Rükneddîn Süleyman Şah Biyografisi
8. Anadolu Selçuklu sultanıdır. 1196 – 1204 yılları arasında hüküm sürmüştür.
Rükneddîn Süleyman Şah, II. Kılıç Arslan’ın oğludur. Babası onu Tokat ve civarı meliki olarak görevlendirdi. Kısa süren saltanatına rağmen, Selçuklu sultanları arasında, kudreti ve devleti birleştirmesi ile büyük hizmetler yapmış bir hükümdardır.
Babası 6. Anadolu Selçuklu sultanı II. Kılıç Arslan kendisi Konya’da kalırken 1186‘da ülkesini 11 oğlu arasında şöyle paylaştırdı:
1 – Kutbeddin Melikşah – Sivas, Aksaray
2 – Rükneddin Süleyman Şah – Tokat ve civarı
3 – Nureddin Sultanşah – Kayseri ve civarı
4 – Muğiseddin Tuğrulşah – Elbistan
5 – Muizeddin Kayserşah -Malatya
6 – Muhiddin Mesud – Ankara merkez. Çankırı, Kastamonu ve Eskişehir
7 – I. Gıyaseddin Keyhüsrev – Uluborlu, Kütahya civarı
8 – Nasreddin Berkyarukşah – Niksar, Koyulhisar
9 – Nizameddin Argunşah – Amasya
10 – Arslanşah – Niğde
11 – Sancarşah – Ereğli ve güneyi
Babasının yaşlılık döneminde abisi Kutbeddin Melikşah taht mücadelesi yaparak Konya’ya hâkim olmuşsa da III. Haçlı Seferi sırasında Sivas’a çekilmiş. Babası II. Kılıç Arslan, I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in yanına gelmiş ve sonra I. Gıyaseddin Keyhüsrev ile onların üstüne yürüdükleri sırada babası II. Kılıç Arslan 1192 yılında ölünce I. Gıyaseddin Keyhüsrev 28 yaşında iken Konya’da Sultan olduğunu ilan etmiştir.
Rükneddîn Süleyman Şah, onun sultanlığını kabul etmedi. Rükneddin Süleyman Şah öteki kardeşlerine kendi iktidarını kabul ettirdi ve Sivas ile Kayseri’ye hakim olduktan sonra Konya üzerine yürüdü. Konya halkı ise Gıyaseddin’i korumuş ve Rükneddin Süleyman Şah’a karşı çıkmıştır. Dört aylık bir kuşatmadan sonra anlaşma teklif edilmiş ve Gıyaseddin’e bir ahidname veren Rükneddin Süleyman Şah, şehri ele geçirmiştir. Gıyaseddin ise Konya’nın daha fazla zarara uğramaması için elçilerin bu faaliyetlerini ve kardeşinin saltanatını kabul etmiş ve şehri terk etmiştir. Ancak giderken hiçbir Konyalıyı muhafız olarak yanına almamıştır. Böylece 7 Ekim 1196 tarihinde Rükneddîn Süleyman Şah Sultan olmuştur.
Gıyaseddin Keyhüsrev tahtını devredince hayatından endişe ederek hızla Akşehir tarafına doğru ilerledi. Öyle telaş yaptı ki iki oğlunu Konya’da bırakmak zorunda kaldı. Ancak; Akşehir’e geldiği zaman saldırıya uğradılar ve hayatlarını zor kurtardılar. Bu durumu kardeşi Rükneddin Süleyman Şah’a bildirdi. Bunun üzerine Rükneddin Süleyman Şahrdı ve kardeşine güvence verdi. Yeğenlerini de babalarının yanına gönderdi.
Rükneddîn Süleyman Şah, Anadolu’da Selçuklu Türk birliğini yeniden kurmak üzere kardeşlerinin idaresinde bulunan toprakları elde etmeye girişti. 1197 yılında Melik Berkyaruk’un elinden Niksar’ı, Melik Arslanşah’ın elinden Amasya’yı aldı. Bu arada Elbistan Meliki Tuğrul Şah ona tâbi olduğunu bildirdi.
