Selim Turan

Doğum Tarihi

9 Haziran 1915

Ölüm Tarihi

13 Ekim 1994

Şehir

İstanbul

Burç

İkizler

1915 yılının Mayıs ayında İstanbul’da Cağaloğlu semtinde Fehmi Paşa Konağı’nda doğan Selim Turan’ın ilk çocukluk yılları İstanbul’un işgal edildiği uzun ve karanlık dönemine rastlar. 16 Mart 1920’de İngiliz, Fransız ve İtalyan Yüksek Komiserleri, sabah erkenden Hale Asaf’ın babası olan Sadrazam Salih Paşa’ya bir nota vererek, saat 10.00’dan itibaren kenti işgal edeceklerini bildirir.

23 Ağustos 1923’e kadar sürecek olan bu işgal yıllarında, yaşam Turan ailesi için zorluklarla dolu geçer. Çok sayıda aydın ve bilim adamı, yazar ve düşünür gibi, Turan Ailesi’nin babası, Hüzeyinzâde Ali Bey de 1915 yılında İngilizler tarafından tutuklanarak Süleymaniye’de, Bekir Ağa Bölüğü’nde hapsedilir. 1916 yılının ocak ayında Berlin’de toplanan Türk Kavimleri Kongresi’nde ve 1917 yılında da Stockholm’de Milletler Arası Sosyalist Konferansı’nda bildiriler sunar. Makaleleri, şiirleri ve çeviri kitaplarıyla entelektüel bir düşünce insanıdır.

1864 yılında Azerbaycan’ın Salyan şehrinde doğan Hüseyinzâde Dr. Ali, Kafkasya Şeyhülislam’ın sülalesinden gelmektedir. Yükseköğrenimini, Petersburg Üniversitesi’nde tamamlar ve 1889 yılında İstanbul’a gelir, Mekteb-i Tıbbıye-i Askeriye-i Şahane’den 1895 yılında, doktor yüzbaşı rütbesiyle diploma alır. Osmanlı-Yunan Savaşı’na katılır. İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucuları ve merkez komite üyeleri arasında yer alır. Yakın tarihimizde, Türkçülük akımının ünlü düşünürleri arasında aktif olarak çalışan Hüseyinzâde Dr. Ali, Ziya Gökalp’le birlikte çalışır. Hamdullah Suphi, Yusuf Akçura ve Ahmet Ağaoğlu ile Turan Felsefesinin geliştirmeye, yaymaya odaklanır. Ancak istibdat döneminin baskısına dayanamayarak, 1903 yılında Kafkasya’ya kaçar ve Türkçülük çalışmalarına burada Türkçülüğün benimsenmesi için yayınlar yapar.

Hüseyin Zâde olarak tanınan Ali Turan, Rusça yayınlanan “Kaspi” adlı gazetenin başyazarlığını, Bakü’deki Saadet Okulu’nun Müdürlüğü’nü üstlenir. 1905 yılında, Bakü’de, başyazarlığını ve müdürlüğünü yaptığı “Hayat” adında siyasi bir gazete çıkarır. Fikir ve görüşlerini paylaştığı Ağaoğlu Ahmet’le “Güneş” adında günlük siyasi bir gazete yayınlar. Ayrıca, Ali Turan, çok büyük ses getiren “Füyuzat” adlı, haftalık bir siyasi dergi çıkarmaya başlar. Gerek “Hayat” gazetesinin başyazarlığında, gerekse “Füyuzat” dergilerinde yayınlanan makalelerinde, Türklüğü, Türklüğün saflığını ve birliğini savunurken, dil olarak da yeni edebiyat akımına destek verir. Azerbaycan’da da, İstanbul lehçesinin başat olmasını amaçlar. II. Meşrutiyet’in ilanıyla Türkiye’ye döner ve Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocakları’nın öncü düşünürü olarak saygı görür.

İlk çocukluk yılları annesi Edhiye Hanım’ın terbiyesinde geçen Selim Turan’ın yaşamında, babası önemli bir figürdür. Yedi dil bilen, Hüseyinzâde Ali bey, düşünceleri, aynı düşünceleri paylaşan çevresi, siyasi mücadeleleri ile yarattığı entelektüel yaşamının bir parçası olan aile içinde büyütür çocuklarını. Selim Turan, çok dil konuşulan, çok kitap okunan, felsefe yapılan aile evinde, zaman zaman da babasının evden uzak kalmasına neden olan siyasi mücadelelerinin konuşulup tartışıldığı ortamda yetişir. Resim, edebiyat, şiir, siyaset önemlisi de matematik ve mantık bilgilerinin temellerini aile evinde alan Selim Turan, kendi özel felsefesini geliştirme korumu ve savunma bilinci içinde büyür. Devamlı olarak okumaktadır. Babası onu resim yapmaya yönlendirmekte, annesi de yapacağı resimlerinin konularında kendisine yardımcı olmaktadır. Beyazıt Numune Zükur İlkokulu’nda ise resim öğretmeni Malik Aksel’dir. Aile 1923 yılında, Süleymaniye’den Üsküdar Paşa Kapısı’na taşınır. 1925 yılında Galatasaray Lisesi’ne girer ve ilkokul üçüncü sınıfta gitmeye başlar.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9