasa Mahkemesi’nin en önemli kararlarından biri, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na verilen internetle ilgili düzenleme yetkisi hakkında oldu.

HABER

Anayasa Mahkemesi yüzde 10 seçim barajını kaldıracak mı?
Hürriyet 1 Aralık 2014

Türkiye, genel seçimlere 7 ay kala yüzde 10 seçim barajının kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusuna kilitlendi.

Tartışmanın fitilini, Habertürk Gazetesi’nden Muharrem Sarıkaya’ya konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ateşledi.

Kılıç, barajın kaldırılması konusunda AYM’ye yapılan başvurulara ilişkin raporların tamamlandığını belirterek, “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı. Raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız” dedi.

HABER

Haşim Kılıç emekli oldu
10 Şubat 2015

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bugün itibariyle emekilik kararı aldığını söyledi.

Bugüne kadar AYM’de yaptığım görevimi emekli olduktan sonra da mücadelemi sürdüreceğim. Doğruları, yanlışları söyleyeceğim. Kim alınırsa alınsın etkilenmiyorum. Biz bu olduğunu sürdürmek zorudayız.

İnsanlar düşüncelerini ifade etmelidir. Konuşmadan birbirimizi nasıl anlayacağız. İfade özgürlüğünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda şahsıma yapılan eleştirileri hep bu çerçevede gördüm. Bugün yeni başkanımızı seçmiş bulunuyoruz. Emeklilik kararımı vermiş bulunuyorum. Dilekçemi gönderdim artık emekliyim.

Kategoriler: H
Benzer Biyografiler