X

Jean Baptiste Camille Corot

Jean Baptiste Camille Corot

Jean Baptiste Camille Corot Biyografisi

Fransız Realist Ressam.

Jean Baptiste Camille Corot, 16 Temmuz 1796 tarihinde Fransa’da Paris’te doğmuştur. Ticaretle uğraşan ailesi durumları iyi olmakla birlikte onunda ticaret hayatına atılmasını istiyorlardı. Bu nedenle tahsilini de bu yönde yaptırdılar. Jean Baptiste Camille Corot, 26 yaşında babasına karşı çıkarak küçük yaştan beri heves ettiği resim sanatına yöneldi. John Constable’in eserlerinden ve O’nun genç ressamlara söylediği: «Doktrin ve sistemlere bağlı kalmayın, kendi yetenekleriniz, kendi usullerinizle ilerleyin» sözünden etkilendi ve bu yolu izledi.

26 yaşından sonra aynı şehirde ressam Achille Etna Michallon’nun yanında öğrenim gördü. Achille Etna Michallon’nun ölümünden sonra (1822) Paris’te Jean Victor Bertin’in atölyesine girdi. Tabiat manzaraları çizmeğe başladı. Daha sonra kuzey Fransa’da, Normandiya’da, Fontainebleau ormanında, Ville’d Avray’da çalıştı. Bugün Louvre müzesinde bulunan, 1825’te yaptığı kendi portresinden de anlaşılacağı gibi Corot’un kişiliği o sıralarda belirmeğe başlamıştı.

Kendi portresi – 1825

Jean Baptiste Camille Corot, 1825-1828 yılları arasında İtalya’ya giderek Roma, Napoli ve Venedik’te kaldı. Burada sanatın ustalık yönünü iyice öğrendi, birçok peyzaj ve kompozisyonlar meydana getirdi. Ancak bu herhangi bir ekolün etkilerinden ve tarihi peyzaj tarzlarından uzak eserlerini sergilemeye cesaret edemedi; buna karşılık ciddî ve ağır peyzajlarını büyük sergilere göndermeye devam etti.

Corot, resim sanatını hiçbir ustanın etkisinde kalmadan ve kimseden yardım görmeden ilerletti.

Paris’e döndükten sonra 1881 devlet sergisine İtalya’da başlanılmış, atölyede bitirilmiş birkaç peyzajla katıldı, 1833 sergisinde teşhir ettiği Fontainebleau Ormanından Bir Manzara adlı tablosu ikincilik madalyasını kazandı. Fontainbleau Ormanı ve Normandiya, İsviçre’de Morvan yakınlarında eserler verdi. Corot, atölye içinde çalışarak resim yapma geleneğini kırdı ve tabiat karşısında aldığı notları yine tabiat karşısında geliştirdi.

Fontainbleau Ormanı adlı tablosu – 1833

1834 yılı Haziranında ilkin Cenova’da sonra Toscana bölgesinde çalıştı. Burada meydana getirdiği Volterra peyzajlarında, sanatına, tekniğine tamamiyle hakim görülür. Tabiat yorumlarındaki güçlü kişiliği, resim teknik ve işçiliğindeki büyük ustalığıyla dikkati çeker. Sonraki yıllarda Fransa’nın değişik bölgelerinde gezdi.

1843 yılında tekrar İtalya’ya giden Jean Baptiste Camille Corot, Cenova, Floransa, Venedik ve Lombardia göllerinde dolaştı; Torino, Cenova, Roma ve Roma’nın kırsal bölgelerinde birçok manzaralar yaptı. Fırçasının tekniği sakin ve akıcıydı. Eserlerindeki en önemli özellik ışıktı; fakat Corot, bu «gizli» tekniği göstermeye cesaret edemedi. Paris’e dönünce Provence ve Languedoc’da peyzajlarındaki ışık anlayışını geliştirdi.

Corot’nun manzaralarının yanı sıra, son derece başarılı portreleri (Kitap Okuyan Kadın; İncili Kadın; vb.) ve konusu mitolojiden alınma büyük kompozisyonları (Su Perilerinin Dansı;vb.) konu alan eserleri vardır.

Corot, kendisi hakkında olan ilk başarılı yorumları «resmi» (Baudelaire) tabloları ile elde etti. Eugene Delacroix O’ndan: «Gerçek bir sanatçı» diye bahsediyordu. 1848 yılında, diğer ressamlar Corot’u Salon’daki serginin jürisine çağırdılar; 1849’da 1826 yılında yaptığı «Küçük Colosiumwu», 1852’de de «La Rochelle Limanı» adlı eserini sergiledi.

