Tahir Salahov

Ülke

Azerbaycan

1928 ’de Bakü’de doğmuştur. Resim çizmeye daha ilkokul Birinci Sınıftayken başlayan Salahov ‘un, 8 yaşına geldiğinde kütüphanede kişisel sergisi açılmıştı bile.

Ressam,sanata attığı ilk adımlar hakkında şöyle yazar; ’’Kütüphaneden kitap aldığımda bana dediler ki; ’’Okuduklarını resimlerle anlatmaya çalış’’. Ben ise bir buçuk aya kadar kitabı iade etmedim ve “Bak, ben çalışkanım , çok çalıştım ve çok resim çizdim.’’diyebilmek için, benden istenilmesine rağmen başka kitaplara da resimler yaptım.

Daha sonra Bakü’deki Belinski Kütüphanesinde ilk sergim açıldı.’’ Önceleri Bakü’deki PionerleR Evi’nin Görsel Sanat Stüdyosuna ve Azim Azimzade Ressamlık Okuluna Giden genç Salahov , ikinci Dünya Savaşı sonrasındaki zor yıllarda şehir parkı için asfalt üzerine reklam kompozisyonları çizerek kalabalık ailesinin geçimine katkıda bulunuyordu .

Daha sonra , Saint Petersbug ve Moskova’ daki ressamlık okullarında V.P.Yefanov,P.İ.Kotov ve ünlü savaş sahneleri ustası P.D. Pokorjevski’nin yanında eğitim gördü ve yağlı boya tekniğinde olduğu kadar diğer resim tekniklerinde de bilgi ve becerisini artırarak yeteneğini ortaya çıkardı.

Onun resimlerini de başka ressamlar gibi birkaç grupta analiz etmek mümkündür. Bu sıralamaya portre, eksizler, sulu boya ve edebi özelliği bulunan resimler dahildir.

Ressam, yurtdışına çıktığı zamanlarda durmadan resim yapar, Bakü’ye dönünce de bu eserlerin bir kısmını kişisel sergilerinde gün ışığına çıkarırdı. Tahir Salahov’un çok yönlü yaratıcılık deneyimini gözler önüne seren ve yurtdışında yapıp getirdiği resimler neredeyse sayısızdır.

Salahov, 1960 yılından itibaren birçok ülkeye iş gezisine gider ve her seferinde içerisinde onlarca, yüzlerce resim bulunan albümlerle dönerdi. Azerbaycan’ ın ünlü sanat eleştirmeni ve bilim adamı Mürsel Necefov bu konuda şöyle yazar; ’’Bugün onun resim albümlerinde ve sulu boya serilerinde Çekoslovakya ve Almanya, Fransa ve İtalya, Norveç ve Büyük Britanya, Yunanistan ve İsviçre, Hollanda ve Birleşik Devletleri, Fillandiya ve Danimarka, Hindistan ve Suriye, Irak ve İran, Macaristan ve Yugoslavya, Kanada ve Japonya gibi ülkelere ve müsvedde resimlere rastlamamız tesadüf değildir. ’Sanatçının çok sayıdaki resimleri, eskizleri, çizgi çalışmaları arasında tanıdığı insanların portreleri özellikle dikkate değerdir.

Portre tarzı onun yaratıcılığından geniş yer tutar. Herkesçe bilinen Kara Karayev’in Portresi üzerinde çalışmaya başladığında (1960) kendisinin de belirttiği gibi ressam ,bestekarın yanında defalarca bulunmuş; ekzisler, çizgi çalışmaları yapmış onu çok yönlü olarak tanımaya çalışmıştı. “Ben Kara Karayev’i ihtiraslı çalışma ortamında çizmek istiyordum”.

Çünkü ilham geldiği zaman üreten insan için bunun olağanüstü, dahiyane ve gergin bir süreç olduğunu göz önünde bulunduruldum. Daha sonraları F. Emirov’un(1967), R.Rıza’nın (1971),M.A.Sabir’in (1962) portrelerini yaparken de ressam aynı yönteme başvurmuştu.M.A.Sabir’in portresi için babasına çok benzeyen oğlu model olmuştu. Tahir Salahov,gazlı kalem tekniğini de mükemmel bir şekilde kullanarak bu konudaki yeteneğini ustalıkla sergilenmiştir.

Şu gerçeği unutmamak gerekir ki Çin mürekkepli gazlı kalemle resim çizmek kalem ve kömürle çalışmaya oranla daha zordur. Çünkü bu süreç te ressamın yaptığı hatayı silerek düzetmesi imkansızdır. Bu yüzden sanatçı resmin görüntüsünü öncelikle hayalinde canlandırmalı ve onu bir defaya mahsus olarak kaydetmelidir. Salahov’un çizgisinden yetenekli Azerbaycan ressamı Hüseyin Aliyev’in portesi (kağıt üzerine gazlı kalem) insan psikolojisini düşüncelerini onun simasında ifade edilen maneviyatı bizlere tecessüm ettirmektedir.
Tahir Salahov yaşadığı dünyaya çevresindeki gerçeklere daima yaratıcı bakışlarla bakmıştır. Kadın güzelliğine hayranlık; onun ifadeli, yorucu olmayan, sade ve lakonik tasvir araçlarıyla yansıtılması; Bu arada anın ve pisikoljininde vurgulanması Tahir Salahov’un çizdiği çok sayıdaki kadın resimlerinde kendini belli eder. Bu özellikler hemşire portresi (kağıt üzerine kalem 1978) Marina’nın portresi (Kağıt üzerine kalem 1983), aktris İ.Miroşniçenko’nun portresi ( Kara Kağıt üzerine tebeşir, 1980)vs. gibi çok sayıda portrede merkezi çizgi olarak kendini göstermektedir.

Aktris İ. Miroşniçenko’nun portesine sanki aktris oynadığı rolde seyirciye seslenecek veya hareket edecekmişcesine kara kağıt üzerine çizmiştir. Bu portrede de, diğerlerinde gördüğümüz gibi insanın bu dünyada ki yeri ve düşüncelerinin, varlığın, mahiyetinin çeşitli insan tiplerinin tasvir ve ifade araçlarıyla betimlendiğini görüyoruz.

Tahir Salahov’un resimleri arasında “Atölye de model” serisinden olan ve doğrudan modele bakılarak çizilmiş resimler de dikkat çeker, ki bunların da bir çoğu gazlı kalem tekniğiyle icra edilmiştir.

Salahov sanatçılığının yanı sıra pedagojik faaliyeti ve organizasyon becerisiyle genç ressamlar kuşağının yetirtirilmesine ve milli ressamlığın gelişmesine büyük ölçüde katkı da bulunmuştur. Tahir Salahov’un Türkiye Cumhuriyeti’ndeki sanatı ve Kurtuluş Savaşı,Büyük Taarruz, Sakarya Meydan Muharebesi ve Çanakkale Savaşıyla ilgili işleri de takdir edilenlerdir.

2001 yılından itibaren Salahov’un başkanlığındaki Rus sanatçılar heyeti, Ankara Anıtkabir’indeki Atatürk ve Kurtuluş savaşı müzesinde çalışmaya başlamışlardır.

Çalışmaları sonucunda, 26 Ağustos 2002’ de Atatürk ve Kurtuluş savaşı Müzesi Büyük bir törenle açıldı ve Türk milletine sunuldu.