X

Josef Stalin

Josef Stalin

Josef Stalin Biyografisi

1922 yılından 1953‘e kadar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği‘nde parti liderliği ve en yüksek mevki olarak görülen Genel sekreterlik yapmış, Bolşevik İhtilali‘nde önemli rol üstlenmiş ve II. Dünya Savaşı‘nda savaşın gidişatını değiştirmiş Gürcü siyaset adamı. Lakabı olan “Stalin” Rusça’da çelik anlamına gelmektedir.
Asıl adı İoseb(Yusef)Vissarionovich Cugaşvili olan Josef Stalin, 18 Aralık 1879‘da Gori‘de doğdu. Stalin’e ait erken dönem kaynaklarının azlığı nedeniyle çocukluğu hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Annesinin sosyoekomonik statüsünün köle olduğu bilinmektedir. Babası ise kendi iş yerine sahip bir ayakkabıcıydı. Babasının sert bir mizaca sahip olduğu ve bu yüzden Stalin’nin zor bir çocukluk dönemi geçirdiği söylenmekte. 1888 yılında Gori’de eğitimine başladı. Okulda eğitim Rusça olduğu ve Stalin’nin ana dilinin Gürcüce olmasından dolayı hem eğitim hayatında hem de arkadaşları ile olan sosyal yaşamında zorluklar yaşadı. 1894‘de bu okuldan yüksek akademik başarıyla mezun oldu ve aynı yıl Tiftis‘de ilahiyat eğitimine başladı.

1895 yılında Çarlık Rusyası‘na karşı kurulmuş Marksist gizli bir kuruluşa girdi. 1898 yılına kadar olan dönemde Marksist düşünce gruplarıyla birllikte Karl Marx ve Friedrich Engels‘in manifestoları üzerinde çalıştı. Aynı yılın Ağustos ayında bu grupları birleştirmek için programlar hazırlamaya başladı ve Gürcistan Sosyal Demokrat Organizasyonu‘na katılarak burada Ketshoveli ve Tsulukidze ile birlikte çalışmalarına devam etti. Burada yasal yollardan bir devrimin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine dair ilk muhalefet grupları oluşmaya başlamıştı.

29 Mayıs 1899‘da Marksist gruplarla olan çalışmalarından dolayı Stalin okuldan uzaklaştırıldı. 28 Kasım 1899‘da Tiftis Fizik Gözlemevi’nde çalışmaya başladı. Stalin, Ketshoveli ve Tsulukidze’nin önderliğinde toplantılarına devam eden grup, propoganda amaçlı bildiriler yayınlamaya ve örgütü büyütmeye devam ediyorlardı. Rusya Sosyal Demokratik İşçi Partisi‘nin liderleri konumundaydılar.Yaptığı çalışmalar nedeniyle kalmakta olduğu Tiftis Fizik Gözlemevi’ne polis baskını yapılması yüzünden buradan ayrılarak gözden kayboldu.

Eylül 1901‘de devrimin bir kanadını oluşturmak üzere Marksist düşünce ağırlıklı Brdzola adlı dergiyi Bakü‘de çıkarttı. Ardından aynı gazetenin 2. ve 3. sayılarında “Rus Sosyal-Demokrat Partisi ve Acil Karaları” adlı bir makale yazdı. 31 Aralık 1901‘de Stalin, organize ettiği bir yılbaşı partisi görünümünde gizli bir konferans düzenleyerek çalışmalarını tanıttı.11 Kasım 1902‘de Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Tiftis komitesine seçildi. Aynı yıl komite Stalin’i Sosyal Demokrat organizasyonlar için Batum‘a gönderdi.

1902 yılında Batum’daki faaliyetleri arttı. Burada işçi gruplarını kendi tarafına çekerek düşüncelerini yaydı. 9 Mart 1902‘de Batum’da Stalin’nin organize ettiği ve liderliğini yaptığı politik gösteride 6000’i aşkın değişik iştetmelerde görev alan işçiler ve zarara uğramış 300’ün üzerinde çalışan polis kuvvetleriyle karşı karşıya geldi. Çarpışmada birçok gösterici yaralandı ve öldü. Aynı gece Stalin kendi manifestosunu yazdı. 12 Mart’ta yine Stalin önderliğinde, göstericiler 9 Mart olaylarında kaybettikleri arkadaşları anısına bir yürüyüş düzenleyip cenazelerini kaldırdılar. Stalin bu olaylardan dolayı 6 Nisan 1902‘de Batum’da mahkum edildi. 6 Nisan 1902‘den 19 Nisan 1903‘e kadar burada hapis yattığı halde Batum’daki faaliyetlerine devam etti. 19 Nisan 1903‘de Kutais‘e transfer edildiğinde burada yatan siyasi suçlularla Leninist-Iskra ideolojileri üzerine propaganda faaliyetlerini sürdürdü.

