Recep Bilginer

Recep Bilginer Biyografisi

1960 sonrası Türk tiyatrosunda tarihi, sosyal ve siyasi konulardaki eserleriyle tanınmıştır.

Recep Bilginer,15 Mayıs 1922 tarihinde Adana’da doğmuştur. Tatarağası (Osmanlı posta hizmetleri) unvanlı bir ailenin çocuğudur. Ailesi ile beraber Adana’dan Konya’nın Beyşehir ilçesine göç etti. İlkokulu Adana’da, ortaokul ve liseyi Konya okudu. 1940 yılında Konya Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Gazetecilik Enstitüsü‘ne devam etti.

Yayın hayatına şiirle başladı. 1945 yılında Eskişehir’de çıkan günlük Eskişehir gazetesinde köşe yazılarıyla adının duyulmasını genişletme yanında 1946 yılı ortalarında Söz Milletin adlı siyasî sabah gazetesini çıkarmaya başladı. Eskişehir’de genç bir grupla birlikte çıkardıkları Türk’e Doğru ve Bozkır adlı edebiyat dergileri yanında, kendi adına Düşünce dergisini de çıkardı.

Mezuniyetinden sonra, devrin en ünlü gazetesi olan Vatan Gazetesinde gazetecilik mesleğine başladı. 1947 yılında istanbul’da göreve başlamasının ikinci günü Eskişehir’deki Söz Milletin gazetesinde yayınlanan bir şiirinden dolayı İstanbul’da tutuklandı. Hapishane izlenimlerini Utanç Dünyası adlı piyesinde anlattı. Bu piyesten dolayı 1970 yılında kendisine “ en iyi yazar ödülü “ verildi. Recep Bilginer ayrıca Hapisliğim adlı demokratik hayata geçişin sancılarını yaşayan bir toplumun aydını olmanın ve suçlular psikolojisi ve davranışlarının ne olduğunu ortaya koyan bir eser yazdı.

Recep Bilginer, Akın ve Tasvir gazetelerini çıkarttı. Düşünce ve Yeni Çağ isimli dergileri de çıkartan yazar, edebiyata şiirle başlamış, bunu tarihsel oyunlar izlemiştir.

1947 yılında bir yazısından dolayı üç ay tutuklu kalmış, anılarını Hapishane Penceresi adlı kitabında toplamıştır.

1946 yıılında Demokrat Parti’ye katıldı. Demokrat Partisine girdikten sonra 1950-1955 arasında İstanbul Şehir Meclisi Daimî Encümeni’nde üyelik ve 1954 yılında Yönetim Kuruluna girdiği Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde kırk yıl süreyle genel sekreterlik ve başkan yardımcılığı yaptı.

Tiyatro Yazarları Derneğinin kurucularından olan Recep Bilginer, derneğin uzun süre Genel Sekreterliğini, 1996’dan ölümüne kadar da Tiyatro Yazarları Derneği Başkanlığını yaptı. 1978-2002 yılları arasında UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, 1985-1991 yılları arasında da İLESAM Kurucu Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulundu.

1989-2000 yılları arasında Atatürk Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşu Atatürk Kültür Merkezinin Bilim Kurulu ve Yürütme Kurulu Üyeliklerini yaptı.

1961-1963 yılları arasında günlük Hakikat-i Tasvir gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede yaptığı çalışmalar, “gazetenin köşe yazarlığından sayfa sekreterliğine kadar işlerini büyük ölçüde üzerine alan bir patron oluşu” nedeni ile, birçok kimsenin hayranlığına yol açtı. Bu gazete kapandıktan “Ekspres”, “Son Havadis” gazetelerinde köşe yazarı vb olarak çalıştı.

Edebiyata şiirle başlayan Recep Bilginer tiyatro oyunları da yazdı. 1982 yılında televizyon dizisi olarak filme çekilen “Parkta Bir Sonbahar Günüydü” (1976); İlhan İskender En Başarılı Oyun Yazarı Armağanı’nı kazandığı “Utanç Dünyası” ve 1980 TDK Tiyatrdülü’nü aldığı “Yunus Emre” oyunu sahnelenen çok sayıdaki oyunlarından birkaçıdır.

Recep Biginer’e ait oyunlar Devlet Tiyatroları’nda sık sık canlandırılmaktadır. Ayrıca “Sarı Naciye” adlı eseri sinemaya da uyarlanmıştır.

Pek çok şehirde “İnsan Atatürk” konulu konuşmalar yapmış, köşe yazıları, tiyatro ve senaryo yazıları, ile halka yararlı olmayı amaçlamıştır.

Yazılarından seçmeleri “Zenginler Hükümeti” adıyla yayımladı. “İnsan Bir Düşüncedir”, “Yüreğini Sıcak Tut”, “Hapiste Bir Gazeteci”, “Eşrefoğulları”, “Manas Destanı” diğer yapıtlarının başlıcalarıdır. “Bir Zamanlar” adlı bir de şiir kitabı vardır.

Yunus Emre İlme Hizmet Vakfı Ödülü ve Türk Dil Kurumu Oyun Ödülü sahibi olan yazarın, bazı oyunları Devlet tiyatrosu ve şehir tiyatroları tarafından sahneye konmuştur.

1998 yılında Kültür Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.

