Heinrich Himmler Biyografisi
SS (Schutzstaffel) ve Polis Teşkilatını, İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru da ordunun bir bölümünü denetimi altına alarak Nazi Almanyası’nın Adolf Hitler‘den sonra en güçlü adamı haline geldi.
Heinrich Himmler, 7 Ekim 1900 tarihinde Münih, Almanya’da Bavyeralı bir öğretmenin Gebhard Himmler ve Anna Maria Himmler’in 3 erkek çocuklarından birisi olarak doğmuştur. Tam adı Heinrich Luitpold Himmler’dir. Gebhard Ludwig Himmler adında abisi, Ernst Hermann Himmler adında kardeşi vardı. 1919-1922 yılları arasında Münih Teknik Üniversitesi‘nde kümes hayvancılığı üzerine ziraat eğitimi aldı. Tarım danışmanı olarak çalıştı. Daha sonra bir tavuk çiftçisi olarak çalışmak da dahil olmak üzere çeşitli işler yaptı. 1920’lerin başlarında Nazi partisine katıldı. Bu dönemde aynı zamanda ileride eşi olacak Margarete ile tanıştı.
Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde henüz 14 yaşında olan Heinrich Himmler, günlüğüne “Keşke abimle birlikte ben de savaşa gidebilseydim, ülkem adına çok iyi şekilde savaşabilirdim” yazmış. Yahudi nefretinin de o yaşlarında başladığını aynı günlüklerde yazdığı “Hangi pub’a gitsem ortalık pis Yahudilerle kaynıyor.” tarzında yazılarından anlayabiliyoruz.
8 Kasım 1923 tarihindeki, birahane Darbesi (Bürgerbräukellerputsch ya da Hitler-Ludendorff-Putsch ya da Hitlerputsch) diye anılan, Adolf Hitler‘in Bavyera’nın yönetimini devralmak için organize ettiği başarısız darbe girişiminde Heinrich Himmler de yer aldı. Nazi partisinin görüşleri kendi görüşleriyle bütünleşmiş olan Heinrich Himmler, Adolf Hitler‘e de oldukça saygı duymuştur. 1924’ün ortalarında Adolf Hitler hapisteyken Gregor Strasser‘ın altında parti sekreteri ve propaganda yardımcısı olarak çalışmıştır.
1925 yılında Adolf Hitler‘in hapisten çıkması ve partinin yeniden kurulmasıyla birlikte Nazilerin güvenlik teşkilatı SS‘e (Schutzstaffel) katıldı. Bundan 4 yıl sonra ise 1929 yılında SS‘in başına getirildi.
30 Ocak 1933 tarihinde Adolf Hitler‘in iktidara gelmesinden sonra da Hermann Göring, Kasım 1933’de Gestapo adında bir gizli polis teşkilatı kurmuş ve Rudolf Diels‘i bu teşkilatın başına getirmiştir. Hemen ardından Gestapo‘nun kontrolünü Himmler’e devretmiştir. Aynı gün Adolf Hitler de Heinrich Himmler’i Münih Polis Teşkilatının başına getirdi. Himmler de Gestapo’nun başına Reinhard Heydrich‘i atamıştır. Alman polisinin SS kontrolüne geçmesini sağladı. Daha sonraları sıkı bir güvenlik ağı oluşturarak Nazi karşıtı birçok grubu ve kişileri yok etti, Aryan ırkından olmayan azınlıkların Yahudiler ile Çingenelerin imhasını yönetti. Dachau’da Nazilerin ilk toplama kampını kurdu. 1934’te Gestapo başkan yardımcılığına getirildi. Bu görevindeyken SA’ların önderi Ernest Röhm ve arkadaşlarının öldürülmesinde önemli rol oynadı. 7 Haziran 1936’da Gestapo’nun başkanlığına tayin edildi. Aynı yıl Polis Teşkilatının başkanlığını da üstlendi. SS’leri Almanya’nın ordudan sonraki en güçlü silahlı gücü haline getirmek için çalışmaya başladı.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Doğu Avrupa’da kurduğu toplama kamplarında Yahudi ve rejime karşı olanların imhasını gerçekleştirdi.
1943 yılında İçişleri Bakanlığına getirildi. 20 Temmuz 1944 tarihinde Adolf Hitler‘e karşı düzenlenen başarısız suikastten sonra SS Teşkilatının yanı sıra ülkedeki bütün güvenlik güçleri üzerine denetim kurdu.
Savaşın son aylarında Adolf Hitler‘in yerine geçmeye çalıştığı ve Almanya‘nın müttefiklere teslim olup onlarla birlikte Sovyetler birliğine karşı savaşa girmesini sağlamak gayesiyle İsveçli diplomat Kont Folke Bernadotte ile Danimarka sınırında bulunan Lübeck’te görüşmeler yaptığı anlaşılınca, Adolf Hitler, intihar etmeden bir gün önce Himmler’in bütün yetkilerini ve rütbelerini aldı ve tutuklanması için emir çıkarıldı. Himmler bu olaylaɾ yaşanırken, Reichsführer-SS (SS Lideri), Alman Polis Şefi, İçişleri Bakanı, Volkssturm Komutanı, Vatan Ordusu Komutanı ve Almanya Hükümet Temsilcisi rütbeleɾine sahipti.
