X

Jan Vermeer

Jan Vermeer

Jan Vermeer Biyografisi

Flaman ressamı Jan Vermeer, resimlerinde yumuşak ışık etkisi kullanarak, ev içi görüntülerini ve durağan kuzey Avrupa hayatını yansıtmıştır. Ölümünden iki yüzyıl sonra keşfedilse de Hollanda‘nın altınçağ sanatçıları arasında sayılır. En ünlü eseri, ”İnci Küpeli Kız”, Flaman resminin ”Mona Lisa”sı sayılmaktadır.

Jan (Johannes) Vermeer’in hayatıyla ilgilyoktur. Ancak Hollanda‘nın Delft şehrinde doğduğu ve babasının meyhane işlettiği bilinmektedir. Ayrıca sanat eserlerinin alım satımıyla da ilgilenen babasının ölümüyle aile işinin başına geçen Vermeer, 1653 yılında koyu bir Katolik olan Gounda adlı bir kızla evlendi. 11çocukları oldu. Evliliklerinin ilk yıllarında ressamlar loncasının başkanı oldu. Çalışmalarının çok uzun sürmesi nedeniyle çok az eser yaratabildi. Resimlerinin de küçük bir kısmını satmış olan ressam, öldüğünde eserlerinin büyük bir kısmı ailesinin elindeydi. 15 Aralık 1675 yılında öldü. Yaşarken de geçim sıkıntısı çeken ressam, öldüğünde de ailesine, alacaklılardan ve iflastan başka bir şey bırakamadı. Sanatçının atmışa yakın eserini imzalamış ancak sadece ikisine tarih atmıştır( ”Muhabbet Tellalı” (1656) ve ”Astronom” (1668)isi bu iki resime göre tarihlendirilmiştir. Aldığı eğitim konusunda da kesin bilgiler olmayan sanatçının Rembrandt‘ın öğrencisi olan Carel Fabritius‘tan ders aldığı sanılmaktadır.

”Muhabbet Tellalı” adlı eserinde kullandığı sıcak renkler ve çarpıcı ışık-gölge etkisiyle 1650‘lerin Rembrandt okulu geleneğine bağlı gibi görünse de daha çok İtalyan ressam Caravaggio‘nun uslubuna yakındır. Kullandığı renkler göz önüne alınınca ”Muhabbet Tellalı”ndan önce yapıldığı düşünülen iki eserden, ”Evdeki İsa”, Hollanda da o dönemde yaygınlık kazanan Caravaggio etkisini gösterir. Ayrıca ”Diana ve Arkadaşı” adlı eserinde mitolojiyi sıkça kullanan İtalyan resim üslubuna bir gönderme vardır. Bu eser, mitolojiyi kullandığı tek resmidir.

Sanatçı, çoğunlukla ev içi sahnelerini resmetmiştir. Resimlerinde konu olan bu sakin ve sessiz ev büyük olasılıkla ressamın kendi evidir. Hollandalı ressamların açık hava resimlerine olan yoğun ilgisine rağmen Vermeer, birkaç Delft manzarası dışında ev içi sahnelerinden vaz geçmemiştir. Nesneler ve kapalı, loş odaların atmosferi, ressamı daha çok ilgilendirdi. Çağdaşları daha çok açık hava resimlerine ilgi duyarken, o evinde kendisine olağanüstü bir dünya kurabiliyordu. Figürlerinde ve nesnelerdeki duyguyu çarpıcı bir şekilde izleyiciye geçirebiliyordu. Konuları arasında günlük hayatın sıradan olayları vardı; müzik dersi, mutfak, mektup okuyan karısı ve kendi atölyesi gibi sahnelerde sessizliğin büyüsünü ve ışığın gizemini yansıttı.

Onun resimlerinde her nesne ayrı bir ruh ayrı bir kişilik kazanır. Bir meyve sepetinin, bir iskemlenin ya da bir halının; ışık, renk, leke gibi değerlerle kusursuz verilişi, dokunun gerçekçiliği, kıvrımların yumuşaklığı resimlerinin gerçek anlamını oluşturmaktadır. Işığın r Flaman ressamlarından ayırır. Resimleri sadece perspektif ve gölgelendirme açısından mükemmel olmasının yanı sıra zaman, varoluş, nesnelerin doğası gibi felsefi konuları da irdeler.

15.yüzyıldan gelen Flaman resim geleneğinin öğelerini resimlerinde ustalıkla öğütmüş olan Vermeer, doğduğu ve yaşadığı şehir olan Delft’de 1675 yılında ölmüştür. Onun resmi, 17.yüzyıl Hollanda resminin en çarpıcı ve başarılı yansımasıdır ve ancak 19.yüzyıl sonlarında keşfedilen bu ressam, kendinden sonra gelen pekçok diğer sanatçıyı derinden etkilemiştir.

Kategoriler: J
Benzer Biyografiler