Hulusi Behçet Biyografisi
1937 yılında, bir kan damarı enflamasyonu hastalığı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet hastalığını tarif eden ilk bilim insanı olmuştur.
Hulusi Behçet, 20 Şubat 1889 yılında istanbul’da doğmuştur. Babası Ahmet Behçet’dir. Küçük yaşta annesi öldü, büyük annesi tarafından büyütüldü. Babasının Şam‘daki işleri sebebiyle ilköğrenimine o dönem Osmanlı topraklarına bağlı olan Şam da başladı. Eğitim hayatı boyunca Latince, Fransızca ve Almanca öğrendi. O dönem Osmanlı Devletinde tıp eğitimini sivil görmek yasak olması nedeni ile tıp eğitimini Gülhane Askerî Tıp Akademisinde görev yaparak tamamlamıştır. Tıp eğitimini 1904-1910 yılları arasında İstanbul’da, Gülhane Askeri Tıp Mektebinde aldı. Sonra aynı okulda 1914 yılına kadar dermatoloji ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar alanında ihtisas yaptı. Fransızca, Almanca ve Latince öğrenmiştir.
İhtisasını tamamladıktan sonra 1914 ve 1918 yılları arasında, Kırklareli Askeri hastanesine başhea aynı zamanda Dermatoloji Uzmanı olarak çalıştı. Daha sonra Tıp alanındaki bilgilerini genişletebilmek amacı ile Budapeşte’ye daha sonrada Berlin’e eğitim görmek için gitti. 1918 Ağustosunda evvela Budapeşte’de, sonra Berlin’de Charité Hastanesinde çalışmış ve 1919 Ekiminde yurda dönmüştür.
1919 yılında yurduna geri dönen Behçet, çalışmalarını bir süre yalnız devam ettirdikten sonra, 1923 yılında Haliç’de Hasköy Zührevi Hastalıklar hastanesine başhekim olarak göreve başlamış ve 6 ay sonra da Vakıf Gureba hastanesine dermatoloji uzmanlığına nakledilmiştir. Buradaki görevi sırasında şark çıbanı üzerine çeşitli çalışmalar yaptı.
21 Haziran 1934 tarihinde soyadı kanunu kabul edildikten sonra, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün arkadaşlarından olan babası Ahmet Behçet’in, parlak ve çok zeki anlamına gelen ve adı olan Behçet’i soyadı olarak almıştır.
1933 yılında, İstanbul Üniversitesi Deri hastalıkları Bölümünde Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğine profesörlüğe yükseltildi. 4 yıl sonunda da 1939 yılında, ordinaryüs profesör oldu. Hulusi Behçet, Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişidir.
25 yıllık meslek hayatındaki çalışmalarını ve bu çalışmalardan elde ettiği bulgularını 1947 yılında Cenevre de yapılan Uluslararası Tıp Kongresi’nde açıkladı. Açıklamaları ile bilinmeyen bir hastalığın etkeninin özel bir virüs olduğunu ispatladı. Daha sonra Zürih Tıp Fakültesi’nin dermatoloji profesörlerinin ve kongreye katılan uzmanların da onay vermesi sonucu Behçet Hastalığına “Mörbus Behçet” adı verildi.
Mantar Hastalıkları ile ilgili yaptığı çalışmalar için Budapeşte Uluslar arası Dermatoloji Kongresi ödülü verildi. Frengi ile ilgili yaptığı çeşitli araştırmalar içinde 1975 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülüne layık görüldü. 1975 Tübitak Hizmet Ödülü Dönemi Tıp Ödülü” ölümünden 32 yıl sonra (1980’de) Hulusi Behçet’e verildi.
Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği Arşivi adındaki dergiyi ölüm tarihine kadar yayınlamıştır. Bu dergi 1934’ten 1947’ye kadar Türkiye’deki Dermatoloji organı görevini sürdürmüştür.
1 Ekim 1996’da hatırası için gümüş para çıkarıldı.
Hulusi Behçet, 1923 yılında meşhur bir diplomatın kızı olan Refika Davaz ile evlendi. Güler adında bir kız çocuğu oldu.
Hulusi Behçet, 8 Mart 1948 tarihinde 59 yaşında İstanbul’da bir kalp krizi sonucu ölmüştür.
Toplamda 196 kitabı vardır. En Önemli Eserleri:
Emrazı Cildiyede Laboratuarın Kıyamet ve Ehemmiyeti,
Klinikte ve Pratikte Frengi Teşhisi ve Benzeri Deri Hastalıkları,
Halep Çıbanlarının Diyaretermi ile Tedavisi, Frengi Dersleri,
Memleketimizde Arpa Uyuzlarının Menşei Hakkında Etütleri,
Irsi Frengi Kliniği
Wassermann Hakkında Noktai Nazar ve Frengi Tedavisinde Düşünceler
Kitapları :
1936 – Behçet H. Frengi Dersleri.
1940 – Behçet H. Klinikte ve Pratikte Frengi Teşhisi ve Benzeri Deri Hastalıkları.