Hidiv İsmail Paşa Biyografisi
19 Ocak 1863 – 26 Haziran 1879 tarihleri arasında Mısır ve Sudan Hidivi olarak görev yapmıştır.
Hidiv İsmail Paşa, 31 Aralık 1830 tarihinde Kahire, Mısır’da doğmuştur. Babası Kavalalı İbrahim Paşa, annesi Hoşyar Kadınefendi’dir. Hidiv İsmail Paşa, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunudur. Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kızı prenses Nimetullah’dan doğumuş olan Emine Fuat Tugay ressamdır. Hidiv İsmail Paşa, ilk ve orta tahsilini Kahire’de yaptıktan sonra 1846 yılında eğitim için Paris‘e gönderildi. Paris’te modern ilimler ve mühendislik tahsili yaptıktan sonra Mısır’a 1848 yılında döndü.
Birkaç defa Avrupa başşehirlerine ve İstanbul’a siyasî görevlerle gitti. Mısır valisi amcası Said Paşa tarafından 1861 yılında 14.000 askerin başına serdar tayin edilerek Sudan’daki isyanları bastırmakla görevlendirildi.
Hidiv İsmail Paşa, amcası Said Paşa‘nın 18 Ocak 1863’te ölümü üzerine Mısır valisi oldu. 1865 yılında Osmanlı padişahı Abdülaziz‘den aldığı fermanla valiliğin babadan oğula geçmesini sağladı.
Dedesi Kavalalı Mehmed Ali Paşa gibi Mısır için büyük tasarıları olan İsmâil Paşa, her şeyden önce Mısır’ı Bâb-ı Âli’nin hâkimiyetinden kurtarmak veya hiç olmazsa daha geniş muhtariyet hakları elde etmek istiyordu. Fakat dedesinin yaptığı gibi isyancı usullerle bunu başaramayacağını anlamıştı. Bundan dolayı hedefine ulaşmak için iki yol seçti. Birincisi, Osmanlı devlet adamlarına menfaatler sağlayarak imtiyaz fermanının sınırlarını genişletmek, ikincisi de Avrupalılar’a hoş görünerek onların desteğini sağlamak.
İsmâil Paşa vali olur olmaz âdet olduğu üzere huzura çıkmak için İstanbul’a gitti. Buharla işleyen özel yatını hediye ettiği Sultan Abdülaziz’i Mısır’a davet etti. Diğer devlet erkânına da çeşitli hediyeler dağıttıktan sonra İstanbul’da iyi intibalar bırakmış olarak Mısır’a döndü.
Sultan Abdülaziz’in 1863’te Mısır’ı ziyareti sırasında muhteşem karşılama törenleri, eğlence ve ziyafetler tertip ederek göze girmeyi başardı.
Hidiv ünvanı ilk olarak 2 Haziran 1866 tarihinde Sultan Abdülaziz tarafından, Keçecizade Fuad Paşa‘nın isteği üzerine Kavalalı Mehmed Ali Paşa‘nın torunu Hidiv İsmail Paşa‘ya verilmiştir. Hidiv unvanı alarak Mısır‘ın iç işlerini yönetmekte serbestlik kazandı.
Osmanlı padişahı tarafından her an sıradan bir vali gibi azledilebileceğini bildiği halde müstakil hükümdar gibi davranıyordu. 1869 yılında Avrupa’ya yaptığı seyahatte bu şekilde hareket etmişti. Avrupa basınında da Mısır’ın ayrı bir ülke olduğu yolunda yazılar yayımlanıyordu. Fransa ve İngiltere, İsmâil Paşa’yı bağımsız hükümdarlara mahsus merasimlerle karşıladılar. Milliyetçi fikirleri desteklemekle meşhur olan III. Napolyon, İsmâil Paşa’yı daha önce Sultan Abdülaziz’i misafir ettiği dairede ağırladı. Bağımsız bir devletin başkanı gibi davranarak, amcası Said Paşa tarafından Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps’e ısmarlanıp Nisan 1859 tarihinde yapılmasına başlanan ve 17 Kasım 1869 tarihinde Süveyş Kanalı‘nın açılışı için düzenlenen görkemli törenlere Avrupa‘nın önde gelen devlet adamlarını davet etti.