İsveçli diplomat Kont Folke Bernadotte ile yaptığı görüşmeler sonuç vermedi. Berlin‘e de dönemeyeceği için Plön yakınlarında batı bölgesinin kuzeyinde savaşan ve o zaman bütün Alman kuvvetlerinin komutanı olan Amiral Karl Dönitz’e katıldı. Fakat Dönitz, Himmler’i derhal yanından uzaklaştırdı ve kendisine Alman hükümetinde yeri olmadığını söyledi.
Heinrich Himmler, son çare olarak Birleşik Devletler’e iltica etmeye kalktı. General Dwight David Eisenhower‘ın karargâhıyla temasa geçti ve Nazi Partisi (NSDAP) lideri olarak mahkemeye çıkarılmaması halinde bütün Almanya’yı Müttefiklere teslim edeceğini söyledi. Heinrich Himmler’in akli dengesinin durumu Eisenhower’a yaptığı başvuruda savaş öncesi Almanya’da polis şefi olmak istediğini ve Eisenhower’a Hitler selamı mı vermesi gerektiğini yoksa elini mi sıkması gerektiğini sormasıyla anlaşıldı. Dwight David Eisenhower, savaş suçlusu olarak ilan edilen Heinrich Himmler ile herhangi bir şekilde muhatap olmayı reddetti.
Çaldığı her kapı suratına kapanan Himmler, Danimarka sınırındaki Dönitz hükümetinin başkenti Flensburg’da 21 Mayıs’a kadar dolandı durdu. Tutuklanmaktan kurtulmak için, kendisinin Gizli Ordu Polis Şefi olduğunu gizledi ve adını Heinrich Hitzinger olarak değiştirdi. Hiç kesmediği bıyığını tıraş etti ve sol gözüne de bant taktı. Üstüne de askeri üniforma giydi. Bundan sonraki tek planı Bavyera’ya dönebilmekti. Sınırlardan geçebilmek için sahte evraklar düzenledi ve yanına 11 SS Subayını alarak grup halinde yola koyuldular.
21 Mayıs 1945 tarihinde, Himmler ve iki yardımcısı eski Sovyet savaş esirlerinin tarafından kurulmuş bir kontrol noktasında durduruldu ve gözaltına alındı. Çünkü bu evrakların incelenmesi sonucu sahte oldukları anlaşılmıştı. Takip eden iki gün içinde, birkaç kampa taşındı. 23 Mayıs’ta, Lüneburg yakınlarındaki İngiliz 31. Sivil Sorgulama Kampına getirildi.
Nöbetçi subayı Yüzbaşı Thomas Selvester tarafından sorgulanan Heinrich Himmler, kim olduğunu itiraf etti ve Lüneburg’daki 2. Ordu karargâhına gönderildi. Daha sonra Nürnberg‘te NSDAP liderlerinin yargılanacağı mahkemeye gönderilmek üzere hazırlandı.
Heinrich Himmler’in üzerindeki elbiseler karargahta çıkartıldı, arandı. Elbisesinin içinde herhangi bir zehir saklamış olması ihtimaline karşı üstüne bir İngiliz askeri elbisesi giydirildi. Ama araştırma iyi yapılmamıştı. Himmler ağzındaki bir boşlukta potasyum siyanür kapsülü saklamıştı.
23 Mayıs 1945 tarihinde General Bernard Montgomery‘nin karargâhından yeni bir İngiliz haber alma subayı geldi ve askeri doktora Himmler’in ağzını aramasını emretti. Doktor Himmler’in ağız içini incelemeye çalıştı, ama Himmler isteksiz bir şekilde başını geriye salladı. Himmler hemen ağzındaki siyanürü ısırdı ve 12 dakika içinde öldü. Midesi yıkandığı ve kusturulduğu halde kurtarılamadı. Bu siyanür kapsülleri SS subaylarının dişlerinin içine Holokost‘tan önce yerleştirilmişti. Takma dişin içinde bulunan kapsül herhangi olağanüstü bir durumda intihar edebilmeleri için hazır bulunuyordu. Himmler’in son sözleri “Ich bin Heinrich Himmler!” (Ben Heinrich Himmler!) oldu. Hemen ardından Himmler’in cesedi Lüneburg yakınlarında bilinmeyen bir mezara defnedildi. Himmler’in mezarının yeri günümüzde de bilinmiyor.
Heinrich Himmler, Temmuz 1928 yılında Margarete Boden ile evlendi. 8 Ağustos 1929’da tek çocuğu kızı Gudrun Himmler Burwitz doğdu. Heinrich Himmler’in metresinden de Gerhard von Ahe, Helge Potthast, Nanette Dorothea Potthast adlarında çocuğu vardır.
Heinrich Himmler, 23 Mayıs 1945 tarihinde Lüneburg, Almanya’da 45 yaşında intihar ederek ölmüştür.