Toplumsal aksaklıkları, köylülerin sorunlarını. Güney Anadolu köylerinde yaşananları anlatmıştır. Yapıtlarında konu olarak toplumdaki aksaklıkları seçmiş, daha çok, köylülerin sorunlarını dile getirmiştir. Oyun yazarı olarak ün kazanmasında “Gazeteciden Dost” adlı oyunun rolü büyüktür. Oyunlarında konular daha çok Güneydoğu Anadolu’da geçer. Gerçekçi bir anlatımı vardır.

Kendi oyun yazarlığı hakkında şu ifadeleri kullanmıştır:

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gif“Oyunlarımda ele aldığım konular genellikle toplumsal yapımızla ilgilidir. Oyun kişilerimin sorunları hep çevremizde seyreden sorunlardır. Ve oyun kişilerim de yine çevremizin insanlarıdır.”

Gazetecilik ve siyasi yaşamındaki anılarını topladığı “Üç İktidar Üç Hayal Kırıklığı” adlı kitabı ölümünden sonra yayınlanmıştır

Recep Biginer, üç kez evlendi. Merhum İclâl Hanım (oğlunun ve kızının anneleri), merhum Mahpeyker Hanım’dan sonra, Maliye Bakanlığı Gelirler Başkontrolörü Gülsen Güngör-Bilginer ile evlenmiştir. Oğlu merhum Engin Bilginer, Tülay Bilginer (Kopkiman) adında bir kızı vardır.

Recep Bilginer, 17 Haziran 2005 tarihinde bir konfreransa katılmak için gittiği Ankara’da 83 yaşında ölmüştür. Mezarı İstanbul, Zincirlikuyu’dadır.

Recep Bilginer’in ilk eseri Beyşehir ve Eşrefoğulları başlıklı bir uzak tarih incelemesidir. Son eseri ise Üç İktidar Üç Hayal Kırıklığı adını taşıyan yakın tarihin olay ve kişileriyle ilgili bir özel tarih denemesidir.

Ona göre tiyatro, şiir, roman söz sanatıyla toplumdaki kötülüklere hücum etme sanatıdır.

Ödülleri:
1969 – İlhan İskender En Başarılı Oyun Yazarı Armağanı
1976 – İlme Hizmet Vakfı Yunus Emre Büyük Ödülü
1980 – TDK Tiyatro Ödülü
1989 – Kültür ve Turizm Bakanlığı En iyi Tiyatro Yazarı Ödülü
1993 – Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü

Eserleri :
Tiyatro:
1962 – Gazeteciden Dost,
1968 – Utanç Dünyası
1964 – İsyancılar,
1965 – Ben Devletim,
1972 – Sarı Naciye,
1976 – Parkta Bir Sonbahar Günüydü,
1976 – Yunus Emre,
1976 – Mevlana Aşık ve Maşuk,
1985 – Karım ve Kızım,
1987 – Kıskanç
1988 – Oyun Bitti
1989 – Sevgi ve Barış,
1990 – Sevdiğim Adam,
1994 – Ben Kimim
1997 – Savaştan Barışa Aşktan Kavgaya,
1999 – Lâle Bahçesinde Bir Şair,
2000 – Sırat Köprüsü,
2001 – Utanç Dünyası,
2003 – Cihan Padişahının Kalp Ağrıları,
Son Misafir

Şiir:
1983 – Bir Zamanlar

Deneme:
1983 – Soruların Gündeminde (?),
1983 – Unutulmasınlar Diye (?),
1983 – İnsan Bir Düşüncedir,
1984 – Yüreğini Sıcak Tut,
1988 – Zenginler Hükümeti
1998 – Hapiste Bir Gazeteci,
Opera:
2001 – Manas Ölümsüz Kahraman
Anı :
1947 – Hapishane Penceresi
1947 – Hapisliğim
2005 – Üç İktidar Üç Hayal Kırıklığı

Roman :
1980 – Politikada Bir Sarı Çizmeli
1993 – Zaferden Sonra
2002 – Cihan Padişahı’nın Kalp Ağrıları
2005 – Arkamdaki Ayak Sesleri

Belgesel :
Mavi Tango (kızı Tülay Bilginer’le, belgesel),

İnceleme :
1945 – Beyşehir ve Eşrefoğulları

Gazete Yazıları :
1984 – Yüreğini Sıcak Tut

Oyunlarından bilgilendirme:
Sarı Naciye” adlı oyunu, töreye aykırı biçimde bitişi bakımından önemlidir. Sarı Naciye: Aile dramını anlatır. Kardeşi Osman ve bir gözü kör olan, Kör Hasan isimli babasının Çukurova’ya gitmesi üzerine Sarı Naciye’nin hayatı değişir. Irgat toplamaya gelen elçiyle aşk yaşarlar. Olaylar bunun üzerine devam eder.

Parkta Bir Sonbahar: İleri yaştaki insanların da evlenip mutlu olabileceğini anlatan bir oyundur.

Ben Kimim: Aile dramını konu alan bir oyundur.

1947 yılında İstanbul’da Tutuklanmasına sebep olan şiiri :

Yağ çıkarır bal çıkarır yiyemez
Bayramda da yeni bir şey giyemez
O derdini kimselere diyemez
Milletimin efendisi işte bu.
Bir gün onu bir jandarma çağırdı
İşitmedi çünkü biraz sağırdı
Bir ses ona eşşek diye bağırdı
Milletimin efendisi işte bu
Hükümetle rabıtası teması
Tahsildarla jandarma köy ağası
Her üçü de milletin baş belası
Milletimin efendisi işte bu.