İsmâil Paşa’nın Avrupa seyahati Bâb-ı Âli tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Sadrazam Âlî Paşa hidive haddini bildirmek için bir ihtar gönderdi. Avrupa hükümdarlarını kendi adına davet etmekle yetkilerini aştığını, Mısır’ın Osmanlı toprağı olduğunu, hidivin Osmanlı Devleti erkânından sayıldığı için Avrupa’da hükümdarlarla yapacağı temaslarda yanında Türk elçilerinin bulunması gerekirken buna uyulmadığını, Mısır’ın ancak iç idaresinde muhtar olduğu halde hidivin Nubar Paşa’yı dışişleri bakanı tayin ederek dış ülkelerle anlaşma yapmak istemesinin de mevcut ferman hükümlerine aykırılığını hatırlattı. Âlî Paşa, hidivi kendisine verilen ferman hükümlerine göre hareket etmeye davet ettiği gibi dış temsilciliklere de Mısır’ın Osmanlı Devleti bünyesindeki statüsünün ilgili devletlere anlatılması tâlimatını verdi.
Bunlara uymadığı takdirde valilikten azledileceğini bildirildi. 29 Kasım 1869 tarihli bir fermanla hidivin imtiyazlarına kısıtlama getirildi. Buna göre hidiv 30.000 kişilik bir kuvvetten fazla kuvvet bulunduramayacak, ısmarlanan zırhlılardan vazgeçecek, Mısır bütçesini her yıl İstanbul’a bildirecek, Bâb-ı Âli’den izin almadan borçlanmayacak, yabancı devletlerle yapacağı antlaşmaları Türk elçileri vasıtasıyla gerçekleştirebilecekti. İsmâil Paşa birkaç gün tereddüt ettikten sonra ferman hükümlerine uyacağını bildirdi.
1872 yılında İstanbul’a gelen İsmâil Paşa, Osmanlı devlet adamlarına dağıttığı hediyeler ve paralar sayesinde Bâb-ı Âli’den iki imtiyaz fermanı daha almayı başardı. 28 Eylül 1872 tarihli fermanla 1869’da Âlî Paşa’nın gayretiyle getirilen kısıtlamalar kaldırıldı. Ayrıca hidive Avrupa devletleriyle dış borç antlaşması imzalama yetkisi verildi. Padişah Abdülaziz, Sadrazam Mithat Paşa’nın muhalefetine rağmen fermanı hidivin istediği şekilde yazdırdı. 10 Haziran 1873 tarihli ikinci fermanla da 1841’den beri Mısır için çıkarılmış fermanlarla verilmiş olan imtiyazların hepsi birden teyit edildi.
Hidiv İsmail Paşa‘nın Mısır‘a getirdiği en önemli yeniliklerden biri, Kasım 1866’da kurulan temsilciler meclisiydi. Ama mecliste çoğunluğu oluşturan köy başkanları gerek kırsal bölgelerde, gerek merkezi hükûmet üzerinde artan bir etkinlik kazandı. İsmail Paşa’nın kaynak sağlamak için 1871’de çıkardığı ve daha sonra kaldırdığı bir yasanın 1876’da yeniden yürürlüğe konmasında meclis önemli rol oynadı. Yasa altı yıllık toprak vergisini peşin ödeyen kişilere toprak üzerinde mülkiyet ve vergi bağışıklığı gibi haklar tanıyordu,
Sudan‘ı Mısır‘ın denetimi altına sokmak isteyen Hidiv İsmail Paşa, bu girişimi askeri ve idari bakımdan denetlemek üzere Avrupalı ve Amerikalı uzmanlar tuttu. Bu uzmanların olası entrikalara karışmayacağını umuyordu. Amacı doğrultusunda bazı ilerlemeler sağlamakla birlikte güneyde yeni bir il oluşturmayı başaramadı. Ama onun girişimleri, daha sonra bölgede milliyetçiliğin önemli hedeflerinden biri olan, Nil Vadisinin siyasi birliği düşüncesinin oluşmasını sağladı.
