Veliefendi Biyografisi
Şeyhülislam Veliefendi’nin birçok hayratı mevcuttur. En önemli hayratı ise İstanbul’da Zeytinburnu ile Bakırköy arasında kalan Çırpıcıçayırı civarındaki mesire yeri ve çeşmesidir. Bu alan günümüzde Veliefendi Hipodromu adıyla at yarışlarının yapıldığı bir yer olarak kullanılmaktadır.
Veliefendi, 1681 yılında İstanbul Silivrikapı’da Yayla semtinde dünyaya geldi. Asıl adı Veliyüddin’dir. Babası yeniçerilerin altmış dördüncü solak ortası ihtiyarlarından Solakbaşı Hacı Mustafa Ağa’dır. Tahsilini tamamladıktan sonra müderris olup babasının Silivrikapı’da Arabacı Bayezid mahallesinde yaptırdığı medresede ibtidâ-i hâric rütbesiyle bir süre müderrislik yaptı.
Veliefendi, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın dikkatini çekerek onun himayesine girdi. Onun sayesinde Evkaf-ı Harameyn Müfettişliği’ne getirildi. 1729 yılında Halep kadılığına tayin edildi; ancak ertesi yıl Patrona Halil’in başlattığı Patrona Halil Ayaklanması neticesinde hamisi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın katlinden sonra görevinden uzaklaştırıldı. Patrona Halil Ayaklanmasının elebaşılarının bertaraf edilmesinden sonra Galata Kadısı oldu. Bilâhare Kahire ve Medîne’de kadılık yaptıktan sonra İstanbul Kadılığına getirildi.
Bundan birkaç ay sonra 1756 yılının Mayıs ayında Anadolu Kazaskerliği’ne, 28 Nisan 1758 tarihinde de Rumeli Kazaskerliği’ne tayin edildi. Ancak rüşvet aldığına dâir padişah III. Mustafa’ya sunulan şikâyetlerin artması üzerine 3 Ağustos 1758 tarihinde azledilerek Manisa’ya sürüldü. Yapılan tahkikat neticesinde iddiaların asılsız olduğunun anlaşılması üzerine affedildi ve 26 Temmuz 1759 tarihinde İstanbul’a döndü.
16 Şubat 1760 tarihinde Şeyhülislam Çelebizâde Âsım Efendi’nin ölümü üzerine Şeyhülislamlığa tayin edildi. Ancak sert mizâcı nedeniyle şiddetli muhâlefete marûz kaldığından 18 ay sonra azledildi.
5 sene sonra yeniden 23 Nisan 1767 tarihinde Dürrîzâde Mustafa Efendi’nin yerine şeyhülislâmlığa getirildi. 25 Ekim 1768 tarihindeki vefatına kadar da bu görevde kaldı.
Veliefendi, 25 Ekim 1768 tarihinde İstanbul’da 87 yaşında ölmüştür.
Veliefendi, tıp eğitimi almadan hekimlik yapan kişilerin engellenmesi için hekimlerden oluşan bir heyet kurulmasını ve bu yolla sahtekârlığın önüne geçilmesini temin etmiştir.
Veliefendi’nin birçok hayratı mevcuttur. En önemli hayratı ise İstanbul’da Zeytinburnu ile Bakırköy arasında kalan Çırpıcıçayırı civarındaki mesire yeri ve çeşmesidir. Bu vakıf onun Galata kadısı olduğu sırada tesis edilmiştir. Veli Efendi çayırı ve çeşmesi, zamanla İstanbul halkı tarafından manilere konu teşkil edecek derecede sevilen bir mesire haline gelmiştir. Bu alan günümüzde Veliefendi Hipodromu adıyla at yarışlarının yapıldığı bir yer olarak kullanılmaktadır.
Veliefendi’nin diğer önemli hizmeti ise inşa ettirdiği Beyazıt Kütüphanesi ile vakfettiği kitaplarıdır.
Veliefendi gerçek bir çiçek severdir. Onun çiçeklere ilgisi özellikle lalelere karşı uzmanlık seviyesine ulaşmıştır. Otuzbeşten fazla yetiştirdiği Lale türlerine kendisi isim koymuştur.”lem’a , Pertev, Matla-ı Hurşit, Gül hız, Rişte-i zerrin, Refiü’ş-şan, Beşir-i ikbal, Peymane-i zerrin, İ’caz-ı gülşen, Dibace-i gülşen, Afitab-ı çemen gibi 35’ten fazla lale türü yetiştirmiştir.
Veliefendi Hipodromunun hikayesi :
Veliefendi’nin 1758 tarihinde de Rumeli Kazaskerliği sırasında padişah III. Mustafa’ya sunulan şikâyetlerin sonucunda Manisa’ya sürüldükten sonra haklı olduğu ortaya çıkınca padişah tarafından özür mahiyetinde İstanbul’da Zeytinburnu ile Bakırköy arasında kalan Çırpıcıçayırı civarındaki sahile yakın kısımdaki arazi Veliefendi’ye bağışlandı.
Veliefendi de döneminin en değerli bölgesindeki bu arsayı mesire alanı olarak vakfetmiş. Çeşmeler yaptırmış, çevresini bakıma almış. 1911 yılına kadar da mesire alanı olarak kullanılmış. 1911 yılında Enver Paşa‘nın Almanlardan oluşan bilim kurulu oluşturup İstanbul‘da at yarışı düzenlenilebilecek bir arazi tespit edilmesini istemesiyle arazinin kaderi değişir. Almanlar yarışlar için Veliefendi Çayırı’nı uygun görür. Hemen iki pist, iki tahta tribün ve bir hakem kulesi yaptırılır. Savaş yılları olmasına rağmen Türkiye Jokey Kulübü’nün düzenlediği yarışlara ilgi büyüktür. İstanbul’un zenginleri ve yabancılar, bu koşulara hayli ilgi gösterir. Veliefendi Çayırı’ndaki yarış pisti zamanla gelişmeye, yangınlarda kül olan tribünler yenilenmeye ve büyümeye başlar.
31 Temmuz 1949’da seyircilerin at yarışlarına hile karıştırıldığı gerekçesiyle hakem kulesini ve tribünleri yakmasıyla yarışlara bir süre ara veren hipodromun arazisi, 1950 yılında Tarım Bakanlığı tarafından Türkiye Jokey Kulübü’ne kiralandı.
1950 yılında da Tarım Bakanlığı tarafından arazi Türkiye Jokey Kulübü’ne kiralanmış. Şimdi arazi, at bakım alanları, Jokey Kulübü idari binası ve pistiyle Veliefendi Hipodromu olarak kullanılıyor.
7600 kişilik tribün kapasitesine sahip hipodrom, 596 dönüm arazi üzerine kurulu. 2020 metre uzunluğunda 27-36 metre eninde çim yarış pisti, 1870 metre uzunluğunda 17.5 -19 metre eninde sentetik yarış pisti, 1730 metre uzunluğunda 16 – 17 metre eninde kum idman pisti, mevcut.
Hipodrom alanında TJK Asli Üyeler Sosyal Eğitim Merkezi, İdari Binaları, Yarış Atları Hastanesi, Apranti Eğitim Merkezi, Satış mağazası, Müze ve Sergi salonu, 102 m² led ekran, 140 masalık piknik alanı, 1 çocuk bahçesi, çeşitli kafeteryalar ve otoparkı bulunuyor.