Selçuklularının iç meseleleri ile uğraşmasını fırsat bilerek Kayseri üzerine akınlar yapan Ermeni kralı II. Levon’un üzerine 1199’da sefere çıktı. Bu sefer sonunda Ermenilerin işgal ettiği bölgeler kurtarıldı.
Haziran 1200 tarihinde kendisine tabi olmamakta direnen kardeşi Malatya meliki Kayser Şah üzerine yürüdü ve Malatya’yı idaresi altına aldı. Süleyman Şah ayrıca Harput’ta hüküm süren Artuklu koluna hâkimiyetini kabul ettirdi. Erzincan hükümdarı Mengücikoğlu Behramşah, kayınpederi Kılıçarslan’a olduğu gibi, Süleymanşah’a da bağımlı kaldı. Aynı hanedanın Divriği kolunu temsilen Turanşah ta Selçuklu tabiiyetine devam etti. Süleymanşah, Malatya seferi sırasında, Harput’ta hüküm süren Artuklu hanedanına da hakimiyetini kabul ettirdi.
Rükneddîn Süleyman Şah, iç sorunlarla meşgulken Bizans imparatoru Samsun’a gelen ticari gemilere baskın yaptırarak birçok ticaret malını yağmalatmıştı. Elçi gönderip anlaşma teklif etti. İmzalanan barış anlaşması ile iki devlet arasında siyasî ilişkiler yeniden başladı.
Rükneddîn Süleyman Şah’ın en büyük başarısı Erzurum‘u alarak Saltukluların varlığına son vermek oldu. Asıl hedefi Gürcistan idi. Kars’ı ele geçiren ve Erzurum’a kadar akınlar yapan Gürcüler üzerine çıktığı seferde kardeşleri ve tabi hükümdarlardan askeri yardım istemişti. Erzurum’a vardığında huzuruna çıkmakta geç kalan Saltuklu Beyi Melikşah’ı hapsetti ve böylece Saltuklu hanedanının hakimiyeti sona erdi.
Daha sonra 1202 yılında Gürcistan Kraliçesi Tamara’nın gönderdiği ordu tarafından Erzurum’un doğusunda Selçuklu ordushrâmşâh esir düştü; daha sonra fidyesi ödenerek esaretten kurtarılabildi. Süleyman Şah ise Erzurum’a çekildi, ardından Konya’ya döndü.
Gürcüler’e karşı yeni bir sefere çıkmadan önce Ankara meliki kardeşi Muhiddin Mesud yönetiminde olan Ankara’yı almak isteyen Rükneddîn Süleyman Şah 2 yıl kadar şehri kuşattı. Rükneddîn Süleyman Şah, 1204 yılında kardeşi Muhiddin Mesud yönetiminde olan Ankara’yı teslim aldı.
Yeni bir Gürcistan seferine giderken yolda hastalanarak Konya-Malatya arasında 6 Temmuz 1204 tarihinde öldü. Mezarı, Konya’da Alâeddin Camii’ndedir.
Rükneddîn Süleyman Şah yaklaşık 8 yıl süren saltanatı sırasında ülkede millî birliği sağlamış, hudutlarını doğuda Gürcistan’a, kuzeyde Karadeniz sahillerine kadar genişletmiş, Mengücüklü, Artuklu, Eyyubi hükümdarlıklarını ve Kilikya Ermeni krallıklarını kendisine tabi kılmıştır. Süleyman Sah yüksek devlet adamlığı vasıflarını haiz, engin kültürlü ve sair bir hükümdardı. Diğer birçok Türk hükümdarı gibi o da alim, sair ve sanatkârları himaye etmiştir.
Rükneddîn Süleyman Şah’ın ölümünden sonra çocuk yaştaki oğlu III. Kılıç Arslan (d.1196 – ö.1205) 9. Anadolu Selçuklu Sultanı olarak 1204 yılında başa geçti. 8 ay kadar başta kaldıktan sonra amcası I. Gıyaseddin Keyhüsrev’e sultanlığı vermek zorunda kaldı.