Hidiv İsmail Paşa on altı yıl kadar süren Mısır valiliği esnasında orduyu, donanmayı ve idarî teşkilâtı yeniden düzenledi. Orta ve yüksek dereceli okullar açtı. Gazete ve mecmualara maddî yardımda bulundu. Bulak Matbaası’nı ıslah etti. Bir millî kütüphane (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye), bir müze ve coğrafya cemiyeti kurdu. İmar faaliyetlerine hız verdi. İsmâiliye şehrini kurdurdu.
Kendi adını taşıyan sulama kanalları yaptırdı. Şeker kamışı ve pamuk ziraatına önem verdi. Tasfiye fabrikaları açtırdı. Mısır ve Sudan’da demiryolu şebekelerini uzattı. İskenderiye ve Süveyş’te dalga kıranlar ve fenerler inşa ettirdi. Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan Süveyş Kanalı da onun zamanında hizmete girdi. Telgraf şebekesini geliştirdi ve ilk resmî posta servisini gerçekleştirdi. Kahire ve İskenderiye modern şehirler haline sokuldu. Saraylar inşa edilip modern ve zengin şekilde döşendi. Opera ve tiyatrolar açıldı. Büyük şehirlerde belediyeler teşkil edildi. Avrupalılar’ın Mısır’da yerleşmesine izin verildi. Yabancı yatırımlar gelişti ve pek çok şirket ve banka kuruldu.
Mısır’ın gelirlerinin umulmadık bir şekilde artması İsmâil Paşa’nın ihtiraslarını kamçılamış, dedesi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın emellerini de göz önünde bulundurarak önce büyük bir Afrika İmparatorluğu kurmaya kalkışmış, Sudan, Habeşistan, Eritre ve Uganda’da masraflı fetih hareketlerine girişmiştir. Bütün bu işler yanında Bâb-ı Âli’den imtiyazlar koparılması ve kendisinin binbir gece masallarını andıran eğlence hayatı ve cömertliği çok para harcanmasını gerektirmiştir. İsmâil Paşa’nın bu paraları dış borçlanma yoluyla sağlamaya çalışması, Mısır’ın yabancı devletlerin ipoteği altına girmesine sebep olmuşsa da onun modern Mısır’ın teşkilinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir. Mısır kralları Hüseyin Kâmil ve I. Fuad, Hidiv İsmâil Paşa’nın oğullarıdır.
Hidiv İsmail Paşa‘nın yönetimi sırasında izlenen politikalar büyük harcamalar gerektiriyordu; bu paranın büyük bölümü Avrupalı bankerlerden sağlanıyordu. İsmail Paşa yönetime geldiğinde 7 milyon sterlin olan dış borçlar 1876 yılında yaklaşık 100 milyon sterline ulaşmıştı. Alacaklı devletlerin baskısı üzerine Düyun-ı Umumiye İdaresi kuruldu. Ama önerilen önlemlerin bazıları ülke içindeki egemenliğini sarsacak nitelikte olduğu için Hidiv İsmail Paşa bu komisyonla tam bir iş birliğine yanaşmadı. Osmanlı padişahı Abdülhamit II, bazı Avrupalı devletlerin baskıları nedeniyle Hidiv İsmail Paşa‘yı Haziran 26 Haziran 1879’da görevden aldı. Derhal Mısır’ı terketmesi istenen İsmâil Paşa önce Napoli’ye gitti, daha sonra İstanbul’a gelerek Emirgân’daki köşkünde yaşamaya başladı.
Mısır’ın idaresi Hidiv İsmail Paşa‘nın oğlu Hidiv Tevfik Paşa‘ya verildi.
Hidiv İsmail Paşa, 2 Mart 1895 tarihinde İstanbul’da 65 yaşında ölmüştür. Cenazesi Mısır’a götürüldü.