La Rochelle Limanı adlı tablosu – 1851

Artık yavaş yavaş benliğini ortaya koymaya başlıyordu. Fakat hala mahcup bir çocuk gibi tam anlamıyla açılamıyordu. Buna rağmen bu sergilerinden sonra kendisinden Fransa’nın tek büyük manzara ressamı; herhangi bir okul tarzını, hatta tabiatı bile taklit etmeyen ve taklit edilemeyen ressam diye bahsedilmeye başlandı.

Daha sonraki yıllarda Constant Dutilleux ve Charles-François Daubigny ile çalıştı; Alfred Robaut’u tanıdı (Alfred Robaut, ileriki yıllarda Corot’un biyografisi ile eserlerinin kataloğunu hazırladı); Hollanda’ya bir seyahat yaptı ve Fransa’ya döndükten sonra kız kardeşinin ailesi ile beraber uzun bir süre Ville d’Avray’da oturdu.

Manzara resmi yani peyzaj yapmak, sanatçının yaşamının en yüce tutkusuydu. Resim yapmaktan hiçbir zaman yorulmadı. 1850 yıllarından sonra sanatçı ilk başarılarını elde ederek kendini tanıtmaya başladı.

1855 yılında III. Napolyon, Evrensel Sergi’den Corot’un «Marcoussis’in Anısı» adlı eserini satın aldı. «Emziren Kadın» adlı tablo da yine Corot’un on yılda kendi gizli atölyesinde yaptığı harikulade eserleri ise sergiye kabul edilmemişti. Daha sonra yeni üslûbunu geliştiren sanatçıya kimi zaman herhangi ufak bir şey – bir kitap veya bir hercaî menekşe – ilham kaynağı oluyordu; böylelikle sanatçı «Ateliers» ve «Liseuses»leri meydana getirmeye başladı.

Corot’ya göre insan ile toprak arasında bir fark yoktu; insan figürü sonsuz bir peyzaj gibiydi. Sonraki yıllarda «Mantes Köprüsü», «Marissel Kilisesi», «Douai Kulesi» adlı eserlerini verdi.

1856 yılında Villed Avray Kilisesi için dört büyük duvar resmi yaptı.

Hiçbir şey Corot’u resimden koparamadı; 1830, 1848 ihtilallerinin farkına varmadığı gibi 1870 ihtilaline de aldırmadı. Adı etrafında çevrilen dümenlere aldırmıyordu. Hatta bu durum O’nu rahatsız etmekten çok eğlendiriyordu. Kendine ait güzel şeyleri kıskançlıkla saklıyor, onları hiçbir zaman kopamayacağı yaşamının parçaları olarak kabul ediyordu.

Aynı zamanda iyiliksever bir insandı: İyi «Corot Baba», Evsiz ve kör olan karikatür ustası Honore Daumier’e Hollanda’da Anvers’de bir ev satın aldı. Ressam Jean-François Millet ölümünden sonra yoksulluk içindeki ailesine yardım ettiği gibi, modellerine de sık sık çeyiz parası verdiği görüldü. Bazı değersiz veya başarısız ressam arkadaşlarının tablolarını düzelterek imzalardı. Bu eserler Corot’un tabloları diye satılırdı.

1874 de tertip edilen sergide kendisine verilmesi gereken altın madalyanın Jean-Leon Gerome’a verilmesi, yaşlı ressam üzerinde tepki yarattı. Ömrünün son zamanlarını kendi kabuğuna çekilerek geçirdi.

«Banyodaki Venüs», «Mavili Kadın» ve aydınlık bir tablo olan «Sens Katedrali» adlarındaki yapıtlar, usta ressamın son eserleridir.

Sens Katedrali adlı tablosu – 1874

Amansız bir hastalık ünlü sanatçının yakasına yapışmıştı. Corot, kendisine yapılmış haksızlıkları telafi etmek amacıyla altın bir madalya hazırlamış olan hayranlarıyla arkadaşlarının verdiği ziyafete güçlükle katıldı.

Hastalığı günden güne ağırlaşan Jean Baptiste Camille Corot, 22 Şubat 1875 tarihinde Paris, Fransa’da 79 yaşında ölmüştür.

Mavili Kadın adlı tablosu – 1874

Tarihçiler, onun çalışmalarını periyotlara bölmüşlerdir. Tarihçilere göre erken dönemindeki işleri geleneksel, sıkı, ince fırça kullanımı, açık hatlar ile tanımlanır. İkinci döneminde metodunda değişikliğe giderek, odak noktasını daha çok açık tonlar ile şiirsel güce yöne doğru kaydı. Yaşlılık döneminde ise eserleri daha lirik ve daha çok empresyonist bir yöne kaydı.

Kendi portresi – 1835 Ressam.

Kategoriler: J
Benzer Biyografiler