1903’de Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Kafkas Birliği 1.İşçi Kongresini düzenledi. Stalin bu sırada hapiste olmasına karşın kongrede Kafkas Birliği Komitesi’ne seçildi. 1904 yılına gelindiğinde partide bolşevik ve menşevik gruplanmaları artmıştı. Kendisi bolşevik komitesinin başına geçti. İlk kez 1902’de yapılan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin 2. Kongresi’nde Lenin ile aynı görüşü savunanlar kongrede çoğunluğu sağlamışlar ve bunlara çoğunluk anlamına gelen “Bolşevik” tanımı getirilmişti. Azınlıkta kalan grup “Menşevik“ler ise Plehanov‘un önderliğide oportünist fikirleri temsil eden grup olarak bolşeviklerin karşısında yer aldılar.

Stalin, Vladimir Lenin‘nin doktrinlerine bağlı kalmıştı. 1907‘de Stalin ve Lenin, Londra’daki 5. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Kongresi‘nde komünist devrim düşüncelerini birleştirici bir üstünlük sağlamak amacıyla Bolşevik Partisi’nde kullanmıştı.

1904‘ten 1907‘ye kadar Proteryal Brdzola gazetesine makaleler yazmaya devam etti. 1903 yılında ilk eşi Ekaterina Svanidze ile evlendi. Evliliklerinin 4. yılından ölen Svanidze’den bir oğlu olmuştu. 1905 yılının Şubat ayında Kafkas Birliği Komitesi’nin Bolşevik ve Menşevik Tiftis Komitesi olarak bölünmesinden sonra yeni bir form vererek Bolşevik Komitesi’ne katıldı. 13 Şubat 1905‘de Bakü’deki Tatar- Ermeni kıyımı üzerine “Long Live International Fraternity!”(Çok Yaşa Ulusal Kardeşçilik!) adlı makalesini yayınladı. Bunun üzerine Tiftis’de kıyıma karşı birçok protesto yürüyüşü yapıldı. Aynı yılın Kasım ayında 4. Bolşevik Konfesansı’nda Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Kafkas Birliği ile ilgili konferans verdi. 1906 yılının Kasım ayı ile 1908 yılının Mart ayları arasında Bakü’de işçilerin katıldığı bir konferansta şirketlerin çalışanların haklarını güvenceye alan koşullar getirlmesi ile ilgili bir konferans verdi.

Bu sırada sürgün hayatı devam etmekteydi. 1909 yılının Ocak ayında Vologda hapishanesine transfer edildi. Solvychegodsk‘a gönderilirken hastalandı ve hastaneye kaldırıldı. Bundan yararlanarak hapishaneden kaçtı. Bir süre St.Petersburg‘da kaldı. Gizlice Bakü’ye geçerek çalışmalarına devam etti.

1910 yılının başlarında partinin merkez komitesine temsilci olarak atandı. Tekrar yakalanarak Bailov Hapishanesi’ne gönderildi. Bu dönemde Lenin ile yazışmalarına devam ediyordu. 1912 yılının Ekim ayında St. Petersburg idare komisyonunda, seçimlerde oy kullanacak işletmecilere karşı Stalin önderliğinde bir protesto yürüyüşü düzenlenmesine karar verildi. Yine aynı ay Lenin’e ” Mandate of The St.Petersburg Workers” adlı bir bir yazı gönderdi. Yapılacak ihtilalin sinyalleri verilmeye başlanmıştı. 1917 yılında “Pravda” adlı komünist gazetenin editörü oldu. Lenin’de Bolşevik tarafının lideri konumuna geldi. Ardından Nisan ayında yapılan Merkez Komite seçimlerinde üçüncü en yüksek oyu alarak partinin liderlerinden biri konumuna getirildi. 7 Kasım devriminde partide önemli bir role sahipti. 1917 Temmuz ayında Lenini’nin tekrar sürgüne gönderilmesinden dolayı Sverdlov ile birlikte partinin yönetimini üstlendi.

Çarlık Rusyası’nda Gregoryen takvime göre 25 Ekim 1917‘de, Miladi takvime göre 7 Kasım 1917‘de Petrograd‘daki Kışlık Saray’ın Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin eline geçmesiyle Sovyetler Birliği’nin kurulmasına yol açan devrim gerçeklekleştirildi. Bu sosyalist devrimin nedenlerinden biri olarak Çanakkale Zaferi gösterilmektedir. Bu zaferden sonra Çarlık Rusya’ya İtilaf devletlerinden yardım gönderilmeyecekti ve bu da ekonomik bir açıdan bir çöküşün göstergesiydi. İşçiler ve köylüler üzerinde yapılan propagandalar ile ayaklanmalar başgösterdi. Bu ayaklanama ilk olarak Potemkin Zırhlısı’ndaki deniz kuvvetleri tarafından çıkartıldı. Ancak bu yapılacak değişikliğin başlangıcı olarak ifade edilir. Bu devrimden sonra Stalin, Lenin başkanlığındaki Sovyet hükümetinde Milliyetler Halk Komiseri oldu.

