Helmuth Theodor Bossert Biyografisi
Arkeolog
Alman sanat tarihçisi, filolog ve arkeologdu. Karatepe’deki Hitit kalesi kenti kazıları ve Hitit hiyerogliflerinin tercümesini sağlayan iki dilli yazıtların keşfi ile tanınır
Helmuth Theodor Bossert, 11 Eylül 1889 tarihinde Landau, Almanya’da doğmuştur.
Helmuth Theodor Bossert, 1908 yılında liseden mezun oldu. Strasburg, Freiburg ve Münih üniversitelerinde öğrenim gören Bossert, 1913’te Freiburg’daki Albert-Ludwig Üniversitesi‘nde doktorasını tamamladı. Freiburg Müzesi’nde asistan olarak çalışmaya başladı.
1. Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusu’nda muhabere yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. 1. Dünya Savaşı‘ndan sonra Girit yazısının ve Hitit hiyeroglifinin çözümü konusunda çalışmalar yaptı. 1919-1934 arasında Berlin Üniversitesi‘nde Yakındoğu dilleri ve kültürleri dersleri verdi. Bu dönemde Avrupa halk sanatlarından eski Girit uygarlığına kadar değişik konularda on beşe yakın kitap yayımladı.
Savaş karşıtı duruşu nedeniyle, dönemin Almanya’sında yükselişte olan Nazi yönetimi ile ters düşünce, aldığı davet üzerine 1933 yılında Türkiye‘ye giderek Üniversite reformu ile birlikte İstanbul Üniversitesinde ders vermeye başladı. Bu yıllarda Almanların Boğazköy’de yaptıkları kazılara Bavyera Bilimler Akademisi adına katıldı. Nişantaş kaya yazıtındaki hiyeroglifi ve Yazılıkaya kabartmalarını inceledi.
1934 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne profesör olarak atandı ve daha sonra kürsüye dönüşen Arkeoloji Enstitüsü müdürlüğüne getirildi. 1942-1959 yılları arasında Eski Önasya Dilleri ve Kültürleri Kürsüsü başkanı olarak görev yaptı.
1945 yılında ise İstanbul Üniversitesi adına, eskştırmak amacıyla, küçük bir gezgin gurubuyla bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğu sırasında Feke yöresinde göçebe Yörüklerden, Kadirli yakınlarındaki Karatepe’de bir aslanlı abidenin olduğunu öğrenir. Ancak, mevsim koşulları elvermediği için yollarına devam edemeyip İstanbul’a geri dönerler.
1946 yılı Şubat ayında yaptığı ikinci seyahatte, Kadirli ilçesinin 22 km. güneydoğusuna düşen dağlık bölgede, bugün Karatepe-Aslantaş diye anılan M.Ö. VIII. ve VII. yüzyıla tarihlenen bir geç Hitit kalesinin varlığını ortaya çıkarır. Bu, 1951 yılına kadar sürecek olan Karatepe keşfinin ilk adımıdır. Karatepe keşfi ve sonrasında elde edeceği başarılar, Bosert’i ilim tarihine geçirecek ve uluslar arası bir üne kavuşturacaktır.
II. Dünya Savaşı çıkınca Nazi Almanyası’na dönmedi. 1947 yılında da Türk vatandaşlığına geçti.
Helmuth Theodor Bossert, Türk vatandaşlığına geçtikten bir süre sonra, konferansları sırasında tanıştığı Hürmüz Hanım’la evlendi. İlk evliliğinden de Eva-Maria Bossert (d.1925) adında bir kızı vardı.
Bossert 1947 Eylül ayında, kazıya başlamak üzere ekibiyle birlikte üçüncü kez Karatepe yolculuğuna çıkar. Bu kez yanında, henüz evlendiği eşi Hürmüz Hanım’da vardır. Bossert ve ekibi Karatepe kazılarında, dünyadaki bütün Hititologların hayali olan, aynı içerikteki çift dilli metni, Fenike yazısı ve Hitit Hiyeroglifiyle yazılmış yazıtları bulur. Bu keşif o güne kadar çözülememiş olan Hitit Hiyerogliflerinin çözümü için büyük bir adım olup, arkeoloji dünyasında, Napolyon dönemindeki Champollion’un üç dilli Rosetta Taşı keşfiyle karşılaştırılır ve onun kadar ünlü sayılarak büyük yankı uyandırır. Bossert, kazı sonrası yaptığı çalışmalarla Hiyerogliflerin çözümünde de önemli başarılar elde ederek, bu alanda dünyadaki altı bilim adamı arasında yer alır. Eşi Hürmüz ise, kazı süresince ve sonrasında, eşi Bossert’in yanında bir fotoğraf albümünhi keşfe tanıklık etmiştir.
Eşi Hürmüz Hanım’ın rahatsızlığı nedeniyle evine ve eşine daha çok zaman ayırmak isteyen Bossert, İstanbul Üniversitesindeki görevinden 1959 yılında emekliye ayrılır. Eşinin rahatsızlığını hafifletmek için, kimi zaman Büyükada’da fayton gezileri, kimi zaman kısa seyahatler ya da eş dost ziyaretleri yapar. Fakat ne yazık ki Hürmüz Hanım’ın rahatsızlığı giderek artar. Ve sonunda onu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırmak zorunda kalır.
Profesör Helmuth Theodor Bossert, 1947 yılından beri hiç yalnız bırakmayıp tüm kazılarına ve gezilerine beraberinde götürdüğü eşini, hastanede yattığı sürece de hiç yalnız bırakmaz. Gün aşırı, Cihangir Tavukuçmaz Sokaktaki evinden Taksime, oradan da Bakırköy’deki hastaneye eşine gider. 1961 yılının soğuk bir 5 Şubatında, yine eşini ziyaret etmek için evinden dışarı çıkar. Taksim meydanına varır, gezi parkının karşısındaki dolmuş duraklarına doğru yönelir. Birden ayağı kayar, düşer… Ve düştüğü yerden bir daha hiç kalkmaz.
Bossert, 1946 yılında Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki Karatepe’de Halet Çambel ve Uluğ Bahadır Alkım‘la birlikte araştırmalara girişti. 1947 yılında başlayan kazı çalışmalarına 1952 yılına değin Bossert, 1952 yılından sonra da Halet Çambel başkanlık etti.
Helmuth Theodor Bossert, Karatepe’de hem Fenike yazısı, hem Hitit hiyeroglifiyle yazılmış çift dilli (bilinguis) yazıtlar buldu; bilinen Fenike dilinin yardımıyla Hitit hiyeroglifini çözdü. Onun bu başarısı, o güne değin okunamayan yüzlerce belgenin okunabilmesini sağladı.
Bossert, Türkiye’deki bilimsel arkeoloji eğitiminin önceliğini yaptı. Araştırmaları ve yayınlarıyla olduğu kadakıda bulundu. Çok üretken bir bilim insanı olan ve 1959 yılında emekli olan Bossert 34 kitap ve 107 makale yayımlamıştır. Türk Halk Sanatı adını vermeyi düşündüğü bir kitabı da ölümüyle yarım kalmıştır.
Helmuth Theodor Bossert, Güneydoğu Anadolu’da bir Geç Hitit kalesi olan Karatepe’de kazılar yaparak Hitit hiyeroglif yazısının okunmasını sağlayan iki dilli yazıtlar bulmuştur.
Helmuth Theodor Bossert, 5 Şubat 1961 tarihinde İstanbul’da 72 yaşında ölmüştür.