1922 yılında partinin Genel Sekreteri oldu. Aynı yılın Şubat ayında Tsuyurupa ile birlikte bir grup bilim adamının Sovyet sınırları içinde çalışmalarına devam edebilmesi için enstitüler açılmasını sağladı. Aynı dönem Kızıl Ordu’nun Gürcistan kolunun güçlenmesi için çalışmalar düzenledi. 13 Temmuz 1922‘de Lenin’nin sağlığının bozulması üzerine Gorki’ye onu ziyarete gitti. 21 Ocak 1924‘de Lenin’nin ölümünden sonra parti içinde bazı bölünmeler başladı. Troçkizm ve Stalinizm akımları ortaya çıktı.

En büyük mücedelerinden birini Troçki‘ye karşı vermiştir. Enternasyonel devrimi savunan Troçki’nin Marksist yönü daha fazla ağır gelmekteydi. Stalin’nin iktidara gelmesiyle ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. 1929 yılına gelindiğinde SSCB‘nin başındaki en güçlü adam konumundaydı. Aynı yıl “Kollektivizm” yani tarım ve sanayi ürünlerini kamulaştırılması sürecine girilmiştir. 1928 ile 1936 yılları arasında ayrıca planlı ekonomi ve endüstrileşme uygulamaları ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde köklü değişimlerin gerçekleşmesini sağladı.

II. Dünya Savaşı başladığında partideki liderliği devam ediyordu. Aynı anda hem parti liderliği, hem hükümet başkanlığı hem de Sovyet orduları başkomutanlığını yürüttü. 19 Ağustos 1939‘da Stalin, Nazi Almanyası ile Molotov-Ribbentrop Anlaşması‘nı imzaladı. Bu anlaşmaya göre ülkeler arasında karşılıklı savunma ve tarafsızlık ilkeleri tespit edildi. 1941 yılında Hitler‘in saldırması sonucunda Sovyet Rusya bu sefer müttefiklerin yanında yer aldı. Müttefikler arasında en çok kayıp veren olmasına rağmen Sovyetler Birliği Nazi Almanyası’na karşı zafer kazandı.

Stalin’nin Slavlaştırma politikalarının en büyük etkileri 1944 yılında Kırım Tatarlarının sürgüne gönderilmesiyle oldu. Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Reisi ve milliyetçi lider Veli İbrahim‘in 1928’de idam edilmesiyle, onun çizgisinde olduğundan şüphelenenlere karşı büyük bir imha kampanyasına girişilmişti. II. Dünya Savaşı’nda Alman- Sovyet Savaşı’nın başlamasıyla Alman birlikleri Sovyetler Birliği’nin batı kesimlerini işgal etmeye başlamıştı. Stalin yönetiminde ezilmiş Kırım Tatarları bunu bir kurtuluş şekli olarak görmüş ama daha sonra Alman yönetiminin buna izin vermeyeceği anlaşılmıştı. Stalin 11 Mayıs 1944‘de Kırım Tatarları’nın sürülmesine karar verdi. Sürgünde birçok insanın ölümüyle sonuçlandı.

21 Ağustos 1942 ile 2 Şubat 1943 tarihleri arasında meydana gelen Stalingrad Savaşı, II. Dünya Savaşı için dönüm noktalarından biriydi. Nazi Ordusu ile Kızıl Ordu’nun arasında geçen bu kanlı savaş sonucunda Sosyalist Rusya galip geldi. Ardından 4-11 Şubat 1945 tarihinde yapılan görüşmelerde Stalin, Roosevelt ve Churchill ile birlikte Livadiya‘da bir araya gelerek Yalta Konfesansı‘na katıldı. Birleşmiş Milletler Örgütünün kurulacağının belirlendiği bu konferansta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, 1905‘te kaybettiği topraklarla birlikte Kuril Adaları’nın (Çişima adaları) kendisine geri verilmesinin sağlanması karşılığında Almanya’nın teslim olmasından üç ay sonra Japonya’ya müdahale etmeye söz vermiştir. Stalin dünya barışı için ideolojik olarak karşı olduğu iki insan Roosevelt ve Churchill ile bir araya gelmiştir.

1 Mart 1953‘de Lavrenty Beria, Georgi Malenkov ve Nikolai Bulganin ile son yemeğini yedikten sonra rahatsızlanmış ve vücudunun sağ tarafına felç gelmiştir. 5 Mart 1953 tarihinde 74 yaşındayken beyin kanamasından vefat etmiştir. 9 Mart’da yapılan cenazesinde büyük kalabalık toplanmış ve izdiham yaşanmıştır. Vücudu 31 Ekim 1961‘de Lenin’s Mausoleum‘da koruma altına alınmıştır.

Kategoriler: J
Benzer Biyografiler